İzmir Bornova'da, Ege Üniversitesi Kampüsü ile Mevlana Mahallesi arasını ‘güvenlik’ gerekçesiyle kapatan 2 kilometre uzunluğunda, 3 metre yüksekliğindeki, üzeri demir parmaklıklı beton duvardan öğrenci ve mahalleli sıkıntılı. İsrail’deki duvarları andıran bu çirkin görüntünün temelinde bir ayrımcılık yattığından endişe ediliyor.

 

Mevlana Mahallesi sakinlerinden Mehmet amcaya “Mevlana Duvarını”nın hikayesini sorduk.

 

Mevlana mahallesinin nüfusu ne kadar ve mahallenin nasıl bir yapısı var?

Tahminimce 40 bin nüfuslu bir mahallemiz var. Mevlana Mahallesi “mozaik” bir yapıya sahip. Yapılan bir araştırmaya göre Mevlana mahallesinde 54 farklı ilden insan ikamet ediyor. Diğer önemli nokta, zorunlu göçten dolayı güneydoğu ve doğu Anadolu bölgelerinden insanlar burada ikamet etmeye başlamış.

 

Duvar hangi tarihlerde inşa edilmeye başlandı?

15 yıldır Mevlana mahallesindeyim. Geldiğimde duvar vardı ama şimdiki gibi değildi. Duvar tahminimce 96’lı yıllarda örülmeye başlandı. Ama şimdiki gibi demir parmaklı olmayıp uzunluğu da bu kadar değildi. İleriki süreçlerde uzatılarak demir parmaklıklar kondu.

 

Duvar neden gerekli görüldü?

Hırsızlık olayları hat safhadaydı. Üniversitenin bilgisayarlarının, malzemelerinin çalındığını duyuyorduk. Kızlara laf atmalar, sataşmalar oluyordu. Dolayısıyla duvar üniversitenin güvenliği gerekçesiyle ortaya konan bir projeydi.

 

Peki, bu hırsızlık vakaları ortaya konan bu projeyle-duvarla engellenebildi mi?

Hırsızlık vakaları azalmış durumda şu an; fakat halen çocukların duvardan atladıklarına şahit oluyorum. Güvenlik kameralarından dolayı azaldığını söyleyebilirim; ama tam çözüm olmadı bence.

 

Hırsızlık vakalarının nedeni neydi sizce?

Bence işsizlik, yoksulluk, özellikle göçün etkisi gençleri mecbur bırakıyordu diye düşünüyorum.

 

Duvar size neyi andırıyor?

“Berlin duvarını” andırıyor. Hangi çağdayız diye sorasım geliyor. Duvar bir çözüm değil utançtır, kolaya kaçmaktır. Farklı çözümler üretilebilir.

 

Sizi rahatsız ediyor mu?

Tabii. Duvar bana göre “ilkelliğin” göstergesi. Duvarın örülme nedeni olarak hırsızlık vakaların gösterilmesi; beraberinde insanlarda, 40 bin nüfusluk Mevlana mahallesinin “potansiyel suçlu” olarak görülmesine neden oluyor. Ben bunu kabul etmiyorum. Bir toplumun potansiyel suçlu olarak görülmesi en büyük suçtur. Bu sebeple mahallemize “öteki” gözüyle bakılır: ”İzmir’in en tehlikeli mahallesi neresi?” diye sorduğunuzda Mevlana mahallesi derler size.

 

Üniversite “duvarı”nın Mevlana Mahallesi ile sınırlı olduğu, okulun diğer taraflarında (Metro, özel yurt gibi güzergâhlarda) üniversiteye girişlerin duvarlarla ya da kocaman kapılarla engellenmediği görülüyor. Sizce ne yapılmalı?

Bence duvar Mevlana mahallesinin utanç kaynağıdır. Duvar temelli ortadan kaldırılamasa bile bazı iyileştirmeler yapılabilir. Örneğin farklı kapılar açılabilir. Ve en önemlisi Mevlana mahallesi İzmir’e entegre edilmeli. Bunun da pozitif ayrımcılıkla yapılabileceğini düşünüyorum. İnsanlardaki o kötü algı ortadan kalkarsa duvarın da kalkabileceğini düşünüyorum.

 

Duvar kalkarsa Mevlana Mahallesi nasıl bir değişime uğrar?

Öncelikle mahalle ile üniversite arasında bütünleşme sağlanır. Kötü algı ortadan kalkar ve artık Mevlana Mahallesi dendiğinde “tehlike” sözcükleri zikredilmez. Öğrenciler burada ev tutmaktan korkmaz ve eğitimlerine rahat bir şekilde devam ederler. En önemlisi “Mevlana çocukları” üniversiteyi kendilerine yakın hisseder, bir bakmışsın ”selpak” sattığı üniversitede bir öğretmen olarak çıkıvermiş bizim Mevlana çocuğu!

 

Ahmet Yavuz / Demokrat Haber İzmir