Yaşar Kemal’in ardından, yakın dostu, fotoğraf sanatçısı (kendi adlandırmasıyla foto-muhabir) Ara Güler, Yaşar Kemal'le olan dostluğunu Agos'tan Maral Dink'e anlattı.

Maral Dink, bir süre Hayat Mecmuası’nda birlikte çalışan iki ustanın, birbirilerinin kimliklerine şakayla takılacak kadar yoğun çalıştığını ve hayatı paylaştığını aktardığı söyleşisinde; Ara Güler'in, "Ben Ermeni’yim o Kürt. Yanyana gelsek isyan çıkarırız belki" deyip kahkahayı bastığını ekliyor.

Ara Güler'in Yaşar Kemal'le ilgili anlattıkları şöyle:

En son ne zaman gördünüz onu?

Hastaneye gitmiştim. Yoğun bakıma kimseyi almıyorlardı.

Burada buluşur muydunuz?

Burada. Yukarıda. Ben onların evine giderdim. Onun evi çok güzeldir. Boğazın üstündedir. Yaşar’la benim güzel bir geçmişimiz vardır.

Siz onu gazeteci kimliğiyle tanıdınız...

O gazeteciydi zaten. Sonradan romancı oldu. Çok iyi gazetecidir. Mesleğe yenilik getirmiştir. Ahtamar’ı o kurtarmıştır, yıkımını o durdurmuştur.

Peki ya edebiyatının sizdeki yeri?

Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi edebiyatçısıdır Yaşar. Ben en çok ‘Ağrı Dağı Efsanesi’ ve ‘İnce Memed’i severim. Mesela bu ‘Demirciler Çarşısı Cinayeti’ kitabı var... Bir kan damlatacak, 50 sayfa yazıyor. Düşünebiliyor musun?

Birlikte gittiğiniz yerleri düşündüğünüzde, ilk hangi kare geliyor gözünüzün önüne?

Menekşe diye bir yerde otururdu, bilir misin? Yeşilköy’den biraz ileride, küçücük bir köydür. Orada balıkçılar vardır, sahilde insanlar tavla oynar. Onlarla ahbaptı. Beni de götürürdü. Tavla oynardık. O konuşurdu, ben fotoğraf çekerdim.

Birlikte Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de gittiniz. Birlikte yolculuk etmek nasıldı? Yol hatıralarınız var mı?

Bir sürü yere. Erzurum’a, Adana’ya. Ama şimdi hatırlamam. Eğlencelidir Yaşar. O sana anlatır, sen ona anlatırsın. Hoş vakit geçer. En son Hemite’ye gittik. Çukurova’da. Doğduğu köydür. Orada heykelini de yaptık. Açılış yapıldı. Halet Çambel onun için bir yemek verdi. Bir sürü mühim adam da vardı.

Söyleşinin tamamı için tıklayınız