Zorunlu askerlik yaptığı birlikte öldürülen Ermeni asker Sevag Balıkçı'nın ailesi, avukatları ve dostları, Cezayir Restaurant'ta düzenledikleri basın toplantısıyla dünkü mahkeme kararını değerlendirdi.

Diyarbakır 2. Hava Taktik Komutanlığı'ndaki Askeri Mahkeme'de dün görülen karar duruşmasında sanık Kıvanç Ağaoğlu, "bilinçli taksirden adam öldürmek" suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.

Basın toplantısında ilk olarak söz alan Garo Paylan, cinayetin "basit bir kaza" olarak gösterilmek istendiğine dikkat çekti, "İki yıldır buna karşı mücadele ediyoruz" dedi.

'DELİLLER KARARTILDI'

Avukat İsmail Cem Halavurt, mahkeme kararının kendilerini ve kamuoyunu tatmin etmediğini söyledi, "Yargılama aşamasında deliller karartıldı, sorumlular soruşturma aşamasında dahi görevinden alınmayarak, tanıkları susturmalarının zemini yaratıldı. Yargılama sırasında tanıklar etki altına alınmaya çalışıldı" diye konuştu.

Soruşturmanın genişletilmesi taleplerinin dahi kabul edilmediğini hatırlatan Halavurt, karara itiraz edeceklerini söyledi, "Üst mahkemeden çıkacak karar da olayın toplumsal yönünü karşılayacak bir karar olmayacaktır" dedi.

Sevag Balıkçı'nın babası Garabet Balıkçı, oğlunun ırkçı bir kurşunla öldürüldüğünün altını çizdi, "Sevag'ı ırkçı bir kişinin öldürmesinin cezası bu olmamalıydı" dedi.

'İNSAN OLDUĞUMUZ UNUTULUYOR'

Balıkçı'nın annesi Ani Balıkçı da, oğlunun ırkçı cinayete kurban gittiğini belirterek şunları söyledi:

"Adı Sevag, ırkı Ermeni, dini Hıristiyan olunca herhalde bu sonuç ortaya çıktı. Önce mezheplerimize bakılıyor, ötekileştiriliyoruz. Sonra insan olduğumuz unutuluyor, katlediliyoruz. 24 Nisan'da Sevag'ı kara toprağa gömdüler."

Hukuksal sürecin kendileri için hiç de kolay geçmediğini anlatan Ani Balıkçı, "O tetiği çeken parmakla aynı havayı soluduk. Hep tırnaklarımı ellerime batırdım, sesimi çıkarmadım" dedi.

Kararın kendilerini tatmin etmediğinin altını çizen Ani Balıkçı, "Bize 'Sevag suçlu. Ne işi vardı, o tüfeğin önünde durmasıydı' demek istediler" diye konuştu.

Balıkçı, son olarak şunları söyledi:

"Ona çörek göndermiştik. 'Bu yediğin son çörek olsun' demişler. İspatlayamadık. Oğluma, 'Ermenistan ile bir savaş çıkarsa ilk seni vururuz' demişler. 24 Nisan'da bir Ermeni öldürülmeliydi. En uygun olduğu yer de demek ki Sevag'ın öldürüldüğü yermiş."

Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Hrant Dink cinayetini ve Roboski katliamını hatırlattı, "Sevag'ın öldürülmesi de adalet mekanizmanın görmezden geldiği olaylardan birisidir" dedi.

'IRKÇI CİNAYETLER YASALARDA SUÇ OLARAK TANIMLANMALI'

Nor Zortonk İnisiyatifi'nden Melis Tantan da, Sevag Balıkçı davasında kararın çoktan verildiğini belirtti, "Irkçı cinayetler yasalarda bir suç olarak tanımlanmalı. Zorunlu askerlik kaldırılmalı. Irkçı saikle işlenen tüm cinayetlere son verilinceye kadar her türlü davanın takipçisi olacağız" dedi. (ANF)