Hakkari’nin Otluca (Xenanis) köyünde çobanlık yaparken operasyona çıkan askerler tarafından önce gözaltına alınan ve daha sonra kaybedilen 5 çobanın ailesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) görülen davası sonuçlandı. Mahkeme verdiği karar ile gözaltında kaybedilenlerin araştırılması için etkin soruşturma yapılmadığına ve etkili başvuru hakkından yoksun bırakıldığına hükmetti ve Türkiye’yi mahkum etti.

OPERASYONDAN SONRA ‘KAYBEDİLDİLER’

24 Ağustos 1996’da Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı PKK’lilerle çatışmaya girdi, iki korucu ve dört asker hayatını kaybetti. Hakkari Dağ ve Komando Tugay komutanlığına bağlı askerler, 26 Ağustos’ta 1996’da Hakkari’nin Otluca (Xenanis) köyüne operasyon düzenledi. Operasyon bölgesinin yakınında koyunları otlatan çobanlar Ahmet Bozkır, Süleyman Tekin, Selahattin Aşkan, Lokman Kaya ve Halit Ertuş o gün askerler tarafından gözaltına alındı, kendilerinden bir daha haber alınamadı. 5 çobanın aileleri, 6 Eylül 1996 tarihinde Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, yakınlarının gözaltına alındığını bildirdi. Aileler, bir gün önce de Tugay komutanlığına başvurduklarını ancak onların yakınlarını bulamadığını söylediğini savcılığa iletti.

TUGAY: PKK’YE KATILMIŞLARDIR

Tugay komutanı, Hakkari Valiliği'ne yazdığı açıklamada, 5 çobanın gözaltına alınmadığını, kendi görüşlerine göre hepsinin PKK’ye katıldığını ifade etti. 16 ve 30 Eylül 1996’da polis ve jandarma çobanları gözaltına almadıklarını savcılığa bildirdi. Tugay Komutanlığı'ndan bir albay, 11 Ekim savcılığa verdiği cevapta da “Çobanların PKK’ye katılmış olabileceklerini” yineledi. Albay, aynı operasyonda F.A., A.Y., A.A. ve F.A.Ş. isimli çobanların PKK’ye yardım ettikleri gerekçesiyle gözaltına alındığını da ekledi.

SUSURLUK RAPORUNDA ‘ÖLDÜRDÜK’ İTİRAFI

Halit Ertuş’un oğlu Yaşar Ertuş, Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu’na konuşan H.O.’nun savcılıkça dinlenmesi talebinde bulundu. Elazığ Jandarma Komutanlığı’nda görevli H.O., komisyona verdiği ifadede, 26 Ağustos 1996’daki operasyonda 5 çobanın öldürüldüğünü söylemişti. H.O. 8 Aralık 1997’de savcılığa verdiği ifadede de, Y.Y.’nin kendisine 5 çobanı öldürdüklerini söylediğini açıkladı. Ancak Y.Y., 26 Ocak 1998’de verdiği ifadede bunu kabul etmedi.

Halit Ertuş’un diğer oğlu Hasan Ertuş da savcılığa yaptığı başka bir başvuruda, babasının ve diğer çobanların battaniyelerini ve diğer kişisel eşyalarını operasyon yapılan alanda bulduğunu söyledi. Ertuş bulduklarını savcılığa da iletti. Ahmet Bozkır’ın otlattığı koyunların sahibi, savcılığa 13 Ağustos 1999’da verdiği ifadede, 5 çobanın Hakkari Tugay Komutanlığı’nda gözaltında olduğunu gördüğünü söyledi.

YÜZBAŞI DA MI KAYIP!

Lokman Kaya’nın annesi Narin Kaya da 22 Eylül 1999’da savcılığa yaptığı başvuruda, Tugay Komutanı Yusuf isimli yüzbaşının kendilerine, 5 çobanı kendilerine rehberlik etmeleri için yanlarında götürdüklerini söylediğini aktardı. Ancak askeri yetkililer, Yüzbaşı Yusuf”un bulunmasını isteyen savcıya gönderdikleri yanıtta, bu isimde bir yüzbaşı olmadığı beyanında bulundu.

AİHM’E TAŞINDI

Soruşturmada bir ilerleme sağlanamayınca, kayıp çobanların aileleri 16 Mayıs 2004’te avukatları Mikail Demiroğlu aracılığıyla AİHM’e başvurdu. AİHM, davayla ilgili kararını dün (26 Şubat) açıkladı. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Yaşam hakkını” düzenleyen ikinci maddesini etkin soruşturma yapmayarak ihlal etmekten ve 13. maddesi uyarınca etkili başvuru hakkının ihlal edilmesi dolayısıyla mahkum oldu.

Kaybedilen çobanların yakınları, başvurucular Saliha Bozkır’a 20 bin, Mahbup Aşkan’a 20 bin, Güli Tekin’e 20 bin, Hasan Kaya ile Narinç Kaya’ya 20 bin, Fehima Ertuş, Muhti Özer Ertuş, Zahir Ertuş, Hamdi Ertuş ile Yaşar Ertuş’a 20 bin Euro tazminat ödenecek. (yuksekovahaber)