Hanefi Avcı'nın bu soruları yanıtlarken Ali Fuat Yılmazer ve ekibini açıkça suçladı. Hanefi Avcı'nın, görev yeri değiştirilen Ali Fuat Yılmazer için "Uygun olmayan bir usulle görev yerinin değiştirildiğini öğrendim. Bu durumun da son yapılan tahkikatlardan kaynaklandığını düşünmekteyim. Bütün bunlar hakkımda delil olduğu söylenen belgelerin şaibeli olarak elde edildiğini göstermektedir" dediği ileri sürüldü.

İSTANBUL-"Haliçte Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemat" isimli kitabı kimsenin katkısı olmadan kendisinin yazdığını söyleyen Hanefi Avcı’nın ifadesinde, geçtiğimiz hafta görevi değiştirilen Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer’i suçladığı öğrenildi. Devrimci Karargah davasında tutuklu bulunan  eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, dün de Ergenekon terör örgütü üyeliğinden tutuklandı. Yaklaşık 10 saat Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde kalan Avcı, Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’e yaklaşık 5 saat ifade verdi.

‘HERHANGİ BİR ÖRGÜT ÜYESİ DEĞİLİM’
Yaklaşık 40 soruya verdiği yanıtların toplam 17 sayfa tuttuğu öğrenilen Avcı’ya ilk olarak “Ergenekon terör örgütü üyesi misiniz?" sorusunun yöneltildiği belirtiliyor. Avcı’nın bu soruya “Ben herhangi bir terör örgütü üyesi değilim. Demokrasiye ve sivil yönetime inanan birisiyim. 28 Şubat döneminde hukuka aykırı davranışları raporla üst makamlara ilettim. Yine Susurluk döneminde devlet içersinde terörle mücadele adı altında birtakım illegal yapılanmaların olduğunu ben söyledim" diye yanıt verdiği öğrenildi..

“ODAMI BOŞALTTIM AMA SONRA 24 KASET BULUNDU"
2009 yılının Kasım ayında hukuka aykırı olarak kendisinin ve bazı arkadaşlarının telefonlarının İstanbul İstihbarat birimince dinlendiğini fark ettiğini söylediği öğrenilen Hanefi Avcı,  “Eskişehir’de ayrıldığım makamımda yapılan aramada bir çanta içersinde 24 adet kasetin bulunduğu bildirilmişti. Halbuki ben bu makamı 1 ay kadar önce boşaltmıştım. Tüm özel eşyalarımı orada çalışan memurlar listeleyerek bana teslim etmişlerdi. Burada hiçbir özel eşyam yoktu ama sonra 24 kaset bulundu. Orada çalışan görevliler şikayetim üzerine Eskişehir Savcılığı’na verdikleri ifadede, bu çanta ve kasetlerin orada olmadığını, olsaydı mutlaka göreceklerini açık olarak belirttiler. Tüm bunlar epeyden beri hakkımda böyle birilerinin bir işlem yaptığını, suç oluşturmaya çalıştığını göstermektedir" diye konuştu.

AHMET ŞIK BANA SORU GÖNDERDİ
Odatv soruşturması kapsamında tutuklanan isimlerden Nedim Şener’le gazeteci olduğu için tanıştığını ve ara sıra telefonla görüştüğünü anlatan Avcı’nın, “Ahmet Şık, 1997 yılında Şaban Dayan denilen bir şahsa işkence yaptığıma dair bir haber yapmıştı. Ben de Ahmet Şık’a şahsı tanımadığımı, olayın doğru olmadığını söylemiştim. Kendisi, şahsı alıp yanıma getirdi ve beni onunla yüzleştirdi. Ahmet Şık, bildiğim kadarıyla düzgün, demokratik sol görüşte bir gazetecidir. Ayda yılda bir telefonla konuşmuşluğum vardır. Ancak son zamanlarda bir kitap yayınlanması için benden bazı soruları cevaplandırmamı istedi. Kendim de kamu görevlisi olduğum için bazı soruların görevle alakalı olması nedeniyle bu sorulara izin alınmadan cevap veremeyeceğimi söyledim" diye ifade verdiği belirtildi.

“KOZİNOĞLU’NUN İSMİNİ İLK DEFA BEN SÖYLEDİM"
Soner Yalçın’la 10 yıl önce ayak üstü bir yerde karşılaştıklarını söyleyen Avcı’nın, Alaattin Çakıcı dosyası nedeniyle Kaşif Kozinoğlu hakkındaki tahkikatı kendisinin yaptığını, Susurluk’ta Kozinoğlu’nun isminin ilk defa kendisi tarafından zikredildiğini ifade etti.

ODA TV İLE İRTİBATIM YOK
Odatv adlı internet sitesiyle herhangi bir irtibatı olup olmadığı sorulan Avcı, hiçbir irtibatı olmadığını, tesadüfen bile olsa bu siteye hiç girmediğini savundu.

“KİTABIN İKİNCİ BÖLÜMÜNÜ SONRADAN YAZDIM"
Avcı’ya “Haliç’te Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat" adlı kitabıyla ilgili de sorular soruldu. “Kitabı ne zaman yazmaya başladınız? Devlet ve Cemaat bölümlerini ayrı ayrı zamanlarda yazmaya başladıysanız hangi bölüme ne zaman başladınız?" diye soru yöneltildiği öğrenilen Avcı’nın bu soruyu da “Ben bu kitaba 2000 yılında bir miktar başlamıştım. Daha sonra ara verdim. 2009 yılının Nisan ayından itibaren yeniden yazmaya başladım. 10 Nisan 2010 tarihine bu kitap yetişecekti ama düzeltme işleri çok uzadı. 19 Ağustos 2010 tarihinde çıktı" şeklinde yanıtladığı, birinci bölümün 2010 yılının Ocak veya Şubat ayında bittiğini ikinci bölüme 2010 yılının Ocak ayında başladığını söylediği öğrenildi..

“YAYINEVİNE İKİNCİ BÖLÜMÜ SONRADAN GÖNDERDİM"
Kitabı basması için Susurluk zamanında tanıştığı Fikri Sağlar kanalıyla Arkadaş Kitapevi’ne verdiğini söylediği belirten Avcı’ya “Devlet ve cemaat bölümlerinin yazımı bittikten sonra her ikisini birlikte mi yayınevine teslim ettiniz?" diye soruldu. Öncelikle birinci bölümü teslim ettiğini belirten Avcı’nın “İkinci bölümü daha sonra gönderdim. Birinci bölümün düzeltilmesi bitti. Ben onun üzerinde çalışırken yayınevi ikinci bölümü düzenledi" dediği öğrenildi.

“KİTABIN İKİNCİ BÖLÜMÜNÜ KİMSEYE VERMEDİM"
Savcı Öz’ün kitabı başka birine verip vermediği sorusu üzerine Avcı, ikinci bölümü kimseye vermediğini hatta yayınevine de internet kullanılmadan USB ile gönderildiğini söyledi.

“KİMSENİN KİTABA KATKISI OLMADI"
“Ergenekon soruşturması kapsamında haklarında işlem yapılan şahıslardan bu kitaba katkı yapan oldu mu?" sorusuna da Avcı’nın, “Bu konuda herhangi bir kimsenin katkısı olmadı. Başkasının yönlendirme yapma imkanı yoktur. Haklarında işlem yapılan kişilerle hiçbir bağlantım yoktur. Hatta Çetin Doğan ve Levent Ersöz hakkında da kitapta oldukça olumsuz beyanlar vardır" yanıtını verdiği belirtildi.

“KİTAP SÜREKLİ YENİLENDİ"
“Basılmak üzere Mart ayında teslim ettiğinizi söylediğiniz bir kitapta 5 ve 6 Nisan’da gerçekleştirilen Balyoz Darbe Planı ile ilgili gözaltıların anlatılması konusunda neler söyleyeceksiniz?" diye sorulan Avcı’nın, “İkinci bölüm kitap basılana kadar sürekli yenilendi. Düzenlemeler sırasında eklemeler yapıldı" diye yanıt verdiği öğrenildi.

“BEN CEMAATE KARŞI DEĞİLİM"
Odatv’de ele geçirildiği iddia edilen “Hanefi" isimli belge içerisinde yer alan “Referandum sürecinde cemaat yıpratılmalı ve kamuoyu üzerinde güvenilirliğini azaltmalı. Hanefi kullanılmalı. Böyle bir şeyi kendini ortaya koyarak teklif etmesi önemli" notu da Avcı’ya soruldu. Kitaptan kimsenin haberini olmadığını vurgulayan Avcı’nın, “Burada şunu ayırt etmek lazım. Ben cemaate karşı değilim. Benim çevremde birçok cemaat yanlısı insan vardır. Hatta bir ara cemaat mensubu olduğum gerekçesiyle soruşturma bile geçirdim" dediği belirtildi.

“BEN DELİ MİYİM"
Kendisinin maksatlı olarak yıpratılmak istendiğini söylediği öğrenilen Hanefi Avcı’nın, “Susurluk’ta ifade vermeseydim, 28 Şubat’ta rapor yazmasaydım, bu kitabı yazmasaydım, bugün cezaevinde değil, Türkiye’nin en güzel vilayetinde rahat bir yaşantı içerisinde olurdum. Ben deli miyim ki başımı belaya sokayım? Ama inandığım şu var: Hukuka ve demokrasiye uygun davranmak zorundayız"dediği belirtildi.

“KİTABIN YAZIMINDA NEDİM’İN KATKISI OLDU MU?"
“Kitabın yazımında Nedim Şener’in herhangi bir katkısı oldu mu?" sorusuna Avcı’nın, “Hiçbir katkısı olmadığı gibi kitabım basın mensuplarına toptan gönderilmiştir. Beni Nedim 20 Ağustos’ta telefonla aradı. ‘Senin adına bir kitap geldi, bu neyin nesi?’ deyince ben de kitabı benim yazdığımı söyledim" diye yanıt verdiği öğrenildi.

ODA TV’DE BULUNAN KİTAP İLE ÇIKAN KİTAP ARASINDAKİ FARKLILIKLAR
“Odatv’de yayınlanan aramalarda Haliç’te Yaşayan Simonlar adlı kitabın dijital hali olduğu değerlendirilen bir belgenin olduğu anlaşılmıştır. Dijital haldeki kitap incelendiğinde basımı yapılan kitap ile bazı farklılıkların olduğu anlaşılmıştır. Dijital haldeki kitabın isminin ‘Haliç’te Yaşan Simonlar Devletten Cemaate’, yayınevinin de Arkadaş Yayıncılık olduğu görülmüştür. Dijitaldeki kitabın içindekiler kısmı ile basılmış kitabın içindekiler kısmı arasında da bazı farklılıklar olduğu anlaşılmıştır. Bu farklılık neden kaynaklanmaktadır?" diye sorulan Avcı’nın, “Benim kitabımın dijital hali, kitap basıldıktan sonra internet sitelerinde vardır. Bu muhtemelen kitabın kapak basılmadan önceki farklı hali olabilir" diye konuştuğu ifade edildi.

KİTABIM NE ZAMAN ÇIKSA BİR BAHANE BULUNACAKTI
“Hanefi" isimli belgede yer alan “Hanefi’nin kitabı ne durumda? Referandum öncesi yetiştirilmeli. Nedim’i sıkıştırın, hızlandırsın" notları sorulan Avcı’nın, “Anayasa oylamasının kitapla bağlantısı hiç aklımda yoktu. Hangi zamanda çıkartsam da mutlaka bir bağlantı bulunacaktı. 10 Nisan’da çıksaydı Emniyetin terfilerini etkileme denecekti. Ağustos’ta çıksaydı YAŞ kararlarını etkileme denecekti" yanıtını verdi.

“GÖREV YERİ DEĞİŞTİRİLEN YILMAZER’İ SUÇLADI"
Bu ifadenin ardından “Silahlı terör örgütüne üye olmak ve adil yargılamaya etkilemeye teşebbüs" suçlarından İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan Avcı, buradaki ifadesinde İstihbarattan Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı iken geçtiğimiz günlerde görev yeri değiştirilen Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer'i suçladı.

“YILMAZER VE EKİBİNİN MEYDANA GETİRDİĞİ DELİLLER"
Odatv’de ele geçirilen belgenin hiçbir hukuki değeri olmadığını belirten Avcı’nın, “Hakkımdaki suçlamanın kaynağı İstanbul emniyet İstihbarat birimindeki Ali Fuat Yılmazer’in ve ekibinin etkin olduğu olaylar sonucu meydana getirilmiş delillerden ibarettir. Son durum itibariyle uygun olmayan bir usulle görev yerinin değiştirildiğini öğrendim. Bu durumun da son yapılan tahkikatlardan kaynaklandığını düşünmekteyim. Bütün bunlar hakkımda delil olduğu söylenen belgelerin şaibeli olarak elde edildiğini göstermektedir" dediği öğrenildi.

GAZETEPORT