(GAZETECİLER.COM) CNN Türk ekranlarında Aykırı Sorular'a konuk olan Ortadoğu uzmanı Faik Bulut, Enver Aysever'in sorularını yanıtladı. Kürt sorunu ve Suriye eksenindeki gündemi değerlendiren Bulut, bölgede tırmanan şiddet dalgasını yorumladı.

 

YALÇIN AKDOĞAN'IN YAZILARI HÜKÜMETİN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜNÜ GÖSTERİYOR

AKP iktidarının Kürt sorununda esaslı bir çözüm iradesi taşımadığını kaydeden Faik Bulut, gelinen noktada iki tarafın da sorumlu olduğunu vurguladı. Bulut, Başbakan'ın danışmanı ve AKP'nin önemli isimlerinden Yalçın Akdoğan'ın yazılarına dikkat çekerek, ortada bir çözüm programı olmadığının görüldüğünü söyledi.

 

AKP'NİN KÜRT SORUNUNDA BİR ÇÖZÜM İRADESİ VE PROGRAMI YOK

"İki taraf da erken bir beklentiye kapıldı. Sanki üç beş görüşmeyle işler hallolacak gibi... Buna plansız programsızlık denir. Yeni günübirlik bir düşünme tarzı... Balından bunu planlarsanız buna göre giderseniz ve yol kazaları sizi yolunuzdan çevirmeniz. Diğerinin hatası da vardır. Ama bütün suçu bir tarafa yüklemek doğru olmaz. Ben AKP'nin Kürt sorununa çözüm noktasında kesin bir irade ve programı olduğunu düşünmüyorum. Bunu nereden biliyorum peki? Yalçın Akdoğan'ı yani baş danışmanı okuduğumda her dinleyişimde neyin ne olduğunu çok daha iyi anlayabiliyorum..."

 

KÜRT AYDINLARI ÜZERİNDE PKK'NIN MANEVİ BASKISI VAR MI?

Bulut, Enver Aysever'in "Kürt aydınları PKK'nın manevi baskısını üzerinde hissediyor mu?" şeklindeki soruya ise şöyle yanıt verdi:

 

"Belki hisseden vardır ama ben hissetmiyorum. Avrupa'da PKK'lılarla tesadüfen karşı karşıya geldiğimizde konferanslarda falan görüşüyoruz bazen. Ayaküstü bazı notlarımızı iletiyoruz da bu görüşmelerde. Ben rahatım, kendi görüşlerimi açıklama konusunda rahatım. Bir kanaatim varsa bu şunu demiş şu bunu demiş diye düşünmem. Herhangi bir baskı veya tehdit falan da olmadı hiç..."

 

PKK’DE KDP’DE FARKLI KANATLAR OLSA DA HERKES MERKEZİ KARARA UYAR

"PKK'de Avrupa kanadı, Kandil kanadı Öcalan vs. vardır ama bunlar merkezi kararlara uyarlar. Bu konudaki analizler çok yüzeysel. PKK uzmanı, terör uzmanı diye geçinenlerin yazıp çizdikleri havanda su dövmekten başka bir şey değil bana göre. Bir örnek vereyim, 1990'lı yıllarda Barzani'nin örgütü KDP'li bir yöneticiyle görüşürken sormuştum. Neden bir kanadınız Türkiye ile bir diğeri İran'la biri ABD ile biri İsrail ile temas halinde bu nasıl iş diye... Bana bütün bunların merkezi bir karar gereği yapıldığını söylemişti. Bu coğrafyada böyle yürüyor bu işler biraz da..."

 

PKK, IRAK, SURİYE VE İRAN KÜRTLERİNDEN FARKLI BİR TALEBE SAHİP

"Kürtlerin bulunduğu diğer ülkelerde Irak ve Suriye'de federal sistemler talep edilir. İran'dakiler de federasyon istiyor. BDP-PKK'nin ise birinci tercihi Türkiye içinde kalmaktır. Bunun iki nedeni vardır. Hem Türk ve Kürt toplumunun içiçe girmiş olması hem de sol menşei olmaları nedeniyle Türkiye'den ayrılma yönünde bir beyanlarına tanık olmadım. Tek tek bazıları farklı şeyler söyleyebilir ama öz yönetim istiyorlar."

 

AKP, LEYLA ZANA'NIN ÇIKIŞINI BARIŞ İÇİN DEĞİL BDP'Yİ BÖLMEK İÇİN KULLANMAK İSTEDİ

"Leyla Hanım anladığım kadarıyla parti içinde bir danışma mekanizması ve istişare yapmadan o çıkışı yaptı. Yüz yıllık bir sorun tek bir şahsın çıkışıyla çözülmez zaten. Zana'nın taleplerini ben de desteklerim, herkes de destekler. Ama o görüşmeden hemen sonra Başbakan, BDP için çok ağır sözler sarf etti. Kandil bombalandı, AKP vekilleri BDP'lilere sövmeye kalktı, Beşir Atalay "Öcalan'a ev hapsi falan yok" dedi ki Zana'nın taleplerinden biri de buydu, KCK operasyonları da devam etti. O görüşmenin hemen arkasından oldu bunlar. Basında AKP'lilerin yazılarına baktığımızda da şunu gördük: "O tarafta barış isteyenler var ve bize gelmek istiyorlar." Demek ki asıl dertleri çözüm, barış falan değilmiş, BDP saflarını ne kadar bölerim gibi bir dertleri varmış."