Anayasa Mahkemesi, Adnan Hoca ismiyle tanınan Adnan Oktar'ın, sosyal paylaşım sitesinden kendisine hakaret edildiği gerekçesiyle yaptığı başvuruyu kabul etmedi.

Anayasa Mahkemesinin Birinci ve İkinci Bölümlerinin bazı bireysel başvurulara verdiği kabul edilemezlik kararları Resmi Gazete'de yayımlandı.

Kararlara göre, muharebe teğmen olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevliyken disiplinsizlik nedeniyle re'sen emekliye ayrılan bir başvurucunun, haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı başvuru, zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez bulundu.

Yüksek Mahkeme, kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak tanınan Adnan Oktar'ın, şahsına yönelik sosyal paylaşım sitesi üzerinden hakaret içeren yazılar yazan kişi hakkında yaptığı şikayetle ilgili etkin soruşturma yürütülmediği gerekçesiyle yaptığı başvuruyu da konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul etmedi.

Oktar başvurusunda, internet aracılığıyla şahsına hakaret edildiğini, sosyal paylaşım sitelerinde yapılan yazışmalarda yer alan hakaret içerikli beyanların suç oluşturduğunu ileri sürdü.

İnternet yoluyla yapılan hakaret nedeniyle Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı başvuruda, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirten Oktar, kovuşturma başlatılmamasının, hak arama hürriyetinin ihlali olduğunu savundu.

Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun, kabul edilebilir olduğuna karar verilemeyeceğini vurguladı.

Bölüm, hak arama hürriyetinin ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmek için, başvurucunun ya medeni hak yükümlülükleriyle ilgili bir uyuşmazlığın tarafı olması ya da başvurucuya yönelik suç isnadı hakkında karar verilmiş olması gerektiğine işaret etti. Bu haller dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvuruların Anayasa ve AİHS kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu yapılamayacağını bildirdi.

Başvurucunun, suç işlediğini düşündüğü üçüncü kişi hakkında soruşturma açılmasını sağlamak amacıyla suç duyurusunda bulunduğu, talebinin üçüncü kişinin cezalandırılmasıyla sınırlı olduğunu belirten Bölüm'ün kararı şöyle:

"Başvurucu, üçüncü kişinin fiili nedeniyle, medeni haklarına yönelik bir müdahalenin bulunduğunu düşünüyor ve buna ilişkin zararının giderilmesini istiyorsa hukuk mahkemeleri önünde dava açma imkanı vardır. Sonuç itibarıyla başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesine dayanan ihlal iddiasının konusu, Anayasa'da güvence altına alınmış ve AİHS kapsamındaki temel hak ve özgürlüklerin koruma alanı dışında kalmaktadır."