Yazar Ahmet Altan, Karaman’da yaşanan çocuk istismarı ve bunun üzerine istismarın gerçekleştiği vakıfın korunması eleştirdi. Vakfı koruyanların bu duruma nasıl geldiğine değinen Altan, “Neden bu insanlar, vakıfları korumak için harcadıkları çabanın bir benzerini çocukları korumak için harcamıyor, neden konuşmalarında ve yazılarında çocuklar değil de “vakıflar” ana tema oluyor” sorularına köşesinde cevap aradı.

Altan, yazısında zamanın başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ı övmekle eleştirildiği yazısının da hikâyesini anlatıyor.

Ahmet Altan’ın Haberdar’da yayımlanan “Neden böyle oldular?” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

Biri size, “çocukları taciz ettiklerini, kötü işler yaptıklarını” söylese, ilk tepkiniz ne olur?
 
Birçok duygu birden hissedersiniz, çocuklar için merhamet, onları korumak isteği, bu rezillikleri yapanlara karşı derin bir öfke ve gereken cezanın derhal verilmesini talep eden bir adalet arzusu.
 
Eğer insanlıktan kopmamışsanız, ilk tepkiniz, “bu rezillikleri yapanlar bizdense aman işin üstünü kapatalım, bunun münferit olduğunu söyleyelim, o alçakların içinde bulunduğu vakıfları koruyalım” olmaz.
 
Bir vakfın çıkarı, çocukların çıkarından önce gelmez aklınıza.
 
Aklını ve vicdanını kaybetmeyen hiç kimsenin ilk tepkisi, çocukları korumayı bir kenara bırakıp da bir “kuruluşu” savunmayı ön plana almaz.
 
Bugün, Türkiye’nin neredeyse her yanında pıtraklanan bu rezillikler karşısında çocukları değil de “vakıfları”, “kuruluşları” savunmaya kalkışan birine rastladığınızda, onun AKP iktidarının yöneticilerinden ya da “parayla tutulmuş” yandaşlarından biri olduğunu hemen anlarsınız.
 
Bu utanmazlığı içlerine sindirebilecek onlardan başka kimse yoktur çünkü.
 
“Çocuk tacizi” gibi korkunç bir olay karşısında, onlarla bizim gibi insanlar arasındaki bu büyük fark nereden kaynaklanıyor?
 
Neden bu insanlar, vakıfları korumak için harcadıkları çabanın bir benzerini çocukları korumak için harcamıyor, neden konuşmalarında ve yazılarında çocuklar değil de “vakıflar” ana tema oluyor?
 
Neden, “hadi çocuklarla ilgili bütün bu vakıfları, kuruluşları didik didik gözden geçirelim, olan biteni ortaya çıkaralım, böyle bir alçaklığın bir daha olmamasını sağlayacak sağlam önlemler alalım” demiyorlar?
 
Niye ilk tepkileri böyle olmuyor?
 
Bunların cevapları bize bugün içinde bulunduğumuz siyasi durumu ve iktidarın nasıl bir yerde durduğunu anlatacak.
 
Bir kere ben size bir şey söyleyeyim, bu insanlar eskiden böyle değildi.
 
Bunu bilerek ve yaşadığım bir olayın tecrübesine sahip olarak söylüyorum.
 
İnternette, Tayyip Erdoğan başbakanken benim onun hakkında yazdığım “çoşkulu” bir övgü yazısına sık sık rastlarım, “eskiden böyle yazıyordu” diye o yazıyı dolaştırırlar.
 
O yazının bir hikayesi var.
 
Bugüne dek anlatmadım çünkü anlatmanın bir gereği yoktu ama bence şimdi zamanı geldi.
 
Tayyip Erdoğan başbakanken, Anadolu’da sahipsiz küçük bir çocuğun başına kötü işler geldi.
 
Ben o sırada Taraf’ta yazıyordum.
 
O çocukla ilgili birkaç yazı yazdım, “şu çocuğa sahip çıkın, kurtarın” diye.
 
Kimse aldırmadı.
 
Çocuğa sahip çıkmadılar.
 
Çocukcağız yoksuldu, kimsesizdi, dertli annesinden başka kimsesi yoktu.
 
Üzülüyordum, öfkeleniyordum ama çocuğu kurtarmaya gücüm yetmiyordu.
 
Son çare olarak oturup bir yazı yazdım, dedim ki “bizim başbakan delikanlı adamdır, şu çocuğa bir el uzatsın, kurtarsın onu, bundan daha önemli ne var?”