20 Ocak günü Ankara Demetevler Parkı’nda gözaltına alınan ve karşıt görüşlü öğrencilere yönelik eylem planladıkları’ gerekçesiyle tutuklanan 5 üniversiteli, ‘aynı anda 4 örgüte birden üye olmak’la suçlandı.

Öğrencilerin ifadesi, Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde alındı. Radikal gazetesinin haberine göre 22 Ocak’ta her bir öğrenci için ayrı düzenlenen ifade tutanaklarındaki ‘isnat edilen suç’ bölümüne ‘kopyala yapıştır’ yöntemi ile şöyle yazıldı:

“Yasadışı Bölücü PKK/Kongra - Gel, Terör örgütü ve MKP (Maoist Komünist Partisi), DHKP/C (Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi), TKEP/L (Türkiye Komünist Emek Partisi/Leninist) isimli anayasal düzene yönelik yıkıcı faaliyetlerde bulunan terör örgütleri üyesi olmak, halkta devlete karşı kin, nefret ve isyan hissi uyandıracak şiddet veya diğer terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde eylem ve faaliyetlerde bulunmak, terör örgütlerinin amaç/hedefleri doğrultusunda keşif/istihbarat çalışmaları yürütmek, terör örgütleri adına kitlesel şiddet eylemleri organize etmek ve bu eylemlere katılmak, yasak yayın bulundurmak.”

Ankara Emniyeti 12. Ağır Ceza Mahkemeside 5 öğrencinin hangisinin hangi örgüte üye olduğu yönünde tespit yapmadan ‘terör örgütüne üyelik’ten tutuklama kararı verdi.

Öğrencilerin evlerinde ‘yasak’ yayınlara da el konuldu.

Rıdvan A.’ya yönelik suçlamalara delil olarak gösterilen ‘Seçme Yazılar’ için 1979, ‘Türkiye Proletaryası’ isimli kitap için de 1974 yılında toplatma kararı bulunduğu belirtildi.

Avukat Şanal Saruhan öğrencilerin o sırada tesadüfen bir arada bulunduğunu, örgüt üyeliğine dair ise delil olmadığını savundu. Yusufcan Y. de arkadaşı Ali Y. ile Demetevler’de ev aradıklarını, bu sırada diğer öğrencilerle karşılaştıklarını ve sohbet ederlerken gözaltına alındıklarını söyledi. Ancak mahkeme ‘delillerin toplanmamasını’ gerekçe göstererek tutuklama kararı verdi.

5 üniversiteli cezaevine yollandı. Tutuklanan 5 genç arasında yer alan D.E.S ise dün gazetelerde ‘Metroda türbanla keşif yaptığı’ iddiasıyla yer aldı. D.E.S., görüntülerin kendisine ait olmadığını savunarak “Ben karşıt görüşlü olduğu iddia edilen kişileri takip etseydim, türbanlı bir şekilde etmezdim. Savcılıkta da kapalı bayanın fotoğraflarını bana gösterdiler kesinlikle kabul etmiyorum. Zira bu kadın uzun boylu” dedi.