Sedat Selim Ay’ın üyesi olduğu TİM-3 tarafından İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde kendisine tecavüz edildiği iddiasını AİHM’e taşıyıp orada Türkiye’yi mahkûm ettiren Asiye Zeybek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir televizyon programında, yaşadıklarını “tezgâh ” diye nitelemesine İsveç’ten yanıt verdi. Güzel, “Dosyalar zaten onların ellerinde, söylediklerinin doğru olmadığını onlar da biliyorlar” dedi.

 

Başbakan Erdoğan, pazar günü katıldığı bir televizyon programında Asiye Zeybek için “İsmi geçen bayan bir terör örgütü mensubu ve kendisi pişmanlıktan istifade ediyor. Sonra işkenceyle ortaya çıkıyor. Ciddi tezgâhlar var burada” demişti. Bu sözlerin ardından Taraf’ın sorularını telefonla yanıtlayan Asiye Zeybek, yaşadığı işkenceyi yıllarca kanıtlamaya çalıştığını şöyle anlattı: “Ben bu olayın açıklığa kavuşması için cezaevindeyken de, cezaevinden çıktıktan sonra da çok mücadele verdim. Başbakanlık müfettişleriyle de görüştüm. Bir sürü yere suç duyurusunda bulunduk, avukatım uğraştı ama bir sonuç çıkmadı. Bir yere geliyor tıkanıyor.”

 

BÜTÜN DOSYALAR ELLERİNDE

Tüm bunların ardından, 15 yıl geçtikten sonra işkenceyi kanıtlamanın mümkün olmadığını söyleyen Zeybek, “Zaten bütün dosyalar ellerinde. Söyledikleri her şeyin öyle olmadığını onlar da biliyorlar. Daha ben bunun üstüne ne söyleyebilirim ki” diye konuştu.

 

İTİRAFÇI DEĞİLİM

İşkenceden sonra bir travma yaşadığını anlatan Zeybek, itirafçı olduğu iddialarıyla ilgili de “Tamam, ben bir sürü kâğıt imzaladım. Ama ilk çıktığım duruşmada da ben bunu zaten söyledim, yaşadığım işkenceleri zaten ilk mahkemede anlattım (İtirafçıların kaldığı) Kırklareli Cezaevi’ne götürüldüm. Gördüğüm işkenceden sonra çok önemli değildi hangi cezaevine götürüldüğüm, ne olacağı ne biteceği. 3-4 ay orada kaldım. Sonra tamamen kendi istediğimle Gebze cezaevine sevkim çıktı. Ben itirafçı değilim” dedi.

 

ÇOK ZOR ATLATTIM

Başbakan’ın sözlerine yanıt “ İtiraf ” denilen ifadelerini daha sonra mahkemede geri almış olan Asiye Zeybek, Başbakan’ın sözleriyle ilgili hissettiklerini de şöyle anlattı: “Aradan yaklaşık 15 sene geçti. Ama insanın bir şey hissetmemesi mümkün değil. Hele ki böyle bir işkenceden sonra. Ben o süreci çok zor atlattım. Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum.”

 

Asiye Zeybek, 23 Şubat 1997’de gözaltına alındıktan sonra kendisine tecavüz edildiğini 8 Ekim 1997 ve 11 Şubat 1998 tarihlerinde çıktığı duruşmada anlatmış, ancak suç duyurusu talebi Adli Tıp Kurumu’nun verdiği “travma sonrası stres bozukluğu” raporuna rağmen mahkeme heyeti tarafından kabul edilmemişti. Davasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyan Zeybek, 2006 yılında Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes ulusal bir makama etkili bir başvuru yapabilme hakkına sahiptir” şeklindeki 13’üncü maddesini ihlal etmekten dolayı mahkûm ettirdi.