ANKARA (AA) - “Türk milletini aşağılama”yı ve dolayısıyla “Soykırım olmuştur” diyeni cezalandıran TCK Md. 301’in, hazırlanmakta olan anayasa metnine aynen gireceğine ilişkin haberler üzerine, çeşitli ülkelerden Ankara’ya gelen Ermenilerin katıldığı büyük bir protesto yürüyüşü düzenlendi. Kızılay’da yapılan gösteride çok sayıda Ermenistan Cumhuriyeti bayrağı taşındığı, Ermeni yanlısı sloganlar atıldığı ve açılan pankartlarda Türk devlet yetkililerinin kınandığı bildirildi.
Polis, göstericilerin TBMM’ye yürümek istemeleri üzerine barikat kurarak engel oldu. Bu sırada çıkan kısa süreli itişmede kimi göstericilerin, polisin sıktığı biber gazından etkilenerek Hacettepe ve İbni Sina hastanelerine kaldırıldığı ve ayakta tedavilerinin yapıldığı gelen bilgiler arasında. Göstericilerin yürüme isteklerine daha sonra İçişleri Bakanlığı’ndan gelen talimat üzerine izin verildi. Bu iznin, uluslararası planda toplantı ve gösteri özgürlüğü meselesi çıkmasın diye TC Dışişleri’nin araya girmesi üzerine verildiği iddiaları duyuldu.
Göstericilerin Avrupa’dan ve Ermenistan’dan uçakla, ama esas olarak Lübnan ve Suriye’den 600 kadar otobüsle geldikleri öğrenildi. Binlerce kişi, sabah saatlerinden itibaren Kızılay meydanını doldurdu. Polis kaynaklarının 25 bin olarak açıkladığı ama gözlemcilerin 40 bin kişiden söz ettiği göstericiler, daha sonra 301 karşıtı sloganlar atarak meydandan TBMM’ye doğru yürüyüşe geçti.
Göstericiler, yürüyüş sırasında Türkçe olarak “Vur, vur inlesin, Erdoğan dinlesin!”, “Bütün Ermeniler cezaevine mi girecek?”, “İfade özgürlüğü burada, Türkiye nerde?” sloganlarının yanı sıra Ermenice “Kırmızıııı, maviiii, turuncuuuu!” ve “Asd-vadz medz-e!” diye bağırdılar. Bu renklerin Ermenistan bayrağının renkleri olduğu, Ermenice sloganın ise “Allah büyüktür” anlamına geldiği anlaşıldı. 50 kadar göstericinin taşıdığı ve merak uyandıran “Soghomon Tehliryan Komitesi” yazılı bezin, 1915’in sorumlusu Talat Paşa’yı Almanya’da öldüren, bütün ailesi öldürülmüş 18 yaşındaki Erzurumlu gençle ilgili olduğu öğrenildi. Gül, Erdoğan ve Davutoğlu’nun üzerlerine birer çarpı işareti konulmuş ve altına “Sefiller” yazılmış resimlerini ihtiva eden pankart, etraftaki seyircilerden tepki topladı.

Türk karşı gösterisi
Kimi ulusalcı grupların gösteriye Türk bayraklarıyla bir karşı yürüyüş başlattıkları ve “Türkler soykırım yapmaz! Yaparsa hiçbir Ermeni sağ kalmaz!”, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır”, “Soykırım yapmadık vatanı savunduk”, “Soykırım yalanı AB planı” diye slogan attıkları bildirildi. Bu gruplar ile Ermeniler arasına polis baraj kurdu.
Polisin “Dağılın” uyarısını dinlemeyip direnen Ermenileri gözaltına aldığı, fakat ifadelerini aldıktan sonra serbest bıraktığı, bunda, yine TC Dışişleri’nin acilen yaptığı girişimlerin etkili olduğu öğrenildi.
Ermeni protesto gösterisi, Ermenistan’ın milli marşı Mer Hayrenik’in TBMM önünde bir ağızdan söylenmesiyle saat 17.00’de sona erdi. Gösteriye katılanlar, daha sonra sessiz bir şekilde dağıldılar. Yürüyüş sırasında 500 kadar kırmızı, mavi, turuncu renkte kol bantlı Ermeni genç, kortejin güvenliğini sağladı.

Ermenistan’ın yaptırımları
Md. 301’in ifade özgürlüğünü kısıtlamasıyla ilgili haberler üzerine Ermenistan yetkilileri, anayasaya girmenin gerçekleşmesi halinde Türkiye’ye yaptırım uygulayacaklarını açıklamışlar; her yerde Osmanlı işgallerini anlatacaklarını, Ankara’daki büyükelçilerini istişare için geri çekeceklerini bildirmişlerdi. Ankara kaynaklı haberlere göre, bu yaptırımlar arasında özellikle büyükelçi çekme istihza konusu olmuş, daha önceki benzer durumlarda çekilen büyükelçilerin en fazla iki ay sonra, “301’in anayasaya sokulma sürecini yakından izlemek için” geri gönderildikleri ifade edilmişti.
Ermenistan Başbakanı D. Sarkisyan, “Bu madde anayasaya girerse yaptırımlar sürekli olacaktır” demiş, Dışişleri Bakanı E. Nalbantyan da “Bu, Ortaçağ’daki tipik engizisyon anlayışıdır. Ayıptır. Türk havalimanlarına inen Ermeniler ‘Soykırım olmuştur’ diye konuştuğu zaman herkesi tutuklayarak hapse mi atacaksınız? O kadar insanı bir yıl hapiste tutmak için büyük hapishaneler mi inşa edeceksiniz? Ya da soykırım olduğunu yazan kitapları toplatıp Taksim meydanında mı yakacaksınız?” diye sormuştu.
Gazetemiz baskıya girerken, 600 otobüsün evvelki gün Türkiye sınırına yaklaşma sırasında niye Heronlar tarafından izlenmediği ve gerekli tedbirin uygulanmadığı hakkında soruşturma açıldığı öğrenildi. (b.o/a.a. – Ankara).

Zorunlu bir not:

İstirham ederim kimse alınmasın ve lütfen kimse de “Yazdığın yazıya bir de açıklama notu ekleyerek bizleri okuduğunu anlamaz yerine koyuyorsun” demesin. Yazarınızın ağzı defalarca ve fazlasıyla yanmıştır. Mesela, daha önce Kayseri’deki Ermeni kilisesine yapılan bir tacizi, insanlar kendi başlarına gelirse neyin ne olduğunu daha iyi anlarlar diye, B. Trakya’da bir camiye yapılmış gibi yazmıştır. Ve, sonuna da ne olur ne olmaz diye mufassal bir açıklayıcı not koyduğu halde, insanlar ayağa kalkmıştır (Agos, 27.20.2006).
Yine bu noktayı açmak için söyleyeyim, geçen haftaki yazımın son paragrafının (üstelik beni seven okurlar tarafından) “Baskın hoca ne diyor Allahaşkına!” diye karşılandığını da öğrenmiş bulunuyorum. Ne diyeyim; Allah diyorum.
Sudan aziz okurlarım! Yukarıdaki “haber” baştan sona bir hayal mahsulüdür. “İroni” denen bir edebiyat türüdür. Ankara’da Ermenilerin bir gösterisi falan olmamıştır. Türklerin Paris’te yaptığı Türk bayraklı ve sloganlı gösterinin Ankara’ya bire bir transpoze edilmiş ironik biçimidir. Tekrar ediyorum, lütfen kimse alınmasın, yarası olan alınsın. Ben biraz da büyük ustam Aziz Nesin’in kurbanıyım.
Canım Aziz ağabeyim! Kızmazsan sana da bir çift sözüm var! Yüzdeleri doğru dürüst bilmeden ne diye konuşursun be ağabey!