Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye ile ilgili Salı günü açıklayacağı İlerleme Raporu'nun bugüne kadarki en sert ve en eleştirel değerlendirme olacağı bildiriliyor.

Reuters'a adının açıklanmaması koşuluyla konuşan iki yetkili, raporu hazırlayan Avrupa Komisyonu'nun Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin Suriyeli mülteciler konusunda yürütülen işbirliği haricinde, insan hakları, basın özgürlüğü, yargı özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi alanlarda giderek kötüleştiği değerlendirmesini yapacağını söyledi.

Türkiye ile ilgili bu yılki ilerleme raporunun salı günü Fransa'nın Strasburg kentinde açıklanması bekleniyor.

BBC Türkçe'nin aktardığına göre, raporun bazı bölümleri ilk olarak Almanya'da bugün yayınlanan Welt am Sonntag gazetesinde yayınlandı.

'AB'DEN ÇOK CİDDİ UZAKLAŞMA VAR'

Reuters haber ajansı, bu kısımların doğru olduğunu görüştüğü AB yetkilileri tarafından teyit edildiğini belirtti.

Yayınlanan kısımlarda, Avrupa Komisyonu'nun yeni müzakere başlıkları açmak için yeterli bir zemin oluşmadığı değerlendirmesi yaptığı görülüyor.

Bu da halihazırda yeni başlıkların açılmamasından dolayı fiilen donmuş durumda olan müzakerelerin mevcut halinin süreceği anlamına geliyor.

Raporun yazım sürecine dahil olan bir AB yetkilisi, Reuters'a yaptığı değerlendirmede, "Avrupa Birliği'nden çok ciddi bir uzaklaşma söz konusu" dedi.

'TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERDE GERİLEME'

Raporda, adil yargılama ve ifade özgürlüğü gibi AB'nin temel hak ve özgürlükleri arasında saydığı alanlarda çok ciddi bir gerileme olduğu belirtilirken, 2014 yılında yargı bağımsızlığı ile ilgili kaygıların dile getirildiği rapora kıyasla çok daha sert eleştiriler yer alıyor.

Reuters'ın haberine göre, AB yetkilileri, her ne kadar başta Kıbrıs olmak üzere Almanya ve Fransa gibi bazı ülkelerin itirazlarının müzakere sürecini yavaşlattığını söylese de, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından binlerce kamu görevlisinin ihraç edilmesinin Türkiye'nin üyelik ihtimalini çok ciddi şekilde azalttığını ifade etti.

Türkiye ise tam üyelik perspektifi ile müzakerelerin devam etmesi gerektiğini savunuyor.