Ateş külde söner, Acı yürekte diner.
Acı paylaşıldıkça azalır, Sevgi paylaşıldıkça çoğalır.
Acılar azalsın, sevgiler artsın. Kinler bitsin, dostluklar pekişsin.
Yeni yaşamlarda yeni çiçekler yeşersin. Gerçeğin demine hû!
 

Alevi dedeleri, kanaat önderleri, aydınları, sanatçıları ve Alevi kurum yöneticileri, 34 Kürt köylüsünün TSK'nın savaş uçaklarından atılan bombalarla katledildiği Uludere'ye gidiyor. Aleviler, 18 Ocak'ta Şırnak'ın Uludere ilçesi Roboski köyünde olacak, hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziyede bulunacak.

04 Ocak 2012 tarihinde bir araya gelen Alevi kanaat önderleri, kurum yöneticileri ve Türkiye Barış Meclisi temsilcileri son dönemde yaşanan çatışma ve şiddet konusunu görüştüler. Toplantı sonucu aşağıdaki açıklamanın kamuoyuna duyurulması ve 18 Ocak 2012, Çarşamba günü Uludere’de başsağlığı ziyaretinin yapılması benimsendi.

Çağrı metni:

Şırnak-Uludere ilçesine bağlı Ortasu (Roboski) köyünde, savaş uçaklarının bombalaması sonucu 34 insanımız katledilmiştir. Bu katliam vicdan sahibi herkesi derinden etkilemiştir. Fırat’ın doğusuna yaşatılan yas ve acı bizim acımızdır. Uludere katliamında öldürülen 34 Kürt köylüsü can da bizim canımızdır. Fırat’ın batısındaki kör ve inkârcı siyasetten farkımız ise, vicdanlı ve “gör inancının” sahibi oluşumuzdur.

Son aylarda hükümet tarafından tırmandırılan şiddet politikaları kaygı vericidir. AKP hükümetinin farklı kültürel kimliklerin varlığına karşı, savunduğu siyaset felsefesi şiddeti, çatışmayı ve ayrımcılığı beslemektedir. Farklı kültürel kimlikleri tanımak, 21. yüzyıl devlet aklının gereğidir.

21. yüzyıl siyaseti, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl zeminde çözümünü mümkün kılacak uluslararası tecrübelerden faydalanmayı ve kültürel kimlik haklarına dair evrensel hukuktan beslenmeyi zorunlu kılar. Aksi takdirde karşı olduğumuz çatışma ve şiddet ortamı hem Kürt, hem de Türk gençlerinin canlarını, umutlarını ve geleceklerini teslim almaya devam edecektir. Gözyaşının, akan kanla buluştuğu topraklarda ne yürekler, ne de silahlar susar. Gözyaşının dinmesi için, dağdaki silahın, kentteki silahın ve en önemlisi siyaset diline sığınmış silahların susması gerekir. Çünkü Kürt sorunun çözümü, hamaset diliyle değil, ancak vicdan ve yüreklerin muhabbet diliyle mümkündür.

Bizler; Türkiye’nin çok kültürlü, çok dilli ve çok dinli/inançlı toplumsal yapısından, ortak bir gelecek kurmak istiyoruz. Türkiye’yi omzundaki ayrımcılık, imha, inkâr, asimilasyon ve katliam gibi bu ağır yüklerinden kurtarmak istiyoruz. Çok kültürlü bir Türkiye’de eşit koşullarda ve kendi kimliklerimizle özgürce bir arada yaşamak için, eskisinden daha çok birbirimize sarılmak zorundayız.
 
İşte bu nedenle biz; Türkiye’yi şiddet ve çatışma sarmalından kurtaracak yaklaşımlar yerine, insanlığı barış aleyhine ötekileştirmeyi tercih eden AKP politikalarına dur demek için, biz Aleviler öğretimiz gereği 72 milleti aynı nazarda gören barışı savunmaya devam edeceğiz.

Türkiye’de yayılmak istenen çatışma, şiddet, ayrımcılık ve nefret duyguları yerine sevgiyi, dayanışmayı, dostluğu ve barışı egemen kılmak için çalışıyoruz. Biz Alevi dedeleri, kanaat önderleri, aydınları, sanatçıları ve Alevi kurum yöneticileri olarak, Uludere katliamında hayatını kaybeden canlarımız için Gülbanklarımızı okumak, barış türkülerimizi söylemek için yas evlerini ziyaret edeceğiz.

Bu başsağlığı ziyaretine vicdan sahibi bütün kişi ve çevreleri katılmaya davet ediyoruz.

Taleplerimiz

• Hükümet devletin Uludere katliamındaki sorumluluğunu kabul etmeli ve resmen özür dilemelidir.
• Uludere katliamında sorumlu olanlar ortaya çıkarılmalı ve katliamla ilgili TBMM’de bir araştırma komisyonu kurarak soruşturma başlatmalıdır.
• Akan kanın ve ölümlerin durdurulması için Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yollardan çözülmesi zorunludur.
 
ÇAĞRICILAR:

Hüseyin Dedekargınoğlu (Dede),
Hüseyin Eriş (Dede),
Hasan Hayri Şanlı (Dede),
Baki Düzgün (Dede),
Davut Sever (Dede),
Selahattin Özel,
Turgut Öker,
Hüseyin Güzelgül,
Ercan Geçmez,
Yaşar Seyman,
Pınar Sağ,
Tolga Sağ,
Ozan Emekçi,
Yeter Gültekin,
Kazım Genç,
Ziya Halis,
Emel Sungur,
Salman Kaya,
M. Cengiz Güleç,
Ümit Sarı,
Mustafa Aslan,
Necdet Saraç,
Fevzi Gümüş,
Oktay Kandemir,
Köksal Yıldırım,
İmam Hüseyin Bor,
Hüseyin Yıldırım,
Kelime Ata,
Yavuz Canpolat,
Kemal Bülbül,
Sultan Özer,
Cevahir Canpolat,
Elif Kaya,
Ahmet Abakay,
Fatma Binici,
Ali Kenanoğlu,
Mehmetali Çankaya,
Mustafa Özcivan,
Durak Arslan,
Erdal Kılıçkaya,
Dr. Hüseyin Akpınar,
Abbas Tan,
Kazım Gündoğan,
Yaşar Kılavuz,
İrfan Açıkgöz,
Ali Göçmen,
Haydar Aygören,
Hüseyin Mat,
Zeynel Özen,
Bülent Ant,
İsmail Armut,
İsrafil Erbil,
İsmail Ataş,
Bülent Kaya,
Ali İbrahim Tutu,
Ali Ertan Toprak,
Kamil Ateşoğulları,
Feramuz Acar,
Çağlar Kanar,
Ergüder Öner,
İshak Kocabıyık,
Ozan Ali Çağan,
Adnan Önder,
Hüseyin Şimşek,
Serdar Akın,
Şahmettin Özden,
Cafer Cebe,
Şahin Kurt,
Engin Gündük,
Ali Asker Çoşkun,
Adnan Cangüder,
Ersin Bilge,
Atilla Erden,
Hüseyin Kizgin,
İlyas Çağla,
Ali Ekber Pektaş,
Turan Eser,