Söz konusu rapor Avrupa devletleri hakkında AİHM tarafından 1959 yılından bu yana hükmedilen kararlarla ilgili istatistiklerden oluşuyor. Rapora göre, tüm Avrupa genelinde olduğu gibi Türkiye’ye karşı dava açmak için yapılan başvuraların ezici çoğunluğu AİHM tarafından geri çevriliyor. AİHM verileri; Ankara’ya karşı dava açmak için 2010 yılı sonuna kadar yapılan şikayetlerin yüzde 88'inin “kabul edilemez” bulunduğunu, yüzde 12'sinin ise kararla sonuçlandırıldığını gösteriyor.

Ankara hakkında kararla sonuçlanan davaların yüzde 87’sinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin en az bir maddesinin “ihal” edildiği, yüzde 8’inin “dostane çözümle” sonuçlandığı veya kayıtlardan silindiği, yüzde 2’sinde ihlal sonucuna varılmadığı, yüzde 3’ünün ise diğer yöntemlerle sonuçlandığı açıklandı.

Mülkiyet hakları sorunu

Rapor, Türkiye açısından Strasbourg Mahkemesi’ndeki en önemli sorunların “adil yargılanma” ve “mülkiyet” hakları olduğunu da göstermekte. Türkiye’ye karşı bireyler tarafından yapılan başvurularla ilgili ilk kararın hükmedildiği 1996 yılından 2010 yılı sonuna kadar olan dönemde açıklanan ihlal kararlarlarının yüzde 21’ini “adil yargılanma hakkı”, yüzde 17’sini “mülkiyet hakkı”, yüzde 15’ini “özgürlük ve güvenlik hakkı”, yüzde 13’ünü “dava süresi uzunluğu”, yüzde 34’ünü ise diğer haklarla ilgili davalar oluşturduğu görülüyor.

Avrupa genelinde de durum büyük ölçüde aynı. AİHM’nin Avrupa ülkeleri hakkında 1960’lı yıllardan bu yana hükmettiği ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edildiğine kanaat getirdiği kararların yüzde 26’sını dava sürelerinin uzunluğu, yüzde 20’sini adil yargılanma, yüzde 14’ünü mülkiyet hakkı, yüzde 11’ini ise güvenlik ve özgürlük hakkıyla ilgili davalar oluşturuyor.

160 binin üzerinde dava başvurusu

AİHM'nin 1 Eylül 2011 tarihli son dönemsel istatistiklerine göre, mahkeme gündeminde şu anda 47 Avrupa ülkesinden gelme 160 bin 200'ün üzerinde dava başvurusu bulunuyor. Rusya’nın 43 bin 800 başvuru ile başı çektiği listede, Türkiye  18 bin 450 başvuruyla ikinci, Romanya ise 13 bin 450 başvuruyla üçüncü sırada yer alıyor. Bu ülkeleri sırasıyla İtalya (12 bin 550), Ukrayna (11 bin 300), Polonya (7 bin 400), Sırbistan (5 bin 700), Moldova (4 bin 300), Bulgaristan (3 bin 900), Birleşik Kraliyet (3 bin 600) ve diğer Avrupa ülkeleri (35 bin 750) izliyor.

Ankara, kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 1950 yılında imzalayıp 1954 yılında onaylamasına rağmen, vatandaşlarının Strasbourg Mahkemesi’ne başvuruda bulunmasına AB’ye tam üyelik başvurusu yaptığı 1987 yılına kadar izin vermemişti. AİHM’nin Türkiye’ye karşı bireysel bir başvuruyla ilgili ilk kararı 1996 yılında açıklanmıştı. (Deutsche Welle Türkçe)