Diyarbakır'ın Lice ilçesinde devrilen LPG yüklü tankerin patlaması sonucu 34 kişinin hayatını kaybetmiş 36 kişi de yaralanmıştı.

Kazaya ilişkin bilirkişi raporu tamamlandı. 

Raporda, kazada Karayolları 9. Bölge Müdürlüğünün yüzde 20, kazaya en yakın noktadaki askeri birliğin yüzde 18, tanker sürücüsü ile iki otobüs firmasının da yüzde 15'er kusurlu bulunduğu belirtildi.

Diyarbakır-Bingöl karayolunun 90. kilometresinde 22 Temmuz'da LPG yüklü tankerin devrilmesinin ardından meydana gelen patlamada yoldan geçen 2 yolcu otobüsü ve bazı araçların alev alması sonucu 34 kişinin hayatını kaybetmiş, 36 kişi yaralanmıştı.

Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında nihai bilirkişi raporu tamamlandı.

Lice Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilen raporda Diyarbakır-Bingöl karayolunun 70 ila 100'üncü kilometresi arasındaki bölümün kusurlu olması bu yolda seyir halindeki araçların karşı yönden gelen araçlar için tehlike oluşturduğuna kanaat getirildiği, bu kapsamda Karayolları 9. Bölge Müdürlüğünün teknik nedenlerden dolayı yüzde 20 kusurlu bulunduğu belirtildi.

Kazaya neden olan tanker sürücüsünün ise 30 kilometre hız ile gitmesi gerekirken yaklaşık 60 kilometre hız yaptığının belirlendiğine yer verilen raporda, şunlar kaydedildi:

"Kazaya neden olan 27 L 6620 plakalı tankerin sürücüsü teknik açıdan yetersiz olan Diyarbakır-Bingöl karayolunda aşırı hız yaparak yol güvenliğini, can güvenliğini, firmanın mal güvenliğini ve üçüncü tarafların can ve mal güvenliklerini tehlikeye atmıştır. Bu nedenle aracın devrilmesine neden olmak, taşıdığı yükün tehlike durumunu benimsemeden hareket etmek, kaza sonrası taşıdığı yükün dökülmesi ve tutuşması sonucunda üçüncü kişilerin can ve mal kaybına yol açmak nedeniyle yüzde 15 kusurlu görüldü."

Raporda, yolun teknik açıdan yetersiz olması nedeniyle oluşan kazanın temel nedeninin yol özellikleri ve araç sürücüsünün kusurlu hareketlerinden kaynaklandığına işaret edildi.

Raporda, kazanın meydana geldiği yere en yakın noktada bulunan Abalı Askeri Birliği'nin yüksek tepede konuşlandığına vurgu yapılarak, teknik donanıma rağmen olayın görülmemesi ve seslerin duyulmamasının imkansız olduğu görüşü ifade edildi.

Kazanın ardından 35 dakikalık sürede herhangi bir emniyet tedbiri alınmadığı belirtilen raporda şöyle denildi:

"Kaza yapan araçta yanıcı ve tehlikeli madde olmasına rağmen bu maddenin çevreye yayılması sonucu meydana gelecek felakete karşı herhangi bir faaliyet yapılmadı. Güvenlik tedbirlerinin alınmadığı yönündeki kanaat sonucu ortaya çıkan emniyet tedbirleri zafiyeti ve teknik yetersizlikten dolayı çevrede bulunan askeri birlik, jandarma ile Bölge Trafik Müdürlüğüne bilgi vermediği gerekçesiyle yüzde 18 kusurlu görüldü."

Raporda, iki otobüs firmasının şoförünün LPG sisini görmelerine rağmen kendilerinin yanı sıra yolcuların canı ve malını tehlikeye attıkları gerekçesiyle yüzde 15, iş güvenliği ve acil durum yönetimi konusunda yetersiz olduğu gerekçesiyle otobüs firmalarından birinin yüzde 4, diğerinin yüzde 8 kusurlu görüldüğü bildirildi.

"Diyarbakır -Bingöl karayolunun güvenlik konusunda yetersiz, teknik anlamda tehlikeli ve yanıcı maddelerin taşınması konusunda yetersiz olmasına rağmen, sürücülerini seyahat ettirdiği, terör olayları nedeniyle yolda meydana getirilen hasarlar olduğu bilincine rağmen sürücüsünün bu yolda gitmesi konusunda ısrarcı olduğu, emir ve talimat verdiği gerekçesiyle tankerin bağlı olduğu lojistik uluslararası firma da yüzde 3 kusurlu görüldü."

Lice'de LPG yüklü tankerin devrilmesi sonucu meydana gelen patlamada yaralanan 70 kişiden 34'ü tedavi gördükleri hastanede hayatını kaybetmiş, tanker sürücüsü F.Y, Lice Cumhuriyet Başsavcılığınca TCK 85. maddesi uyarınca "taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olduğu" gerekçesiyle tutuklanmıştı.