CHP cezaevi heyeti, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan gazetecileri ziyaret ederek bir rapor hazırladı.

Raporda konuşmaları bulunan Ahmet Altan, referanduma ilişkin olarak "Hem iktidarda kaldılar, hem tokatı yediler. 16 Nisan’da Türkiye’de korku çölüne umut yağmuru yağdı" dedi.

Cumhuriyet gazetesinden İklim Öngel'in haberine göre, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Cezaevleri İnceleme Komisyonu Sözcüsü Veli Ağbaba, Muğla milletvekili Nurettin Demir ile Ankara milletvekilleri Şenal Sarıhan ve Necati Yılmaz, Silivri Cezaevi’nde tutuklu gazetecileri ziyaret etti.

Heyet görüşmelerini ve gazetecilerin ifadelerini raporlaştırdı. Heyet üyelerinin görüşmenin ardından yaptığı ortak değerlendirme şöyle:

"OHAL dönemiyle birlikte cezaevlerinde insani koşullardan çok uzaklaşıldığını, tecridin egemen olduğunu ve açık görüş hakkının olabildiğince sınırlanmış olduğunu görüyoruz. Partili cumhurbaşkanına karşı olduğumuz kadar partili hâkimlere ve partili savcılara da karşıyız."

Gazetecilerin mesajları ise şöyle:

Ahmet Altan: Hem iktidarda kaldılar, hem tokatı yediler. İddianamede doğru olan tek bir satır yok. ‘AKP iktidardan gidecek ve yargılanacağım’ dediğim için yargılanıyorum. Bu çok meşru bir ihtimaldir. Bir parti iktidardan gidebilir, suç işlerse yargılanabilir. Bu laf beni tutuklatıp yargılatmak için bahane ediliyor. Bu şu anlama geliyor: Biz sizi tutukluyoruz. Bunu sadece susturmak için değil, korku iklimi yaratmak için yaptılar. 16 Nisan’da korku iklimi yok oldu. Bütün Türkiye’de korku çölüne umut yağmuru yağdı.

Mehmet Altan: Ben böyle bir dönem görmedim. Ömür boyu vesayetle mücadele ettim. Yine o dönem hukuk varmış. Eskiden şekli de olsa bir hukuk vardı, şimdi o bile yok. Savcılar, somut deliller bulmak yerine niyet ve bilinçaltı okumalarıyla suç üretiyorlar.

Muhammet Ali Gül: Felix Dzerjinski isimli sahte hesaptan küfür edilmiş. Asla benim değil. Ben, ‘hayır’ videosu çektiğim için tutuklandım. Ben, hukuk öğrencisiyim. Bizim öğrendiğimiz derslerimiz yalanmış, İstanbul Hukuk hocaları beni kandırmış. Anlattıklarıyla yaşadıklarım tam zıt.

Deniz Yücel: Yakalama kararında RedHack örgüt üyeliği yazıyor, nezarette FETÖ dediler, mahkemeye çıktığımda PKK dediler. 8 yazım suç sayıldı, 6’sı 4 aydan önceki yazılar. 2015’te yaptığım bir röportaj, yanlış tercüme edilmiş. Öcalan’a başkomutan dediğimi iddia ediyorlar ama çeviri yanlışlığı var. Mithat Sancar’ın anlattığı bir fıkra ile halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğim iddia ediliyor. Alınmamın sebebi referandum öncesi kriz yaratmaktı ve başardılar. Referandum için rehin alındım. Almanya ile kriz çıkarmak için beni tutukladılar. Üzerimden pazarlık yapıyorlar.

Murat Aksoy: Suç vasfımız değişti. Savcı beraatımı isteyecekti ancak o gece açılan dosyada aynı delillerle iki müebbet isteniyor. Dosya aynı, suçlama aynı birinde tahliye, birinde müebbet isteniyor. Yeni mahkeme heyeti de tahliyemizi talep etti. Heyet yeni değişti. Cengiz Çandar’ı niye aradın diyorlar? Cengiz Çandar ile en çok konuşan kendileri, kendisi serbest. Gözaltında çok kötü şartlar altında kaldım. AİHM’ye başvurdum, Suriye politikası ve Esad hakkımda yazdığım yazılar nedeniyle suçlanıyor. Bu anlayışla, herkes suçlanabilir. Bu insanların üye olduğu gruplar hakkında nereden fikri olsun. Biz kaçmıyoruz, tutuksuz yargılanalım.