ANKARA- 24 yıldır Alevi toplumunun demokratik talepleri için mücadele eden Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), 12. Olağan Genel Kurulu'nu topladı. Ankara Dikmen'de bulunan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Merkez binasında yapılan genel kurul, iki gün sürecek.

 

Genel Kurul'un yapıldığı salona "Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan", "Cemevleri ibadethanemizdir", "Zorunlu din dersi kaldırılsın", "AİHM kararları uygulansın", "Eşit yurttaşlık hakkı için laik ve demokratik bir ülke istiyoruz" yazılı pankartlar asıldı.

 

Divan Başkanı Av. Kazım Genç, Madımak Oteli'nde katledilen 14 yaşındaki Koray Kaya, Kızıltepe'de öldürülen Uğur Kaymaz ve Roboski'de öldürülenleri hatırlatarak, bütün mağdurların yan yana olması gerektiğini söyledi.

 

Açılış konuşmasını yapan PSAKD Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül, AKP'nin iktidara geldiği 2002'den bu yana demokrasi, insan hak ve özgürlükleri açısından geriye gidildiğini, sermaye sınıfının sınırsız tahakkümünün her geçen gün arttığını, emekçi halkın kazanılmış haklarının bir bir elinden alındığını, ötekilerin yok sayılmaya ve asilime edilmeye devam edildiğini söyledi.

 

'BU KATLİAM BİR İNSANLIK SUÇUDUR'

Güzelgül, Sivas Katliamı'nın üzerinin zaman aşımı ile kapatılmaya çalışıldığını söyleyerek, "Madımak Oteli'ni yakan zihniyet bugün AKP hükümeti olarak iktidardadır. Bunun için AKP'nin Genel Başkanı zaman aşımı kararına ilişkin 'halkımıza hayırlı olsun' diyerek çatışmayı körüklemekte ve nefret suçu işlemektedir" dedi.

 

4+4+4 eğitim yasasına da değinen Güzelgül, bu yasanın dini bir gençlik yetiştirme amacı taşıdığını söyledi. AKP'nin taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, özelleştirme politikalarını da eleştiren Güzelgül, "AKP hükümeti hayatın her alanına müdahale ederek yasama, yürütme ve yargı erklerini tek elde toplamakta ve ülkemiz insanının demokrasinin kırıntısına muhtaç duruma düşürerek sivil diktatörlük ile ülkeyi yönetmektedir" diye konuştu.

 

Güzelgül, AKP'nin baskı politikalarına da dikkat çekti, basın çalışanları, bilim insanları, sendikacılar, demokrasi savunucuları ve sesini yükselten herkesin tutuklandığını hatırlattı. Güzelgül, "Tutuklanarak cezaevlerine konulan halkın oyları ile seçilmiş olan belediye başkanları, Kürt siyasetçiler demokratik mücadele zemini dışına itilmiştir. Artık iktidar partisinden başka siyasi partiye ve söyleme ihtiyaç duyulmayacak bir zihniyet egemen kılınmak istenmektedir. Türkiye gericiliğin ve faşizmin egemenliği altındadır" dedi.

 

'ALEVİLER DEMOKRASİYE BAĞLIDIR'

Emekçilerin değil cemaatçilerin ihtiyaçları göz önüne alınarak ülkenin yönetildiğini kaydeden Güzelgül, şöyle konuştu: "Alevi toplumu her türlü darbeye karşıdır. Aleviler, demokrasiye olan bağlılığını hep göstermiştir, bundan sonra da gösterecektir. Aleviler olarak darbeciler yargılansın diyoruz ancak yargıdaki hukuksuzluğa ve haksızlığa da karşı olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Alevilerin dili barış dilidir. Aleviler 'Savaşa hayır' der. Biz ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık hakkını savunduk, halkların kardeşliğine inanıyoruz. Akan kan durmalı, anneler ağlamamalıdır. Farklılığımız zenginliğimiz olarak bilinmelidir. Acılar hepimizindir. Madımak'ta 12 yaşında yanan Koray Kaya, Kızıltepe'de sırtından 13 kurşunla vurulan Uğur Kaymaz ve Roboski'de bombalanarak öldürülen Cemal Öncü de bizim çocuklarımızdır. Acılar bizim acılarımızdır. Barış ve demokrasinin egemen olabilmesi için sorunların demokratik çözümü öne çıkarılmalıdır. Alevilerin sorunları da demokrasi içinde çözülecektir."

 

Hüseyin Güzelgül, zorunlu din dersi ve nüfus cüzdanında din hanesinin kaldırılmasını, Diyanat İşleri Başkanlığı'nın lağvedilmesini, cemevlerinin ibadet yeri olarak kabul edilmesini, Alevilere yönelik ayrımcı ve asimilasyoncu politikalara son verilmesini istedi, insanların inançları nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulmasının insanlık suçu olarak görülmesi gerektiğini söyledi.

 

Adıyaman, İzmir, Erzincan'da Alevilerinin evlerinin işaretlenmesini yeni katliamların alt yapısı olarak değerlendiren Güzelgül, Alevilerin kaygılı olduklarını dile getirdi. Güzelgül, demokratik ve laik bir anayasa talebini de dile getirirken, şunları söyledi: "Toplumsal muhalefet baskı ile karşı karşıyadır. Ezilenlerin birlikte omuz omuza mücadele verme zamanıdır. Demokrasi güçleri arasında dayanışma ve eylem birliğini güçlendirmek gerekir."

 

3 LİSTE YARIŞIYOR

Genel Kurul'da mevcut başkan Hüseyin Güzelgül'ün başkanlığındaki Pir Sultan'da Mücadele Grubu, Cuma Gürsoy'un başkan adayı olduğu Pir Sultan'da Birlik Grubu ve Kemal Bülbül'ün Pir Sultan Abdal Yolunda Birlik Grubu olmak üzere 3 liste yarışıyor. 550 delegenin oy kullanacağı seçimler yarın yapılacak. Genel Kurul, yeni yönetimin belirlenmesi ile son bulacak.

 

PSAKD KONGRESİNDE CHP ELEŞTİRİSİ

ABF Genel Başkanı Selahattin Özel, Sivas Katliamı davasının zaman aşımından düşürülmesine tepki gösterdi, katliamcılar aklanırken, kendileri hakkında Sivas anması yaptıkları için dava açıldığını söyledi.

 

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez, Kadıköy'de yapılan Alevi mitinginde CHP'lilerin "Alevi değil Türksünüz" demesine değindi, "O grubu biz davet etmedik" dedi.

 

İsim vermeden CHP'yi eleştiren Geçmez, 19 yıldır Sivas Katliamı'na ilişkin hiçbir şey yapmayan CHP'nin, şimdi Meclis'te kanun teklifini verdiğini kaydetti. Geçmez, 2 Temmuzlarda Sivas'ta ticaret odalarıyla anma etkinliği düzenleyenleri de eleştirdi, "Bir halkın üzerine bomba yağdırılırken, insanlar Türk-Sünni yapılmaya çalışılırken, onlarla hareket edenlerle elbette mücadele edeceğiz" dedi. Geçmez, bu konuda ABF'yi de eleştirdi, "Bunu çatı örgütünün dile getirmesi gerekir" dedi.

 

SÜNNİ ÇALIŞTAYI YAPILACAK

Geçmez, Aralık ayında Sünni çalıştayı kararı aldıklarını da söyleyerek, Sünnilerin de devletin zulmü ve baskısı altında olduklarını kaydetti. Geçmez, "Sokaklar bizim sevdamız olacak" dedi, adaletin terazisinin kırıldığını, demokratik mücadelenin meşru olduğunu söyledi.

 

'BİRBİMİZİN HAKLARINA SAHİP ÇIKALIM'

BDP’nin Süryani Milletvekili Erol Dora, Türkiye'deki farklı etnik grup ve inançların bugüne kadar birbirini tanımadığını söyledi, "Bugün hepimize düşen en büyük görev sadece kendi haklarımız için değil birbirimizin kültürlerini, inançlarını tanımamızdır" dedi.

 

Zorunlu din dersini kabul etmediklerini söyleyen Dora, şöyle devam etti: "Bütün vatandaşların eşit haklara sahip olmasını istiyoruz. Yeni bir vatandaşlık tanımı istiyoruz. Anadil önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Bütün farklı inanç ve etnik grupların haklarına kavuşması için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Yaşasın halkların kardeşliği."

 

'BİRLEŞİK MERKEZ HDK'

EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, AKP iktidarının harami olduğunu, rant, soygun, sömürü politikası yürüttüğünü söyledi. AKP iktidarının aynı zamanda diktatör ve zalim olduğunu belirten Gürkan, işçi sınıfının emek mücadelesinin, Kürt halkının varlık mücadelesinin, Alevilerin demokrasi mücadelesinin birleşmesi gerektiğini söyledi. Gürkan, emek ve demokrasi güçlerinin gücünü birleştirdiği adresin Halkların Demokratik Kongresi olduğunu ifade etti.

 

'DOSTLARIMIZA ÇOĞALTALIM'

Metin Çelik, Alevi örgütlerinin, Kürtler dahil Alevi dostlarını çoğaltması gerektiğini söyledi.

 

Elif Bakır, "Hiçbir yöneticinin haddi değildir bize siyasi parti göstermek" dedi. Alevilerin, devrimcilerden uzak durmaması gerektiğine işaret eden Bakır, Sivas Katliamı davasından adalet beklemenin yanlış olduğunu söyledi, "Bozuk düzende sağlam çark olmaz. Bu sistemden medet umar duruma düşürüldük" dedi.

 

'ALEVİLER YALNIZ KALIYOR'

Mustafa Can, toplumsal muhalefeti eleştirdi. Can, "Eylemlerinde Aleviler yalnız başına. Toplumsal muhalefetin diğer dinamikleri nerede? Maraş'ta sadece Aleviler mi öldürüldü, devrimciler de öldürüldü. Ama biz sadece Aleviler olarak Maraş'a gittik. Yalnız kalırsak bizi sokak başlarında itlaf ederler" dedi.

 

'AKP KENDİ ALEVİSİNİ YARATMAK İSTİYOR'

Salman Akdeniz, delegeleri Kürtçe ve Türkçe selamlayarak, AKP'nin kendi Kürdünü yaratmasının ardından kendi Alevisini yaratmaya çalıştığını söyledi. Akdeniz, AKP'nin bunun için Türkiye genelinde Alevi dernekleri kurduğunu ve bu dernekleri Sünnilerle değil işbirlikçi Aleviler ile birlikte kurduğunu ifade etti.

 

O 3 ÇOCUĞUN İSMİ: İDRİS, NAİM, ŞAHİN

Adıyaman'dan gelen Mahmut Yapıcı, işaretlenen ev sayısının 45 değil 100'ün üzerinde olduğunu, çünkü bazı ailelerin işaretleri sildiğini söyledi. Geçmişte Alevi ve Sünnilerin birlik olarak bir provokasyonu önlediğini hatırlatan Yapıcı, şimdi de aynı provokasyon girişimi karşısında Sünnilerle birlikte hareket ettiklerini ve oyunu bozduklarını dile getirdi.

 

Yapıcı, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in Alevilerin evlerinin işaretlenmesiyle ilgili "çocukların işi" şeklindeki sözlerine atfen şöyle konuştu: "3 çocuk yaptı doğrudur. Adı da İdris, Naim, Şahin. Bizim derdimiz o çocuklar değil, o çocukları yönlendirenlerdir. Onların bulunmasını istiyoruz. Halkımız gerçekten tedirgin."

 

Alevilerin siyasilerden uzak durması gerektiğini kaydeden Yapıcı, "12 Eylül'de asker iktidardaydı. Adıyaman'da Alevi erkeklerin bıyıkları kesildi. Erkekler soyuldu, karıları sırtlarına bindirilerek gezdirildi. Bu çorapları bizim başımıza ören hükümetlerdir. İşte Roboski... İnsanlar bombalandı, o kadar çocuğumuz şehit edildi. Kim yaptı bunu? Devlet yaptı. Dersim'de insanlar uçakla bombalanırken, dizilirken kim yaptı? Sünni halk değil devlettir. Yani iktidarda olan siyasi parti. Bunlara karşı birlik olmalıyız. Hiçbir hükümetin Alevilerin yanında yer aldığını gördünüz mü?" diye konuştu.

 

4-4-4 eğitim düzenlemesine de değinen Yapıcı, "Zorunlu din dersi yetmiyormuş gibi şimdi bir de zorunlu Kuran dersi konuldu. Amaç nedir? Bizim çocuklarımızla Sünni vatandaşların çocuklarını karşı karşıya getirmek, daha sonra da halkı karşı karşıya getirmek. Buna asla müsaade etmeyeceğiz."

 

'ALEVİLER KÜRT HALKINI ANLAMALI'

Ali Sürücü, Alevilerin, Kürt halkını anlaması, kimliği için direnen Kürtlerin de Alevilerin acısını anlaması, köle gibi çalışan işçilerin Alevi ve Kürtleri anlayabilmesi gerektiğini söyledi. Sürücü, PSAKD'nin aynı zamanda, Tuzla'da ölen işçiler için Alevilerin sorunuymuş gibi aynı tepkiyi göstermesi gerektiğini kaydetti.

 

Hüseyin Küçükbalaban, PSAKD'nin Cumartesi Anneleri'nin Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulsun talebini desteklemesi gerektiğini, bu komisyonun Alevilere yönelik katliamları da araştırması gerektiğini ifade etti. (ETHA)