İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarında gözaltına alınan ve adliye sevk edilen 60 kişinin hemen hepsinin polis tarafından darp edildiği ortaya çıktı.

İstanbul Emniyet Güvenlik Şube Müdürlüğü Toplumsal Olaylara Müdahale Birimi’nde gözaltındakilerle görüşen Avukat Ramazan Demir, gözaltına alınırken darp edilmeyen kimse kalmadığını ve bazı gözaltıların ise fıkraları aratmadığını aktardı.

ANF'den Zeynep Kuray'ın haberine göre, 3 günlük gözaltı sürecini izleyen Avukat Ramazan Demir şubede yanına çağrıldığı herkesin yüzünün gözünün darp edilmekten şiştiğini ve yürüyemez halde olduğunu belirti.

Bunlardan birinin 19 yaşında üniversiteye hazırlanan Ersin Alpaslan olduğunu belirten Demir, “Şubede onu yanıma çağırdığımda yüzü gözü şişmiş, mosmordu. Çok bitkin gözüküyordu. Çağlayan’da yürürken etrafı birden 5 sivil polis tarafından sarılmış ve üzerine çullanmışlar. Coplarla vücudunun her tarafını darp ederek, kafasını duvarlara vurmuşlar” diye anlattı.

FIKRA GİBİ GÖZALTILAR

İstanbul Üniversitesi İktisat bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi Volkan Boyraz‘ın gözaltına aldığında yaşadıklarını aktaran avukat Demir, olayı şöyle anlattı:

“Volkan Mecidiyeköy’de atılan gazdan kaçarken önü akrep aracı tarafından kesiliyor. Araçtan inen sivil polisler tarafından feci şekilde darp edildikten sonra akrebe bindiriliyor. Polisler gözüne kestirdikleri herkesi araca bindiriyor. İlk önce yolda geçen iki genci darp ederek bindiriyorlar. Biraz daha ilerde yolda yürüyen bir gencin daha önünü kesip akrebe bindirdiklerinde, aracın içindeki bir sivil polis 'Ya bırak nefes alacak yer kalmadı' deyince genci bu kez bırakıp yola devam ediyorlar. Bu uygulama bile yapılan gözaltıların ne kadar keyfi olduğunu açıkça gösteriyor.”

'TELEFONUM KAYIP' DEDİ GÖZALTINA ALINDI

32 yaşındaki fabrika işçisi Songül Görgü’nün yaşadıkları ise bu kadar da olmaz dedirtiyor. Mecidiyeköy’de cep telefonu ile konuşurken polisin sert müdahalesiyle karşı karşıya kalan Görgü ise tazyikli sudan kaçarken cep telefonunu yere düşürüyor. Tekrar telefonunu aramaya geldiğinde oradaki çevik kuvvet ekiplerinden yardım isteyerek cep telefonunu soruyor. Polis ise cep telefonunun kendisinde olduğunu ancak amirinden izin almadan veremeyeceğini söyleyerek Görgü’yü Çevik Kuvvet şubesine yönlendiriyor. Görgü söz konusu amiri beklerken mesai değişiyor ve gözaltındaymış gibi muameleye tabi tutularak hücreye atılıyor.