The Economist, İŞİD olayına geniş yer ayırdığı son sayısında Twitter'da yoğun olarak kullanılan "cihad baharı" tanımına da yer verdi. Economist dergisinin yeni sayısının başyazısında, Irak’ta tozu dumana katan Irak Şam İsalm Devleti şu ifadelerle tanımlanıyor:

Suriyeli anaakım isyancılar için çok şiddetli, El Kaide için çok aşırı olan IŞİD’in birden çok ebeveyni var. Suriye’deki savaşın başlangıcında Türkiye, yabancı savaşçıların sınırlarından serbestçe geçişine izin verdi.

Avrupalı hükümetler kaçırılan vatandaşları için IŞİD’e milyonlarca dolar ödedi. Esad alaycı tavırla köktencileri hapisten çıkararak ve saldırılardan sakınarak IŞİD’in diğer Suriyeli isyancılara karşı üstün gelmesine yardım etti. Kendisinden sonra geleceklerden korkacak dünyanın karşıtlarına yardımı kesmesini istedi. İşe yaradı.

BBC Türkçe'de yer alan habere göre dergideki daha ayrıntılı bir analizde, Twitter’daki “Cihad baharı” benzetmesinin öngörülü olduğu belirtilerek Arap Baharı'na gönderme yapılıyor.

Analizde, her şeye rağmen IŞİD’in geriletilmesinin mümkün olduğu vurgulanarak, Iraklı ve Suriyeli Sünni Arapların “diktatörler ve köktenciler” arasında sıkışmış olduğu ifade ediliyor. 

Irak’ın eski BM büyükelçi vekili Faysal İstrabadi’nin, “Irak devleti çökmenin eşiğinde” tespiti aktarılıyor Financial Times’ın haberinde.
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının Musul’un ardından Tikrit’i ele geçirerek Bağdat’a yönelmesi ve Kürt peşmerge gücünün Kerkük’te kontrolü sağlaması, ülkenin mezhepsel ve etnik olarak 3 parçaya bölünmesi olarak resmediliyor.

Risk yönetimi şirketi Uticensis uzmanı Kirk Sowell, Irak ordusunun Musul’u geri almak için harekete geçme işareti göstermediğini belirterek şöyle diyor:

“IŞİD’in Bağdat’a saldırıyı ağzına dolaması Musul’da durumunu sağlamlaştırma ihtiyacından. Ordunun karşılık vererek Musul’a saldırması gerekli ve bunu en kısa zamanda yapmalılar.”

Times savunma editörü Deborah Haynes, Irak ordusunun Musul’u savaşmadan terk etmesiyle birlikte, İngiltere ve ABD’nin bu ülkede ve Afganistan’da izlediği ‘güvenliği eğitim verilen yerel güvenlik güçlerine teslim etme’ taktiğinin çöktüğünü belirtiyor.
Analizde, Londra’daki düşünce kuruluşu RUSKI direktörü Prof.Michael Clarke’ın şu tespitine gönderme yapıyor: “İstikrar operasyonlarına giriştiğinizde, 2-3 yıllığına değil, neredeyse 20 yıllığına girersiniz.”

İngiliz ordusunun Basra’dan çekilen güçlerinin komutanlarından Jonathan Shaw ise Telegraph’taki yorum yazısında, geleneksel Irak Arap toplumundaki bağlılık hiyerarşisinin en altında “kurumlara bağlılık” olduğunu ve din, mezhep, etnisite, aşiret ve aile bağlılıklarının çok daha güçlü olduğunu hatırlatıyor.

Irak ordusunun çözülmesini böyle açıklayan Shaw, Iraklı üst düzey bir polis yetkilisinin 2007 yılında kendisine şöyle dediğini aktarıyor:
“Sorun ekipman veya eğitim değil, her şey bağlılıkla ilgili. Bunu değiştiremezsiniz.”