Ankara'da yapılan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin (PSAKD) 12. Genel Kurulu'nda, genel başkanlığa seçilen Kemal Bülbül, Kürtlere, sosyalistlere ve diğer ezilenlere "birlik" çağrısında bulunarak; ortak hareket etmenin önemine dikkat çekti. Bülbül, "Bizler birlik oluştursak, AKP'yi elli defa alaşağı edecek güce ulaşırız" dedi. Bülbül ayrıca, 2 Temmuz'da yüzbinlerce kişiyle Madımak'a gitmeyi hedeflediklerini açıkladı.

 

'KÜRTLER VE ALEVİLERİN BİLİNÇLİ OLARAK BİRLİKLERİ ENGELLENDİ'

ANF’ye konuşan PSAKD Başkanı Kemal Bülbül, şu ana kadar, Türkiye'de önemli iki kesimi oluşturan Alevilerin ve Kürtlerin birlikte hareket etmesinin önüne geçildiğine dikkat çekerek, "Ama bu haliyle birkaç yılın sorunu değil. Cumhuriyetin kuruluşundan gelen manipülasyon, bilgi kirliliği vb. uygulamalarla sistematik politika haline getirildi. Halklar birbirine yabancılaştırıldı, inanç toplumları ve örgütsel yapılar birbirine yabancılaştırıldı. Bir araya gelmeleri istenmedi. Aslında demokratik mücadelede amaçlarda ortaklık olmasına rağmen ayrıksı bir tabloyla hala karşı karşıyayız" şeklinde konuştu.

 

Birlikte hareket etmenin mümkün olduğuna değinen Kemal Bülbül, şunları kaydetti: "Bunu aşabilmek için tüm kurumlara ve temsilcilerine sorumluluk düşüyor; en başta da siyasi partilere. Çünkü yaşadığımız inançsal, ekonomik, siyasi sorunları aşacak olan onlardır. Biz bir inanç topluluğuyuz, demokratik örgütüz. Ancak PSAKD denildiğinde akla mücadelenin tüm boyutları gelir. Gerek duruşuyla, gerekse de demokratik organizasyonlarıyla böyle bir imajımız var. Siyaset kurumuna gelirsek; maalesef kapsayıcı bir dil kullanılmıyor. Şu anda demode olmuş, tabiri caizse son kullanma tarihi geçmiş bir dil var. Bu dil siyaset için araç olabilir ama toplumsal sorunların çözümü için araç değil. Siyasetçiler bunun farkına varmalı."

 

Bülbül, şöyle konuştu: "Tayyip Erdoğan inanılmaz derecede itici, dışlayıcı bir dili tercih ediyor. Kendisinin açıkça nefret suçuna tekabül eden sözleri var. Yerli yersiz konuşmaktan çekinmiyor. Mesela zaman aşımı için 'hayırlı-uğurlu olsun' diyebiliyor. Erdoğan, insanlığa karşı suçları kabullenebiliyor, sahiplenebiliyor."

 

'MADIMAK İÇİN HEDEFİMİZ YÜZBİNLERCE KİŞİ...'

PSAKD Genel Başkanı Bülbül, ortak mücadele etmek istediklerini açıklayarak, şöyle dedi: "Şu an, delegasyondan onay almış bir genel başkan olarak; ortak mücadele davetinde bulunuyorum. Kürtler, emekçiler, devrimciler, Süryaniler, Ezidi ve yoksul Türk halkını bu mücadelede birleştirirsek, AKP Hükümetini elli kere aşacak bir güce ulaşmış oluruz. Bunun demokratik araçlarını bir an önce kullanmaya başlamalıyız.

 

Bülbül, bunun dışındaki ilk adımlarının da, Sivas katliamının yıldönümü olan 2 Temmuz'a hazırlanmak olduğunu belirtti. Diğer yıllardan daha fazla bir sayıyla Madımak'a gitmeyi hedeflediklerini söyleyen Bülbül, "Mart ayları, eylem aylarıydı. Şimdi de 2 Temmuz'a doğru yol alıyoruz. Bu kez yüzbinlerce insanla Madımak'ta olma planımız var. Özellikle zaman aşımı hoyratlığına karşı yanıt verebilmek için, Madımak'a hazırlığımız çok önemli" şeklinde konuştu.

 

'AKP'YE DEĞİL, KENDİ GÜCÜMÜZE GÜVENELİM'

Kürt sorununun demokratik çözümünde de Kürtlerle birlikte hareket edeceklerini belirten Bülbül, son olarak da, şunları ifade etti: "AKP Hükümeti'nin Kürt sorununa ve Alevi sorununa dair bir reçetesinin olduğunu düşünmüyoruz. Devletin inkarcılığı nedeniyle canlarımızı yitirmeye devam ediyoruz. 2002'den bu yana tek başına iktidar olan AKP, artık bunu ispatlamış durumdadır. AKP'nin çözüm gibi bir derdi yok. Tarihsel arka planı ve uygulamaya koyduğu politika da, Türk-İslam sentezinin katmerli şekilde yansımasından başka bir şey değil. Bu nedenle de, Kürtler ve Alevilerin birlikte hareket etmesinin önemi büyük. Son dönemde bilim insanlarından yazarlara ve gazetecilere, siyasetçilerden hukukçulara kadar gözaltı ve tutuklamalarda bulunan AKP'den çok şey beklememeliyiz. AKP'nin yaptığı açık açık faşizmdir çünkü. Toplumun bu faşizan uygulamaya sesini yükseltmesi gerekiyor. Dolayısıyla PSAKD olarak bizim de, bunun karşısında mücadeleyi yükseltme ve sürdürme gibi bir görevimiz var. Artık AKP'den beklentiye girmek yerine, kendi gücümüzle kazanımları hedeflemeliyiz. AKP ertelemeci ve unutturmaya dönük bir politikayı dayatsa da, artık o devirler geçti. Ne ertelemesine izin vermeliyiz, ne de unutmalıyız." (Ali Barış Kurt-ANF)