Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, 5 günlük Türkiye ziyaretinin ardından bir değerlendirme yaptı.

Piri, “Ziyaretimin esas nedeni mülteci krizi, basın özgürlüğü ve barış süreciydi. Baskı altındaki basın kuruluşlarını ziyaret ettim.

Gazeteciler çeşitli şekillerde ağır baskıya maruz.

Avrupa Parlamentosu’nun hazırlayacağı raporun çok önemli bir bölümü basın hürriyeti konusuna ayrılıyor olacak.

İfade özgürlüğü ve basın hürriyetiyle ilgili konular da 23 ve 24’üncü fasılların içeriğine yer alıyor. Türk hükümetinden bu konuda çalışma yapması istenecektir.” dedi.

Kati Piri, 5 günlük Türkiye ziyaretinin ardından basın toplantısı düzenledi.

 Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’yle ilgili yeni ilerleme raporu hazırlama çalışmaları çerçevesinde Türkiye’yi ziyaret ettiğini söyleye Piri, “Son ilerleme raporundan bu güne kadar mevcutta neler olduğuyla ilgili durum tespitini değerlendirmek üzere buradayım. İzmir, Ankara, Diyarbakır ve İstanbul’u ziyaret ettim.

Ziyaretimin esas nedeni mülteci krizi, basın özgürlüğü ve barış süreciydi. 2.2 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’nin bu anlamdaki çabalarını takdir ediyorum.

Bu insani çabanın daha öncesinde bir benzeri görülmemiştir. Yine aynı şekilde bu krizin müştereken Avrupa Birliği ile birlikte bu yükü paylaşacak şekilde ele alınmasının tam zamanıdır.” diye konuştu.

'TÜRKLER İÇİN VİZE SERBESTLİĞİ HEMEN OLACAK BİR ŞEY DEĞİL'

Türklerin Avrupa Birliği ülkelerine vizesiz seyahat etmesiyle ilgili gelişmenin hemen olamayacağını ifade eden Piri, şöyle devam etti: “Türk halkı için de vize serbestliğinin sağlanması çok kısa bir sürede, dünden bu güne olacak bir durum değildir.

 Bazı nirengi noktalarının yerine getirilmesi gerekir bunun olabilmesi için. Türk hükümeti tarafından yerine getirilecek pek çok unsur var. Bu kıstasın Ekim itibariyle yerine getirilebilmesi için.

 Avrupa Birliği’nin de bu anlamda çalışmalara son şeklinin verilebilmesi bakımından bir taahhüdünün olması gerektiğini görüyoruz.”

Maalesef Avrupa Birliği – Türkiye ilişkilerinin yeniden ivme kazanmasında mülteci krizinin etkili olduğunu belirten Piri, “Avrupa Birliği son 10 yıl içerisinde özellikle hukukun üstünlüğü, temel özgürlüklerle ilgili müzakere başlıklarının açılması için sürekli olarak çağrıda bulunmuştur.

 Bu yaratılan ivmeden önemli bir şekilde fayda sağlanabilir. Bu hem dürüst hem de samimi bir diyalog içerisinde olmalı.” dedi.

'GAZETECİLER AĞIR BASKI ALTINDA'

Avrupa komisyonunun hazırladığı yıllık rapordan bahseden Piri, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüğü ve medya özgürlüğü konularındaki çok ciddi kötüleşmeyle ilgili gelişmeleri yıllık raporunda vurgulamıştır.

Özellikle de Can Dündar ve Erdem Gül gibi gazetecilerin tutuklanması çok ciddi anlamda kaygı uyandırmaktadır.

Bu sebeple Cumhuriyet, Hürriyet ev Zaman gazetelerini ziyaret ettim. Amacım bu kurumlarda çalışan gazetecilere dayanışma göstermekti. Bu gazeteciler çeşitli şekillerde ağır baskıya maruzdurlar. Ziyaretimde kendilerine de vurguladım.

Aynı şekilde Türk hükümetiyle görüşmelerde de ifade ettim. İfade özgürlüğü ve bağımsız bir medya tam işlerliğini devam ettirten demokrasinin en önemli unsurlardır.”

'SİLAHLAR İNDİRİLMELİ, ŞİDDETLE ÇÖZÜM SAĞLANAMAZ'

Diyarbakır’a ‘Kürt şehri’ diyen Kati Piri, “Amacım Güneydoğu’daki görüşmeleri yapmaktı. Aynı şekilde sokağa çıkma yasağı olan Sur’un bir kısmını ziyaret ettim. Sivil toplum örgütlerinin bir kısmı ile toplantı yaptım.

Tahir Elçi’nin meslektaşları, Baro temsilcileri ve yerel yöneticilerle görüştüm. Buradaki pek çok vatandaş gibi ben de Türkiye’nin bu bölgesindeki gelişmelerden kaygılıyım. PKK tarafından tekrar şiddete geri dönülmesi kabul edilemez.

Silahlar indirilmelidir. Şiddet hiçbir şekilde Kürt sorununa çözüm sağlayamaz. Aynı şekilde 22 yerel yönetici ve belediye başkanının da tutuklanması, uzun süreli sokağa çıkma yasakları vatandaşa çok ciddi bedeller ödetmektedir. Bu durum ele alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.

'GAZETECİLER TERÖR İDDİASIYLA KARŞI KARŞIYA'

Piri, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bu sabah gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Today’s Zaman eski Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş’le dün görüştüğünü söyledi.

Ziyaret ettiği gazeteler arasında Today’s Zaman’ın da olduğunu belirten Piri, şöyle konuştu: “Sayın Bülent Keneş’in gözaltına alınmasıyla ilgili bana da bilgi verildi bu sabah.

Genel olarak görüşlerimi ifade etmem gerekirse özellikle terör ve diğer iddialarla alakalı olarak pek çok gazeteci bu durumla karşı karşıyadır.

Bu gelişmelerin kaygı verici olduğunu ifade etmek isterim. Pek çok gazeteci bu türden iddialarla karşı karşıyadır. Bu iddialarla yüzleşen tek kurum Zaman değildir.

Çeşitli şekillerde basın kuruluşları, editörler, genel yayın yönetmenleri, vergiyle ilgili uygulamalar da dahil olmak üzere baskının çeşitli şekillerine maruz kalmaktadırlar.

Bu hem gazeteciler için hem de basın kuruluşları için söylenebilir. Bunlar kaygı verici. Söz konusu sebeplerden dolayı kurumları ziyaret ettim. O sebeple Avrupa Parlamentosu’nun hazırlayacağı raporun çok önemli bir bölümü basın hürriyeti konusuna ayrılıyor olacak.

İfade özgürlüğü ve basın hürriyetiyle ilgili konular da 23 ve 24’üncü fasılların içeriğine yer alıyor. Türk hükümetinden bu konuda çalışma yapması istenecektir.”

'ALMANYA 1 YIL İÇERİSİNDE TÜRKİYE KADAR MÜLTECİ ALACAK'

Piri, “Avrupa Birliği mültecilerle ilgili Türkiye’ye 3 milyar euro verip sorumluluğu atmak mı istiyor*” şeklindeki soruya, “Mültecileri Avrupa Birliği ülkelerinin kabul etmeye istekli olmadığını söyleyemem. Özellikle Almanya örneğinden gitmek gerekirse 1 milyonu aşkın mültecinin kabul ettiğini görebiliriz.

Bu şekilde bir gidişat devam ederse 1 yıl gibi bir süre içerisinde Türkiye’deki mülteci sayısı kadar Almanya’da da olacak.

Burada eksik olan şey şu. 28 tane üye ülke arasında bu yükün paylaşımı konusunda bir dayanışma görmüyorsunuz. Zarar görebilir durumda olan insanlara uluslararası koruma vermek herkesin yükümlülüğü. Aslında yapılması gereken de budur.” cevabını verdi.