Türkiye'de 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü, AKP'li vekillerin TBMM'ye sunduğu tartışmalı 'cinsel istismar' önergesiningölgesinde geride kaldı.

1989'da imzalanan Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin imzacılarından biri olan Türkiye, 18 yaşından küçük her çocuğu "bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suistimalden" koruyacak "yasal, idari, toplumsal ve eğitsel" önlemleri almakla yükümlü.

Türkiye'deki çocuk hakları çalışmaları ise, OHAL kapsamında "terör örgütlerine" bağlı olduğu iddia edilen 375 dernek hakkında Salı günü kapatma kararı verilmesinin ardından önemli bir boşluğa düşebilir.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kapatma kararının adli bir sürecin parçası olduğunu savunuyor.




“OLUMSUZ ETKİLENECEK”


12 Kasım'da duyurulan ve üç ay sürecek yürütmeyi durdurma kararlarının süresi dolmadan kapatılan dernekler arasında, çocuk hakları için Avrupa Birliği, belediyeler ve yerel yönetimlerle işbirliği içinde çalışan köklü kuruluşlar da var.

Gündem Çocuk Derneği başta olmak üzere, çocuklara yönelik çalışmalarıyla tanınan Diyarbakır'daki Sarmaşık Derneği, Van Kadın Derneği (VAKAD) ve Muş Kadın Çatısı, bunlardan bazıları.

Sur ilçesinden göç eden çocuklarla çalışan Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Diyarbakır şubesi ile Ankara'daki Mutlu Çocuklar Derneği gibi 11'e yakın kuruluş ise, Temmuz ayında çıkarılan KHK ile kapatılmıştı.

Yetkililer, kapatma kararıyla ilgili gerekçenin "kendilerine bildirilmediğini" vurguladı. Dernek çalışanları, kamu ve yerel yönetimlerle aktif olarak çalışmalar yürütürken gelen karar karşısında şaşkın.

Ortak görüş, kapatma kararının özellikle çocuk yaşta evlilikler ve çocuklara yönelik taciz ve tecavüzle mücadele gibi çalışmaları olumsuz etkileyeceği yönünde. Eğitim bursları ve yoksul ailelerin çocuklarına yapılan gıda desteğindeki kesintiler, risklerin başında geliyor.

GÜNDEM ÇOCUK: DERNEKLER KAPATILIRSA, İHALLER SÜRER 

BBC Türkçe'ye konuşan Gündem Çocuk Genel Sekreteri Ezgi Koman, "Çocuk dernekleri kapatılırsa ve kapatılan dernekler vazgeçerse; şüphesiz ki ihlaller devam eder, görünmez olur, derinleşir, daha da cezasız kalır" dedi.

Ezgi Koman'a göre, derneklerin kapatılmasıyla "zaten hak ve özgürlükleri olan bireyler olarak algılanmayan çocuklar, siyasetin, yetişkinlerin, devletin daha da fazla nesnesi haline gelecek":

Gündem Çocuk'un yarım kalan çalışmaları:

Türkiye'de Çocuğun Yaşam Hakkı Raporu

Çocuk Hakları Akademisi

Türkiye'de Çocuğa Yönelik Ayrımcılık Raporu

Çocuk İşçiliği ile Mücadele Raporu

'Eksi18 Çocuk Gazetesi'

MEB ile 'Okullarda Fiziksel Güvenlik Projesi'

"Çocukların şiddet gösteren failleriyle evlendirilmeleri ve mahkemelerde çocuk istismarında rıza konusu, bugünlerde olduğu gibi daha rahat tartışılabilir. Babası şiddet uygulayan çocuğun doktoru, şiddeti bir terbiye aracı olarak görebildiği için evine geri gönderir; babası bu kez çocuğu öldürebilir. Çalışan çocuklar, iş cinayetlerinde yaşamını kaybeder, ama onları kaçak çalıştıran patronlar serbest kalır.



"Yaşam hakkı ihlaline uğrayan çocuklar gazete haberinden öteye geçmez. Evlendirilen çocuklar, yaşadıkları büyük çaresizlik sonucunda intihar edebilir, yine kimse duymaz. Zaten başvuru mekanizmalarına erişimi güç olan çocuklar için adalet mücadelesi, sekteye uğrar."

2005'te kurulan Gündem Çocuk Derneği, çocuk istismarının önlenmesine yönelik eğitimler, ceza infaz kurumlarındaki ve mülteci kamplarındaki çocuklarla çalışmalar yürütüyor, istismar ve çocuk cinayetleri davalarını takip ediyordu.

AB Bakanlığı Merkezi Finans ve İhale Birimi'nin desteğiyle yürütülen 'Çocuklara Yönelik Ticari Cinsel Sömürüye Son Projesi'nin dernek hakkında durdurma kararı çıkınca 4 ay askıya alındığını belirten Koman, "Bundan sonraki süreçte AB Bakanlığı'nın ne yapacağını bilmiyoruz" dedi.

2015 yılında en az 875 çocuğun önlenebilir sebeplerle yaşamını kaybettiği ve "strateji geliştirlmesi gerektiğini" hatırlatan Koman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"20 Kasım Çocuk Hakları Günü'nde 10 yıldır çalışan çocuk sayısının neden azalmadığını, çocukların ağırlaşan çalışma koşullarını tartışmak; çocukların eğitimden uzaklaşma nedenlerini göstermek; eğitimin içeriğinin insan hakların dayalı olup olmadığını, içeriğin dinselleşmesinin çocuklar üzerindeki etkisini tartışmak gerekiyordu."



VAKAD: BU AKIL TUTULMASI 


Van Kadın Derneği (VAKAD), Avrupa Birliği ile de projelerini sürdüren bir başka kuruluş. 300 civarı kadın derneğinin de hukuksal, psikososyal ve medikal destek için başvuruda bulunduğu VAKAD, Milli Eğitim Bakanlığı ve BM'nin Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) gibi kuruluşların desteğiyle 2011 Van depreminin yaralarını sarıyordu.

Kentin en yoksul bölgelerinden Kevenli Köyü'nde VAKAD'ın kurduğu merkezde 30'dan fazla çocuk eğitim alıyordu. Dernek, okul ve kuran kurslarındaki taciz ve tecavüz, kuma kadınlar gibi sorunlarla mücadele ediyordu.

"Mahremiyet eğitimleri" veren VAKAD, çocuklara kendilerini istismardan korumayı öğretiyor, "iyi dokunma- kötü dokunma" eğitimleri veriyordu.

VAKAD Başkanı Zozan Özgökçe, "Van, Türkiye'de zorla erken yaşta evlendirmelerde 12. sırada. Sadece bahar aylarında 30'a yakın kız ve genç kadın intihar etti. Kadın intiharlarının çoğu çocuk yaşta" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kız çocuklarının çoğunluğu zaten intihar teşebbüsünde bulunmuş, takip etmemiş, midesini yıkayıp geri yollamışsınız. Bari sosyal örgütlere saygı duyun, itibarsızlaştırmayın. Kendin yapamıyorsun, yapanı da engelliyorsun; bu bir akıl tutulması. Biz şiddet gören kadınlar olarak burayı kurduk. Bize söylesinler, hangimizin hangi örgütle alakası varmış? Kararlarımızı dışarıdan kimse yönetemez; kendimizden eminiz. Çok moralimiz bozuk; 16 yaşındaki çocuğumun elimden alındığını hissediyorum"

'AKP'Lİ VEKİLER ŞİMDİ YÜZÜMÜZE BAKAMIYOR” 

Sabancı Vakfı'nın destek verdiği ve 4 yıldır ulusal ve uluslararası çalışmalar yapan Muş Kadın Çatısı Derneği de, kapatılmadan önce "çocuk yaşta evlilikler, erken evlilikle mücadele ve kız çocuklarının okullandırılması, kolluk kuvvetlerine kadına şiddet yasalarının anlatılması" gibi alanlarda çalışıyordu.

Dernek Başkanı Nurcan Çetinbaş, 7 bin kız çocuğu ve 600 ebeveyne "çocuk yaşta evlilik, kız erkek eşitliği, insan hakları" gibi konularda eğitim verdiklerini söyledi. Dernek, şiddet mağduru, erken evlenmiş ya da evlenme riski olan kız çocukları ve kadınlara hukuksal ve psikolojik destek sağlıyordu.

Nurcan Çetinbaş, "Tamamen kamuyla çalışan ve onlarla zorluklara rağmen ortak bir paydada buluşabilen bir örgütken, şimdi AKP milletvekilleriyle görüşmekte zorlanıyoruz. Daha önce bizi ziyaret eden milletvekilleri şu an yüzümüze bakmaya korkuyorlar" diye konuştu.

“KEŞKE KAYYIM ATASAYDINIZ”

Diyarbakır'da çocuklarla da çalışmalar yürüten Sarmaşık Derneği'nin Sosyal Hizmetler Uzmanı Dilek Akkuş, 8- 9 yıldır baro, ticaret odası ve belediyelerle işbirliği içinde yürüttükleri "Eğitim Destek" ve "Gıda Bankası" çalışmalarının tehlikeye girdiğini söyledi.

34 bin kişi ve ailelerine destek olan Sarmaşık Derneği, ilkokuldan üniversiteye kadar farklı seviyelerden çocuklara dershane ve bursların yanında, tiyatro, sinema, resim atölyesi, fotoğrafçılık, animasyon gibi etkinlikler sağlıyordu. Bölgede "kadın ve çocuk çalışmalarının durduğunu söyleyen" Dilek Akkuş, destek oldukları 120 öğrencinin burslarının kesildiğini belirtti.

Bu öğrencilerin "3'te ikisine yakını" kız çocukları.

Dilek Akkuş, "Bu görevleri birebir devlet kurumlarına yönlendirdik. Bunlarla ilgili nasıl bir çözüm geliştirecekler? 34 bin kişiyi nasıl destekleyecekler?" diye sordu:

"Derneği kapatmaya geldiklerinde 'Keşke buraya bir kayyum atasaydınız da işleyiş devam etseydi' dedik. İnsanlar gıdalarını alsaydı, çocuklar eğitimlerine devam etseydi..."

BBC Türkçe'nin görüş talebinde bulunduğu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, söz konusu derneklerin kapatılmasının adli bir süreç olduğunu vurguladı.