Türkiye'nin ilk gençlik örgütlenmesi Genç-Sen kapatıldı. AKP hükümeti döneminde Genç-Sen'le birlikte kapatılan sendika sayısı 3'e yükseldi. Uluslararası sözleşmeler ise, "Bütün herkesin sendika kurma hakkı ve sendikaya üye olma hakkı vardır" diyor.

Av. Necdet Okcan, AKP hükümetinin, "Yargı kararıdır, ne yapalım" dediğini hatırlatarak ekliyor: "Bu sendikalara bu davaları İçişleri Bakanlığı ve valilikler açıyor. Bu davaların ısrarcı takipçileri de yine kendileri. Madem öyle, hükümet yasalarda değişiklikler yaparak bu tür davaların açılmasına izin vermeyebilir. Ama yapmıyor."

İSTANBUL (Zehra Aydemir / ETHA)- Türkiye, hakkında kapatma kararı verilen sendikalar çöplüğüne dönüşüyor. Öğrenci Gençlik Sendikası 'Genç-Sen) de, İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kararıyla kapatıldı.

AKP İKTİDARI DÖNEMİNDE KAPATILAN SENDİKALAR

AKP'nin iktidarlığı döneminde hakkında kapatma davası açılan ve kapatılan sendikaları ise şu şekilde sıralamak mümkün:

2002 yılında tüzüğünde anadilde eğitim hakkını savunduğu için Eğitim-Sen hakkında açılan dava takipsizlikle sonuçlanınca, 2004'te yeniden dava açıldı. Sendikanın bu tüzük maddesini kaldırmasının ardından "dava konusu kalmadığı için karar verilmesine yer olmadığı"na hükmedildi.

EMEKLİ-SEN KAPATILDI

İçişleri Bakanlığı tarafından açılan dava sonucunda Emekli-Sen 2007 yılında kapatıldı. AİHM'e taşınan dava halen devam ediyor.

21 Mayıs 2008 tarihinde kurulan Çiftçi-Sen, 5 Mart 2009 tarihinde kapatıldı. Yargıtay'ın Çiftçi-Sen tarafından yapılan temyiz talebini yerinde bulması üzerine karar bozuldu ve yargılama sürüyor.

"Yargıçların ve savcılar örgütlenmesi olmaz" denilerek Türkiye'nin ilk hakim ve savcılar örgütü olan Yargı-Sen de, 28 Haziran 2011 tarihinde kapatıldı.

ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER NE DİYOR?

Bu sendikalara kapatma davası açılmasına dayanak ise Sendikalar Kanunu'yla sadece işçiler ve işverenlere sendika kurma hakkının verilmesi. Ancak Anayasa'nın 90. maddesine göre, iç hukukla Türkiye'nin yürürlüğe koyduğu uluslararası sözleşmelerin çelişmesi halinde, uluslararası sözleşmeler geçerli. Bu sözleşmeler teker teker incelendiğinde ise ortaya 'Herkesin sendika kurma hakkı olduğu ve herkesin sendikalara üye olma hakkının olduğu' sonucu çıkıyor:

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesi: "Herkes, barışçıl nitelikli toplanma özgürlüğü ve çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikaya girme hakkı dahil, başkalarıyla birlikte örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir."

Birleşmiş Milletler (BM) Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 22. maddesi: "Herkes başkalarıyla birlikte dernek kurma hak ve özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, herkesin çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkını da içerir."

BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 23. maddesi: "Herkesin çıkarlarının korunması amacıyla sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır."

BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 8. maddesi: "Bu sözleşmeye taraf devletler herkese ekonomik ve toplumsal çıkarlarının korunup geliştirilmesi için sendika kurma ve ancak ilgili örgütün kurallarına bağlı olmak koşuluyla istediği sendikaya üye olma hakkını ve bu hakkın kullanılmasında demokratik bir toplumda ulusal güvenlik ya da kamu düzeni ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması bakımından zorunlu bulunan ve ancak yasayla konulmuş olanlar dışında bir kısıtlama uygulamamayı üstlenir."

Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi'nin 12. maddesi: "Herkes, barışçıl bir biçimde toyle birlikte kapatılan sendikalayle birlikte kapatılan sendikalaplanma özgürlüğü ile her düzeyde, özellikle siyaset, sendika ve yurttaşlıkla ilgili konularda örgütlenme özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu, herkesin kendi çıkarlarını korumak için sendika kurma ve sendikalara girme hakkını da içerir."

'AKP, KENDİNE MUHALİFLERDEN HOŞLANMIYOR'

AKP Hükümeti döneminde sendikalar hakkında açılan kapatma davalarını ETHA'ya değerlendiren DİSK avukatı Necdet Okcan, "Takke düştü kel göründü. Durum AKP'nin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya sermiştir" diyor.

Sendikalara karşı açılan kapatma davalarının nedenini Okcan şu şekilde ortaya koyuyor: "Hakkında kapatma davası açılan bu sendikalara baktığımızda muhalif nitelikte sendikalar olduğunu görüyoruz. Yani gerçekten bir hak arama mücadelesi içinde olan, sendikanın özüne uygun davranan, muhalif tavır sergileyen hareketler bunlar. Ve kendisine muhalefet edilmesinden hoşlanmayan AKP iktidarı, bu sendikalar hakkında kapatma davaları açıyor. Kendileri için dayanak olarak gösterdikleri uluslararası sözleşmelere aykırı davranıyorlar. Mevzuatı değiştirmemekte ısrarcı davranıyorlar. Bunlar çok klasik bir devletçi anlayışla, 'Benim çizdiğim kurallar çerçevesinde oynarsınız' diyor."

"AKP iktidarı bir taraftan 12 Eylül yasaklarına karşı olduğunu ve statükocu devlet yasaklarını kaldıracağını ilan ederken, diğer taraftan da insanların örgütlenme hakkı çerçevesinde kurdukları dernek ve sendikalara kapatma davaları açıyor" sözleriyle tepkisini dile getiren Av. Okcan, "Topu artık taca atamazlar. 'Takke düştü kel göründü' diye bir atasözü vardır. Bu antidemokratik uygulamalar AKP iktidarının gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir" diye belirtiyor.

'İSTERSE ENGEL OLABİLİR...'

Mahkemelerin de sığ değerlendirmelerde bulunarak, Anayasa'nın 90. maddesinde yer alan uluslararası sözleşmeleri gözden ırak tutarak statükoyu devam ettirdiklerini söyleyen Av. Necdet Okcan, AKP hükümetinin ise, "Yargı kararıdır, ne yapalım" dediğini hatırlatarak ekliyor: "Bu sendikalara bu davaları İçişleri Bakanlığı ve valilikler açıyor. Bu davaların ısrarcı takipçileri de yine kendileri. Madem öyle, hükümet yasalarda değişiklikler yaparak bu tür davaların açılmasına izin vermeyebilir. Ama yapmıyor."

12 Eylül 2010 Anayasa refarandumu öncesinde Başbakan Erdoğan'ın "Değil artık bir sendikaya iki sendikaya birden üye olabileceksiniz" şeklindeki açıklamalarını hatırlatan Okcan, "Bu gidişle üye olabilinecek sendika kalmayacak" dedi. Erdoğan'ın bu sözlerini göz boyama olarak değerlendiren Okcan, şu gerçeğe dikkat çekti: "Türkiye sendikal hakların kullanımı konusunda İLO'nun kara listesine girmiştir ve İLO'nun gündeminden düşmeyen bir ülkedir. Halkı kandırmaya yönelik bu sözlerin gerçeği yansıtmadığı da bu kararla bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu."

ASLA YALNIZ YÜRÜMEMEK İÇİN ÖRGÜTLENDİLER

Türkiye'nin ilk öğrenci sendikası olan Öğrenci Gençlik Sendikası (Genç-Sen), konfederal olarak ise DİSK'e bağlı bir örgütlenme.

"Asla yalnız yürümeyeceksin!" sloganıyla yola çıkan Genç-Sen, 15-16 Aralık 2007 tarihlerinde ODTÜ'de gerçekleştirdiği Kurucular Genel Kurulu'nun ardından resmen kuruldu.

6 Mart 2008'de İstanbul Valiliği'ne yapılan kuruluş başvurusu, "Sendikalar kanununa aykırı. Öğrencilerin sendikası mı olur?" denilerek reddedildi ve hakkında kapatma davası açıldı. İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından hakkında kapatma kararı verilen Genç-Sen'in, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Malatya, Erzurum, Eskişehir, Bursa başta olmak üzere 40'ya yakın il ve 60 yakın üniversitede şube veya temsilcilikleri bulunmakta.

Genç-Sen, "özerk demokratik bir üniversite", "parasız eğitim hakkı", "barınma ve ulaşım hakkı" için mücadele etti, ÖSS ve işsizliğe karşı çıktı.