Gazeteci Amed Dicle, Kobani'de YPG ve YPJ savaşçıları ile IŞİD arasında süren ve YPG lehine "sona doğru" gelinen savaşa ilişkin bir analiz kaleme aldı. Dicle, "Kobanê zafere giderken..." başlıklı yazısında, IŞİD gruplarının sadece kentin kenarındaki iki sokakta bulunduğunu ve doğu cephesindeki en stratejik alan olan Kaniya Kurda'dan da IŞİD'lilerin çıkarıldığını aktararak, "Kobanê kent merkezinin tümüyle özgürleştiği, siyasi ve askeri büyük bir zafer anlamına geliyor. Bu zafer çok konuşulacak," dedi.

Amed Dicle'nin ANF'de yer alan yazısı şöyle:

Kobanê savaşı 15 Eylül'de başladı ve yaklaşık beş ayın sonunda Kobanê şimdi zafere doğru yol alıyor. Çatışmalar şu an ağırlıkla kentin doğu cephesinde devam ediyor. Batı cephesi uzun zaman önce DAİŞ (IŞİD) çetelerinden temizlenmişti. Güney cephesinde ise Kürt güçleri hâkim. Bu iki cephede YPG/YPJ güçleri, kentin dışındaki köylerde de operasyon yapıyor. Bu operasyonlarda DAİŞ çete grupları aşamalı olarak geri püskürtülüyor.

Doğu cephesinde Tel Abyad bölgesinden sevkiyat yapan ve Türkiye sınırını açık bir şekilde kullanan DAİŞ grupları, sadece kentin kenarındaki iki sokakta bulunuyorlar. Bu cephenin en stratejik alanı olan Kaniya Kurdan da, çetelerden temizlendi. Bu yazıyı okuduğunuz saatlerde kalan çete grupları da Kobanê'den çıkarılmış olabilir.

Bu sonuç; Kobanê kent merkezinin tümüyle özgürleştiği, siyasi ve askeri büyük bir zafer anlamına geliyor. Bu zafer çok konuşulacak. Rojava, Suriye ve özgürlük mücadelesi veren Kürt halkına önümüzdeki dönemde birçok kazanım getirecek. Keza DAİŞ gibi yapılar ile bunlara askeri-siyasi destek sunan bütün güçler de bunun faturasını ağır ödeyecek.

Tekrar geriye dönüp 5 aylık durumu değerlendirecek olursak, mevcut durumun kime neyi getireceği daha iyi anlaşılmış olacak.

Kobanê'ye yönelik son saldırı halkası, 15 Eylül 2014 günü gece saatlerinde başladı. Aynı günün öğlen saatlerinde kantonun dış ilişkilerinden sorumlu Ömer Aluş'u Türkiye'den arayan bir BM yetkilisi, 'Kobanê'den Türkiye'ye göç edecek olan 400 bin kişi için gerekli hazırlıkları yaptıklarını' söyledi.

Bu konuşmadan birkaç saat sonra saldırılar üç koldan başladı. YPG/YPJ güçleri, Kobanê bölgesindeki yüzlerce köyde yaşayan onbinlerce insanı, korumak amacıyla tahliye etti. YPG güç dengesini göz önünde bulundurarak savaş sahasını daraltmayı, DAİŞ'i kente çekmeye karar verdi ve bunu hayata geçirdi. Kobanê için kim ne diyorsa desin; bu kadar kapsamlı bir saldırıya karşı 200 bin civarında sivil insanı katliamdan korumak ve kurtarmak oradaki savunma güçlerinin büyük bir başarasıdır.

Bu tahliyeden sonra Kürtlerin Serxet dedikleri Kuzey Kürdistan'daki halk Kobanêlileri karşıladı. Kobanê'den göç eden 116 bin kişiden sadece 10 bin civarında insan AFAD kamplarında yaşıyor. AKP Hükümeti‘nin sürekli  “200 bin bin kişiyi besliyoruz” propagandası sözden ibarettir. Bu söz gerçeği değil, BM yetkilisinin önceden bildirdiği bir planın izahından başka bir şeye tekabül etmiyor.

Hesap basit; DAİŞ, Kobanê'yi düşürecek, AKP Rojava'ya ölümcül bir darbe vurmuş olacak, Rojava'da kaybeden Kürt hareketi İmralı görüşmelerinde eli zayıf bir şekilde oturmuş olacak, Kobanê'yi düşüren AKP, oradan gelen sivilleri korumuş gibi yapacaktı. Yani Kürt atasözünde denildiği gibi, kurt ile yiyip çoban ile ağlayacaktı...

Bu hesaptan çok emin olacaklar ki;”Kobanê düştü düşecek” denildi. Kürtler bu pervasızlığa 'eyvallah' demedi. 6-7-8 Ekim tarihlerinde, AKP'nin bu katliam planlarına karşı yakın tarihin en görkemli ve en onurlu eylemleri yapıldı.  Hükümet bu durumu da manipüle edip mağduru oynamaya devam etti. Ama bugün Kobanê'de zafer kazanılıyorsa 6-8 Ekim Serhildanı’nın rolü hayati önemdedir ve herkes bunun bilincindedir.

DAİŞ'e karşı insanlık mücadelesi veren Kobanê'ye koridor açılması için Türk hükümetine yapılan toplumsal basınç sonucu 200 peşmergenin geçişine izin verildi. AKP bu hamleyle aslında koridoru gündemden düşürdü. Ancak AKP'nin bu hesabına rağmen, peşmergenin Kobanê özgürlük hamlesine ağır silahlarla destek sunmasını da, Kürt halkının hanesine yazılmış bir başarı olarak görmek gerek.

1 Kasım'da dünya çapında Kobanê için yapılan eylemler, koalisyon güçlerinin sınırlı hava operasyonları, Fransa-ABD'nin Güney Kürdistan hükümeti üzerinden yaptığı kısmi silah yardımı Kobanê'deki direnişin kazanımlarıdır. Kobanê sadece kendisi için değil, insanlık değerleri için direndi ve dünyaya DAİŞ'ın yenilebileceğini gösterdi. Özetle; Kobanê direnişi askeri zaferden önce insani, siyasi ve toplumsal bir zafer kazandı.

Ancak askeri olarak Kobanê bölgesinde ve genel olarak Rojava'da henüz savaş bitmiş değildir. Bu savaş devam edecektir. Kobanê kent merkezine DAİŞ'in bir daha girebilmesi neredeyse imkansız. Ancak kantonun her üç cephesinde yüzlerce köy kurtarılmayı bekliyor. Bu köyler özgürleşecek ve halk tekrar geri dönüp evini, barkını kuracak.

Unutmayalım ki;  DAİŞ, Rakka, Cerablüs ve Tel Abyad'ta oldukça Kobanê ve diğer kantonlar için tehlike devam edecek. Bu potansiyel tehlike herkes için geçerlidir. Ancak Kobanê'de yenilmiş olan DAİŞ'i özellikle Tel Abyad ve akabinde Rakka'da kötü günler beklemektedir. Onun için, bu mücadele daha yeni başlamıştır, Kobanê zaferi başka zaferler getirecektir.

İşgal edilmiş diğer alanlar için 'özgürleştirme operasyonu' sürerken, Kobanê'nin yeniden inşa edilmesi, bir zafer ve şehitler kenti olarak ilan edilmesi gerekiyor...