1994 yılında gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Mustafa Saygı'nın kaybedilmesi ile ilgili olarak ailenin yerel mahkemelerde açtığı davaların sonuçsuz kalması üzerine, ailenin 2011 yılında Türkiye aleyhine yaptığı başvuruda AİHM, "Türkiye'nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna" karar verdi.

AİHM, yapılan başvuruyla ilgili "Türkiye'nin etkili bir soruşturma yapmadığı" görüşüne vararak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlal edildiği bu nedenle aileye 20 bin euro tazminat verilmesini kararlaştırdı.

21 yıl boyunca Mustafa Saygıyı bulma veya izine rastlama umuduyla mücadele veren aile ise, AİHM'in kararındaki gibi Türkiye'nin "eksik soruşturan" değil, kaybedilme olayının bire bir faili olduğunu düşünüyor.

HERKES GÖRDÜ, ASKER KABUL ETTİ, SONRA YOK OLDU  

3 Haziran 1994 tarihinde Urfa'nın Suruç İlçe merkezinden oturduğu Ezgi Köyü'ne giderken Yoğurtçu (Şeîs) Köyü'nde jandarmalar tarafından gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Mustafa Saygı için tüm hukuksal yolları denediklerini belirten amcasının oğlu İbrahim Saygı, Mustafa'nın gözaltına alındığının tanıklar tarafından da tespit edildiğini söyledi.

Yaptıkları tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını belirten Saygı, "Görgü tanıklarının ifadelerine göre binanın üstünden dürbünle yolu gözetleyen askerler motosikletle gelen Mustafa'nın yolunu binanın önünde keserek, içeriye götürmüşler. 20 dakika ya da yarım saat sona ise ceketini başına sararak bir arabaya bindirip göndermişler. Ondan sonra yaptığımız birçok başvuruda gözaltına alınmadığını söylediler. Sonra savcılığa başvuruda bulunduk. Bizi İlçe Jandarma Komutanlığına yönlendirdiler. Jandarma 2 günden bu yanadır bizde, ifadesini alıp bırakacağız dedi. Bir iki gün sonra tekrar başvurunca bu sefer bizde değil dediler" diye konuştu.

MOTOSİKLETİ KARAKOLUN YANINDA BULUNDU    

2009 yılında söz konusu karakoldan 2 kilometre uzaklıkta yapılan kazıda Saygı'nın motosikletinin bulunduğunu belirten Mevlüt Saygı, "Definecilerin yaptığı kazı sonrasında tesadüfen bir motor bulundu. Bunlar kazıda çıkan malzemenin motosiklet olduğunu gürünce bizim aileye haber verdiler. Çünkü bütün Suruç Mustafa'nın motorla birlikte 15 yıl önce ortadan kaybolduğunu biliyordu. Burada yaptığımız kazıda gerçekten toprağa gömülü olanın Mustafa'nın motoru olduğunu görünce, savcılığa haber verdik" şeklinde konuştu.

AİHM'in verdiği kararı değerlendiren amca oğlu Saygı, "Aradan geçen bunca yıla rağmen biz sadece Mustafa'nın cenazesini, kemiklerini istiyoruz" dedi.

'AİHM ADALETSİZLİĞİ DEVAM ETTİRDİ'

İç hukuk yollarını tükenmesi üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurduklarını belirten ve babası kaybedildiğinde 9 yaşında olan Mustafa Saygı'nın oğlu Şahin Saygı, AHİM'in dosyadan dolayı Türkiye'ye verdiği para cezasını adaletsizliğin devamı olarak niteledi. Şahin Saygı, "Bizim davamız para değil. Biz babamızı istiyoruz. Biz babamızın izinin peşindeyiz, onların parasının değil. Biz adalet istiyoruz. Babamızın başına getirilenlerin açığa çıkmasını istiyoruz. Ölmüşse kemiklerini, yaşıyorsa nerede olduğunu söylesinler" dedi.

'DEVLET CİNAYETİN FAİLİ'

Mustafa Saygı'nın eşi Dursun Saygı da AHİM'in kararında Türkiye'nin etkili bir soruşturma yapmadığı için cezalandırılmasına tepki göstererek, "Oysa ki devlet, eksik soruşturmanın değil, cinayetin, ortadan kaybedilmenin failidir" diye konuştu.

21 yıl boyunca oğlunu aramak sormak için çalmadık kapı bırakmadığını belirten ve ayakta durmakta güçlük çeken 84 yaşındaki Anne Ayşe Saygı da; "Bunca yıl sadece bir kez oğlumun sesini duymak için yaşadım. Bana bir parça kemiğini versinler başka bir şey istemiyorum" diyebildi. Amca Reşat Saygı ise " En azından üstüne gidip fatiha okuyacak bir mezarımız olsun isterdik" dedi. (DİHA)