Yannis V. Yaylalı / Demokrat Haber

Şırnak’tan Seyhan’a, oradan Silopi’ye göçmek zorunda kalan Galip ailesinden Mehmet Galip vicdani reddini açıkladı.

Mehmet Galip'in ailesi 90'lı yıllarda yaşanan savaşın hem görgü tanıkları hem mağdurları arasında yer alıyordu. O, savaşın ailesine yapmış olduğu etkileri dinleyerek büyüdü. Aile 1992 Newroz'unda ve sonrasında Ağustos ayında devam eden ve 100 kişinin üzerinde ölümün yaşandığı katliamda Şırnak'taydı.

Galip ailesi oğulları Mehmet'e 92 Newroz'unda yaşadıklarını bir saldırı anını söyle anlatmış: ''Kapıda tanklar askerler var, gördüğü herkesi öldürüyor. Bizim ev o dönemde iki katlıydı bodrumu da sayarsak üç kat oluyor, ailem üst katta kalıyordu. Olaylar yüzünden duvarları kırıp birinci kata iniyorlar. Sonra birinci kattan kazıp evin altındaki ambara giriyorlar. Böcekler ile günlerce orda kalıyorlar. İçecek su yemek bulmak zor, az az yiye yiye dayanıyorlar. Ambarın bir köşesi çamurdan yapılmış ve oraya havan topu isabet ediyor, duvarı yıkıyor ama patlamıyor.''

Mehmet Galip o yılların kendisinde yarattığı etkiyi söyle anlatıyor: “O dönemlerin acılarını hala yüreğimde taşıyorum, bu yüzden küçük yaştan beri askere gideceksin kelimesini kalbimde geçmişe ve bugüne ilişkin anıları tazeliyor ve aklıma silahlar gelip şiddetin ortasında olduğumu düşünüp psikolojim bozuluyor.''

O günden günümüze hala çok yıkıcı sonuçları olan savaşlar Mehmet Galip'i şiddet karşıtı bir yaşama, antimilitarist bir tutuma sevk etmiş, bundan sonraki seçimlerini buna göre yapmış. Mehmet bu durumu hazırladığı vicdani ret deklarasyonunda söyle anlatıyor: ''Ben insanlar yada insanlık için faydalı olacak işler yapmak ve daha güzel ilişkiler kurma yanlısı olduğum gibi kendimi her zaman şiddetten ve şiddet yanlısı kurum ve kuruluşlardan hatta insanlardan uzak tutmuş ve uzak durmuşumdur. Silahların, emirlerin, şiddetin, hakaretlerin, bunun sonucunda meydana gelen ölümlerin travmaların yarattığı şeyler ile mücadele ederken, kim, nasıl benden tüm bu şiddetin, ölümün travmaların sorumlusu olan militarizmin parçası olmamı isteyebilir.''

Şiddet karşıtı arayışının sonucunda nasıl anti-militarist düşünce ile tanıştığını anlatan Mehmet Galip vicdani ret kararını ise söyle açıkladı: ''Yaşadığımız acı ve travmalar beni şiddetsiz yaşama arayışına ve anti-militarist bir tavra sevk ederken, bugün neredeyse 90’lı yıllara rahmet okutan ve her günü Roboskî'ye çeviren şiddetin ve Hurşit Külter'in gözaltında kaybedilmesi, beni tüm bu yaşanan şiddete ve militarizme karşı tavır almam için karar aşamasına getirdi. Bu yüzden her ne sebep ile olursa olsun her hangi bir silahlı organizasyona katılmayacağımı buradan kamuoyuna duyuruyor,vicdani rettimi açıklıyorum.