İzmir’de doğuştan şeker (diyabet) hastası olan 19 yaşındaki Rüya Çıralı, YGS’de mevzuata takıldı. Sınav görevlileri, Rüya Çıralı’nın, yaşamı için sürekli karnında takılı olması gereken insülün pompasıyla sınava giremeyeceğini söyleyerek salondan çıkardı.

 

Karakola gidip şikayetci olan Rüya Çıralı, "Hayalim vardı, onun gerçekleştiremedim. 2 yıl böyle girdim sınava, sadece bir görevlinin gereksiz inadına kurban gittim" dedi.

 

Buca’da oturan Rüya Çıralı, doğumundan kısa süre sonra şeker hastası olduğunun ortaya çıkmasıyla tedavi görmeye, son olarak da ihtiyaç duyduğu anlarda vücudunun insülün alabilmesi için de pompa kullanmaya başladı. Çıralı geçen yıl da aynı şekilde girdiği sınav sonrasında Celal Bayar Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nü kazandı.

 

HAYALİ İÇİN TEKRAR GİRDİ

Ancak Rüya Çıralı, kendisi gibi şeker hastalarına daha iyi bakabilmek için endokrin hemşiresi olmanın hayaliyle tekrar YGS’ye girmek için sınava hazırlandı. Tek başına sınava Bornova merkezdeki Batı Anadolu Çimento İlköğretim Okulu’na gitti. Kapıdaki görevlilere sağlık durumunu anlatan ve bu nedenle pompa kullandığını söyleyen Rüya Çıralı, hiçbir sorunla karşılaşmadan sınıfına girdi.

 

Masasında sınav formunu dolduran Çıralı, bu sırada yanına gelen sınav gözetmenlerine de durumunu anlatarak tekrar izin aldı. Ancak ikinci kez gelen görevlisi H.G., ÖSYM yetkilileriyle görüştüğünü ve bu şekilde sınava giremeyeceğini söyleyerek pompayı çıkarmasını istedi. Ancak pompanın sağlık gerekçesiyle sürekli takılı olması gerektiğini söyleyen ve bunun için de sağlık raporları olduğunu söylemesine rağmen görevliye konuyu anlatamayan Rüya Çıralı, salonu terk etmek zorunda kaldı.

 

Rüya Çıralı daha sonra yardım istediği babası işçi emeklisi Şenol Çıralı ile birlikte karakola giderek sınav görevlisinden şikayetçi oldu. Şikayet işlemlerin ardından karakol önünde açıklama yapan Rüya Çıralı, "Daha önce iki kez aynı sınava girdim. Geçen yıl da güvenlik önlemleri çok yüksekti ona bile girdim.

 

Bu benim sağlığım için gerekli olan bir şey. Ben geçen yıl ÖSYM yetkilileriyle görüştüm bana izin verdiler, bu yıl da onun için gittim. Kapıdaki görevliler de izin verdi ancak içlerinden birisinin tutumu nedeniyle sınava giremedim. Benim hayallerim vardı ama onu gerçekleştiremedim. Bunun hesabının da sorulmasını istiyorum. Bu nedenle de şikayetci oldum. Artık sınava da girmeyeceğim, insan her hayal ettiğini gerçekleştiremiyormuş" dedi.

 

Rüya Çıralı’nın babası Şenol Çıralı ise, kızı gibi milyonlarca şeker hastası bulunduğunu, yaşananların büyük haksızlık olduğunu, haklarını sonuna kadar arayacaklarını dile getirdi.

 

ÇOCUK ENDOKRİN VE DİYABET DERNEĞİ’DEN AÇIKLAMA

Çocuk Diyabet Grubu Başkanı Prof.Dr. Şükrü Hatun ve Çocuk Endokrin ve Diyabet Derneği Başkanı Prof.Dr. Peyami Cinaz konuyla ilgili açıklaması şöyle:

 

Bu tutum, diyabetli çocuklar/gençler, aileler ve diyabetle uğraşan sağlık ekibi için kabul edilemez nitelikte ve büyük üzüntü yaratan bir durumdur. Ülkemizde 20.000 dolayında diyabetli çocuk ve genç olduğu ve diyabetli gençlerin merkezi sınavlarda çeşitli sorunlar yaşadığı gerçeğinden hareketle 14 Şubat 2012 günü ÖSYM başkanı Prof.Dr. Ali Demir bir heyetle ziyaret edilmiş ve içinde insülin pompası olan çocukların sınavlara girebilmesi de dahil bütün konular ayrıntıları ile kendilerine iletilmiştir. Bu görüşmede ÖSYM başkanı diyabetli öğrencilere bir dilekçe ile başvurduklarında gerekli kolaylığın gösterileceğini net bir şekilde ifade etmiştir. Bu konuyla ilgili haber ve dilekçe örneğine http://www.cocukendokrindiyabet.org/?gln=haberoku&id=a71add7424eac1be95c376b042f1cb22&baslik=Diyabetliler%20%DD%E7in%20OSYM%20Ziyareti adresinden ulaşılabilir.

 

Hal böyle iken ve bu ziyaretle ilgili haberler basında geniş bir şekilde yer almışken sınav görevlilerinin katı bir tutum sergiledikleri anlaşılmaktadır. Bir an öğrencinin dilekçe vermediği ihtimali olsa bile konuyla ilgili uzmanlara kolayca ulaşılarak insülin pompasının o çocuk için hayati önemini ve sınav için hiçbir sakıncasının olmadığını saptamak mümkündür. Gösterilen tutum nedeni ne olursa olsun yaşamı zorluklar içinde geçen bir öğrencinin eğitim hakkıyla ilgili mutlaka telafi edilmesi gereken bir sonuca yol açmıştır. Diyabetli çocuk ve gençlerin tedavisi ile uğraşan hekimler olarak 14 Şubat 2012’de yaptığımız görüşmede bu gibi konulara çok duyarlı olduğunu gördüğümüz Prof.Dr. Ali Demir’in bu öğrencinin ve varsa benzer öğrencilerin mağduriyetini giderecek bir çözüm bulacağına inanmak istiyoruz.