Uluslar arası Af Örgütü Türkiye’deki darbe girişimine ilişkin açıklama yaptı.

Örgütün açıklamasında, iktidar partisi temsilcilerinin ‘idam’ açıklamalarının kaygı verici olduğu belirtilerek, “Darbe girişiminin nasıl gerçekleştiği ve onu takip eden şiddet etkin bir şekilde soruşturulmalı ve tüm sorumlular adil yargılanmak üzere adalet önüne getirilmelidir “ denildi.

Af Örgütü’nün açıklaması şöyle:

Türkiye yetkilileri böyle bir trajedinin tekrar gerçekleşmesi tehdidine meydan vermemiştir.

Türkiye halen, ülkenin silahlı kuvvetleri içindeki bir grup tarafından gerçekleştirilen ve engellenen bir darbe girişiminin yarattığı şiddet gecesinin etkisi altında. Yetkililere göre, 100’den fazla darbeci öldürülürken 161 kişi de darbe girişimine karşı çıkarken yaşamını yitirdi.

Bugün (16 Temmuz) öğlen itibariyle, darbe girişiminde yer aldığı şüphesiyle 2839 askeri personel gözaltına alındı. Şiddet, hava saldırılarının hedefi olan Meclis binasının bulunduğu Ankara ve İstanbul'da odaklandı. Halk, silahlı askerlere karşı çıktı ve can kaybı yaşandığı bildirildi.

Türkiye’nin insan hakları için mahvedici sonuçlar yaratan bir askeri darbeler tarihi var. Türkiye hala son askeri darbe olan 12 Eylül 1980’in bıraktığı derin izlerle yaşıyor. Darbenin ardından yerleşen baskıcı askeri yönetimin üç yılında yüzbinlerce keyfi gözaltı ve yaygın işkence, yargısız infaz ve 50 ölüm cezası infazı gerçekleşti.

Türkiye yetkilileri böyle bir trajedinin tekrar gerçekleşmesi tehdidine meydan vermemiştir. Darbe girişimi sokakları tutan ve darbe tehditlerine karşı birleşen sıradan insanlar tarafından kısmen bertaraf edilmiştir.

Darbe girişiminin nasıl gerçekleştiği ve onu takip eden şiddet etkin bir şekilde soruşturulmalı ve tüm sorumlular adil yargılanmak üzere adalet önüne getirilmelidir.

Bazı hükümet yetkilileri ve iktidar partisi temsilcileri, geçmiş askeri yöneticilerin de bir araç olarak kullandığı ölüm cezasının yeniden yürürlüğe konmasi lehine konuşmalar yapmışlardır. Meşru muhalefet üzerinde daha ileri boyutta kısıtlamalar gibi, bu geri adımdan da kaçınılmalıdır.

Türkiye yetkilileri, hukukun üstünlüğü, insan hakları, ve yargı da dahil kurumların bağımsızlığı ve etkinliğine saygıyı güçlendirmeli, bunları korumalıdır.
 
(Demokrat Haber Merkezi)