Atakan'ın aldığı bilgilere göre görevliler öğrencilerin çantasına kilit takıyor ve öğrenciler evde kitaplarını kullanamıyorlar.İşte Yurtsan Atakan'ın ilgili yazısı;

Oğlumuz okuldan geldi, baktık çantasında koca bir kilit. 'Nedir bu kilit? Nereden çıktı?' diye sorduk. Çocukcağız kendi söylediklerini kendi de anlamazmış bir ifadeyle anlatmaya çalıştı.
Son dersin sonuna doğru sınıfa bir görevli girmiş. Herkese tüm kitaplarını çantalarına koymalarını, defterlerini ise dışarıda bırakmalarını söylemiş. Sonra teker teker her öğrencinin çantasına bir kilit takıp kilitlemiş. Defterlerini ise birer poşete koyup ellerine tutuşturmuş. Bundan sonra kitapları evde açıp, okumak yok demiş. Defterleri ise ödevlerini yapmak için kullanabilirlermiş. Bu nedenle defterleri taşımaları için ikinci birer çanta daha almamız gerekiyormuş.
Hemen okulu arayıp, sorduk tabii. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan gelen yeni bir talimatnameyi uygulamaya başlamışlar. Bizim okul pilot okullardan biri olarak seçilmiş. Birkaç ay sonra tüm okullarda uygulanacakmış.
Milli Eğitim Bakanlığı yıl başlangıcında öğrencilere ücretsiz olarak dağıttıkları kitapları öğretim yılının sonunda geri toplayacakmış. Kitaplar ertesi yıl o sınıfın yeni öğrencilerine dağıtılacak, böylece bakanlık bütçesinden tasarruf yapılacakmış. Ancak kitaplar okul dışında da kullanıldığında çok yıpranıyorlarmış. Kitapların birkaç yıl, birkaç farklı öğrenci tarafından kullanılabilmesi için böyle bir uygulamaya gidilmiş. Artık çocuklar kitaplarını sadece okulda okuyabilecek, okul dışında okuyamayacaklarmış.
Böyle bir uygulamanın gerçek olabileceğine inanabiliyor musunuz? Böyle bir saçmalık gerçek olsa, ne derdiniz? Belki inanmayacaksınız ama çok benzer bir uygulama gerçek olmak üzere. Milli Eğitim Bakanlığı Fatih Projesi kapsamında öğrencilere dağıtılacak tablet bilgisayarları aynı yukarda anlattığım hayali uygulamada olduğu gibi okul dışında kilitlemeye hazırlanıyormuş.
Çarşamba günkü yazımda, birkaç yıl önceki öğretmenlere dizüstü bilgisayar kampanyasında olduğu gibi dağıtılan tablet bilgisayarların öğrenciler ya da velileri tarafından satılması için önlem alınması gerektiğini yazmıştım. Yazımın ertesi günü AKŞAM'da yayınlanan haberi görünce şapkam uçtu.
Milli Eğitim Bakanlığı dağıtılacak tablet bilgisayarların ikinci el pazara düşmemesi için Zihni Sinir'i kıskandıracak bir çözüm bulmuş. Haberden aynen aktarıyorum:
'Fatih Projesi çerçevesinde, yeni öğretim yılında 5 - 9 sınıflarda başlayarak dağıtımı yapılacak olan tablet bilgisayarların çalınma ve satılmasının önlenmesi için alınacak önlemleri değerlendiren Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), tabletlere 'kırılamayacak' bir yazılım yüklemeyi planlıyor.
Yazılım sayesinde tablet bilgisayar 'tampon süre' olarak tanımlanan zaman aralığında sınıflardaki akıllı tahtalardan sinyal almazsa kilitlenecek. Tampon süre okul ve tatil dönemleri için ayrı ayrı ayarlanabilecek ve kilitlenen bilgisayar ancak yetkililerin vereceği parolayla açılabilecek. Böylece, çalınma veya satılma durumunda okuldaki akıllı tahtadan sinyal alamayan bilgisayar kilitleneceğinden alıcıların işine yaramayacak'.
Oysa kilitle, uzatılabilen tampon süreleriyle filan uğraşılacağına, tablet bilgisayarları öğrenciler için vazgeçilmez kılacak eğitim içeriği yaratılmaya çalışılsa çok daha etkili bir çözüm sağlanmış olurdu. Onsuz yapamayacağı ders kitabını satmaya kalkışacak öğrenci çıkmayacağı gibi onsuz yapamayacağı tablet bilgisayarını satmaya kalkan da çıkmaz, MEB'in kuşkusu olmasın.