Abdullah Öcalan’ın yeniden yargılanmasını Anayasa Mahkemesi'nin reddetmesi üzerine avukatlar dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürdü.

Öcalan'ın yargılanma süreciyle ilgili 2003 ve 2005'te ihlal tespit ederek Türkiye'yi mahkum eden AİHM yeniden yargılamanın önünü açmıştı.

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Cengiz Yürekli 2013 yılında çıkartılan 4'üncü Yargı Paketi içinde yer alan 6459 sayılı Yasa kapsamında yeniden yargılama başvurusu yaptıklarını söyledi.

İtiraz merciinin reddetmesi üzerine AYM’ye götürdüklerini söyleyen Yürekli, "AYM de reddedince iç hukuktaki süreç tamamlandı. Bu nedenle 6 Haziran 2016 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) dosyayı taşıma zarureti doğdu. Biz de Öcalan'ın yeniden yargılanması için AİHM'e başvuru da bulunduk" dedi.

Öcalan'ın 1999 yılındaki yargılanmasının hukuka aykırı olduğunu ifade eden Yürekli, bu süreçle ilgili AİHM'in 2003 ve 2005 yılında aldığı kararla ihlal tespiti yaptığını ve Türkiye'yi mahkum ettiğini söyledi.

Yürekli, AİHM'in ihlal tespitlerini ise şöyle sıraladı: "Öcalan'ın gereğinden fazla gözaltında tutulduğu, bu süreçte hukuk yollarının tıkanması, avukatlarıyla görüşmelerinin engellenmesi, avukatlarının ve kendisinin dosyasına ulaşmasının engellenmesi gibi sebeplerle ayrıca askeri bir mahkemede tarafsız ve bağımsız olmayan bir mahkemede yargılanmasından dolayı ihlal kararı verdi. Bunun da telafisinin tek yolu, Öcalan'ın adil bir şekilde bağımsız ve tarafsız bir mahkemede savunma hakkı tesis edilerek, yeniden yargılanması gerekiyor."

AİHM'in bu kararı vereceği önceden bilen Türkiye'nin sırf Öcalan faydalanmasın diye özel bir yasal düzenleme yaptığını dile getiren Yürekli, "Böylece Öcalan'ın yeniden yargılanmasının önüne geçmek istedi. Öcalan'ın avukatlarının yeniden yargılanma talepleri bu hukuka aykırı yasaya dayanılarak reddedildi. Ancak bu yasal düzenleme Öcalan'a özel olarak çıkarılmasına rağmen beraberinde birçok kişiyi yeniden yargılama hakkından mahrum etti. AİHM yüzlerce kişinin yeniden yargılanmasına karar verdi. Bu Türkiye hukuk sisteminde bir kriz yarattı" şeklinde konuştu.

Yeniden yargılanması Öcalan gibi reddedilen 200'e yakın kişinin yapılan yeni düzenlemeyle yeniden yargılanma hakkı kazandığına dikkat çeken Yürekli, şöyle devam etti:

 "Öcalan'ın hukuki temsilcileri olarak 2013 yılındaki yasayla beraber Öcalan'ın yeniden yargılanması için bunun hukuksal koşulları gereği yasa hükmü ve Meclis komisyonu tartışmalarına dayanarak talep ettik.

Talebimizde eğer mahkeme farklı bir kanaatteyse, eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasasının ihlali sebebiyle AYM'ye aykırılık kararı vermesi gerektiğini sunduk. AİHM'in içtihatlarını ve iptal kararlarını dayanak olarak sunduk.

Yerel merci Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi hiçbir gerekçe sunmadan aynı yasa maddesine dayanarak başvurumuzu reddetti. İtiraz merciine gittik. İtiraz mercii de hiçbir gerekçe sunmaksızın başvurumuzu reddetti. AYM'ye başvurduk. AYM başvurumuzu esastan değil usulden reddetti."

Yürekli, AYM'nin bilerek politik bir tercih yaptığını ve başvurularını esasa girmeden reddettiğini savunarak, şunları kaydetti:

"AYM daha önce benzer başvurularda esastan kararlar verdi. Bu yüzden başvurumuzu esastan incelemedi. Yoksa olumlu karar vermesi gerekiyordu. Bunu da yapamayacağı için usulden hiçbir dayanağı olmayan bir gerekçeyle reddetti. Adil yargılanma talebimiz reddedildi.

Mahkemelerin tarafsızlığı tartışmaya açıkken, Adalet Bakanı'nın durumu ortadayken, bu dosyayla ilgili başvurumuzu yaptığımızda Adalet Bakanı katıldığı televizyon programlarında açıkça Öcalan'ın yeniden yargılanma kapsamında olmadığı, mevcut dosya sayısının 221 olduğu ve Öcalan'ın bunun dışında olduğunu belirtti. Mahkemenin ret kararı vermesi gerektiği açıklamasında bulundu. Bu açıklamasının ardında mahkeme siyasi bir kararla başvurumuzu reddetti. Hukuku ihlal ettiği için dönemin Adalet Bakanı hakkında da suç duyurusunda bulunduk. Ancak bir sonuç alamadık."

Yeniden yargılanma aşamasında mahkemeye savunmanın tam katılımı için Öcalan'ın avukatları olarak kendisiyle görüşmeleri gerektiğini söyleyen Yürekli, şöyle konuştu:

"Bu konuda Öcalan'ın fikirlerinin alınması gerekiyor. Mahkeme avukatların görüşmesine ilişkin cevap vermedi. Bunun idari bir tasarruf olduğu, söz hakkının kendisinde olmadığını beyan etti. Oysa avukat müvekkil görüşmesi mahkemenin tasarrufundadır. 5 yıllık süreçte de avukat müvekkil görüşmemiz reddediliyor. Biz, mahkemeye 'Eğer bizi müvekkilimizle görüştürmüyorsanız, o zaman mahkeme yazışmaları hakkında müvekkilimizi bilgilendirin' dedik. Ancak mahkeme bunu da cevapsız bıraktı. Öcalan'ın kendi dosyasına dahil olmasını zımni olarak reddetti."

(Kaynak: ANF)