HRANT KASPARYAN / DEMOKRAT HABER

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilen İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in İsviçre’de Ermeni soykırımına dair yaptığı açıklamalar hakkındaki davaya ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararına Türkiye’den de itiraz geldi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, İsviçre Adalet Bakanlığı’na yazılı başvuruda bulunarak, İsviçre makamlarının 17 Aralık 2013 tarihli AİHM kararına ilişkin itiraz hakkını kullanmasını talep etti.  

Türkiyeli tüm ırkçılık karşıtları adına İsviçre Adalet Bakanı Simonetta Sommaruga’ya müracaat ettiklerini bildiren İHD, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de soykırımın inkârının, ülkede nasıl anti-demokratik, düşünce özgürlüğü karşıtı, nefret suçlarına zemin hazırlayan ve insan haklarını ihlal eden bir ortam yarattığının en yakın tanıkları olarak, İsviçre Adalet Bakanlığı’na, İsviçre mahkemesine tanınan AİHM kararına itiraz etme hakkını kullanmasını desteklediğimizi bildiren bir mektup gönderdik.”

DİNK ve SEVAG BALIKÇI ÖRNEK GÖSTERİLDİ

İHD yazılı başvurusunda, Türkiye’de Ermenilerin ve Anadolu’daki Hıristiyan halkların maruz kaldığı soykırımın inkârının, basit bir fikir ayrılığı olmadığını, yaşananların soykırım olmadığını söylemenin ötesine geçtiğini anlattı. Başvuruda, soykırım inkârının aynı zamanda soykırım kurbanlarının “suçlu” ilan edilmesi, onlara karşı nefret ortamının yaratılması, bunun sonucunda da Ermenilere alenen hakarete, saldırılara ve tehditlere zemin hazırladığı dile getirildi. Bu bağlamda Hrant Dink’in katledilmesini örnek gösteren İHD, zorunlu olarak askerlik yapmakta olan Sevag Şahin Balıkçı’nın 24 Nisan 2011’de kışlada öldürülmesi olayına da dikkat çekti.  

“İNKÂR SOYKIRIMIN DEVAMIDIR”

Başvuruda ayrıca, AİHM kararına muhalefet şerhi koyan iki hâkimin yazdığı gerekçede, İHD’nin soykırım kurbanlarını anma basın açıklamasına atıfta bulunduğu hatırlatıldı. Hâkimlerin itiraz metninde şu ifadelere yer verdiği vurgulandı: “Elie Wiesel’in sözleriyle, inkârcılığa hoşgörü kurbanları ikinci kez katletmektir. Ya da İHD’nin 24 Nisan 2006’daki açıklamasında belirttiği gibi, inkâr soykırımın bir parçasıdır ve soykırımın devam ettirilmesi sonucunu doğurur. Soykırımın inkârı bizatihi bir insan hakları ihlalidir.”

Başvuruda sunulan gerekçelerle, İsviçre yargısının AİHM’den önce aldığı Perinçek kararının tüm insanlığı ırkçılığa karşı koruyucu bir adım olduğunu kaydeden İHD, İsviçre’nin AİHM’in 17 Aralık 2013 tarihli kararına itiraz hakkını kullanmasını desteklediğini ve bu yönde talepte bulunduğunu ifade etti. Türkiye’de ve dünyada insan hakları, ırkçı nefret karşıtlığı ve adalet adına, dünyadaki tüm soykırımlara karşı “bir daha asla” bilincini yükseltmek istediklerini belirten İHD, “Türkiye’deki tüm ırkçılık karşıtlarını, soykırımın inkârının ırkçı nefreti cesaretlendirdiğine inananları İsviçre Adalet Bakanlığı’na gönderdiğimiz mektup hakkında bilgilendirmeyi görev biliyoruz” dedi.

HÜKÜMET PERİNÇEK’İN YANINDA

Doğu Perinçek, İsviçre’de 2005 yılında çıkarılan Ermeni soykırımını inkâr yasasının ardından bu ülkeye giderek üç değişik kentte katıldığı konferans ve toplantılarda 1915’te yaşananların soykırım olduğunu inkâr eden konuşmalar yapmış ve bu nedenle İsviçre mahkemesi tarafından 90 gün hapis cezasına mahkûm edilmişti.

Temyiz başvuruları reddedilen Perinçek’in mahkûmiyeti daha sonra para cezasına çevrilmişti. İsviçre mahkemesi önünde kaybeden Perinçek 2008 yılında AİHM’e başvurmuş, Türkiye hükümeti de 2010 yılında Perinçek’in yanında davaya müdahil olmuştu.  

İSVİÇRE’NİN İTİRAZ ETMESİ BEKLENİYOR

AİHM’in Perinçek hakkında aldığı karara ilişkin İsviçre hükümetinin 17 Mart 2014 tarihine dek itiraz etme hakkı bulunuyor.

AİHM, 17 Aralık 2013’te açıkladığı kararında, Perinçek’in Ermeni soykırımını inkâr ettiği gerekçesiyle İsviçre’de yargılanıp mahkûm edilmesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10. maddesine aykırı olduğunu öne sürmüştü. AİHM, İsviçre mahkemesinin Perinçek’i “ırkçı ayrımcılıktan” mahkûm eden kararını değerlendirirken, Yahudi soykırımı (Holokost) ile 1915’te yaşananlar arasında paralellik kurulamayacağını ima etmişti. AİHM kararında, Perinçek’in İsviçre’deki Ermeni karşıtı konuşmalarının “nefret oluşturacak nitelikte olmadığını” ileri sürmüş ve “1915’te meydana gelen trajik olaylar”ın soykırım olduğunu inkâr etmenin, Holokost’un soykırım olduğunu inkâr etmek kadar büyük sonuçlar doğurmayacağını savunmuştu.

AKADEMİSYENLERDEN İTİRAZ

AİHM’in kararı geçtiğimiz hafta yayımlanan Agos gazetesinde “çifte standart” başlığıyla yer alırken, geçtiğimiz günlerde Taraf’ta Taner Akçam tarafından “Holokost’u inkâr edemezsiniz ama Ermeni Soykırımı’nı inkâr serbest” başlıklı makale kaleme alaınmıştı.

Ayrıca Tessa Hofmann’ın da aralarında bulunduğu uluslararası öğretim görevlilerinden oluşan 30 kadar akademisyen de bir bildiri yayımlayarak AİHM’in Perinçek kararına itiraz edilmesi konusunda İsviçre hükümetine çağrıda bulundu.