Tunceli Üniversitesi Sosyoloji Kulübü örgencileri tarafından Belediye Konferans Salonu'nda "Barış için daha güçlü bir adım" konulu panel düzenlendi. Panele, Özgür Gündem gazetesi Genel Yayın Yönetmenlerinden Hüseyin Aykol ve Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Nazan Üstündağ konuşmacı olarak katıldı.

AYKOL: AÇLIK GREVLERİ GERÇEKTEN DE HÜKÜMETİ ÇOK ZORLADI

Panelde konuşan Hüseyin Aykol, Türkiye, bölge ve Ortadoğu'da son 30 yılda bir tarihin yazıldığını belirterek, "Son 20-25 yılda Türkiye'de, Kürdistan'da, Ortadoğu'da bir tarih yazılıyor. Ve bu tarih yazılırken en yakınında olmuş bir insan olarak ben kendimi çok şanslı hissediyorum. Bugün itibari ile geldiğimiz nokta bir muhatabımızın olduğudur. AKP'ye güvenilmez. Bundan sonra da ne olacağı konusunda hepimizin endişeleri var ki olmalı. Kürt halkı son 20, 30 yılda gerçekten de en az 100 yıllık bir gelişim gösterdi. Şu anda biz, Türklerin 90 yıllık cumhuriyetinde hala konuşamadığı demokratikleşmeyi, ulaşamadığı demokrasiyi kendi aramızda yaşıyoruz" diye konuştu.

Kürt halkının tek liderinin PKK lideri Önderi Abdullah Öcalan olduğunu ve bunu da açlık grevleri ile dünyanın ve AKP hükümetinin de öğrendiğini ifade eden Aykol, "Böyle bir sürecin başlangıcı olan talepler vardı. Bu açlık grevi gerçekten AKP hükümetini çok zorladı. O nedenle Sayın Öcalan'a başvuruldu ve süreci ancak o bitirebildi. Ve tek demeci ile de bitirdi. Dünya biliyordu, AKP'de öğrendi ki bu halkın tek bir lideri var o da Öcalan'dır. Bunun üzerine AKP adamını gönderdi ve İmralı'da başkanla konuşuldu ve bu süreç başlatıldı. Bundan sonra AKP ve onun yerine gelecek başka iktidarlardan ne alınacaksa bir lütuf olarak değil, yine bizim gücümüzle, bizim eylemimizle tüm taleplerimiz alınacak" dedi.

ÜSTÜNDAĞ: MÜCADELE YÖNTEMİ SİVİL HAYATIN MİLİTANLAŞMASIDIR

Nazan Üstündağ ise Kürt halkının son yıllarda dünya sahnesinde muhteşem bir çıkış yaptığını ifade etti. Üstündağ, "Ben kendimi önceleri bir yanımla Kürt özgürlük hareketinin tanığı olarak tarif ederken, daha sonra kendimi bunların öznesi olarak da görmüş biriyim. Özellikle son birkaç yıldır Kürt halkının dünya sahnesindeki muhteşem çıkışının, en son Newroz'da Diyarbakır'da Kürt halkının bu sahneyi alışını ve dünyanın buna seyirci oluşunun, Türkiye Cumhuriyeti'nin bunun önünde artık duramayışının Kürt halkı ile paylaşmış olmanın heyecanı içindeyim. Barış süreci beni çok heyecanlandırıyor" dedi.

Mücadele yönteminin silahtan çıkıp, sivil hayatın militanlaşması olarak değiştiğini dile getiren Üstündağ, "Ama bize de gerçekten çok büyük bir görevin düştüğü bir eşik noktasındayız. Şimdi barış dediğiniz şey nedir? Barış, egemen devletler için her zaman aynı anlama gelmiştir. İsterseniz İngiltere olsun, isterseniz İspanya olsun, isterseniz Kolombiya olsun dünyada 1990'dan 2010'a kadar 108 tane barış süreci oluyor. Ve bu 108 barış sürecinin hepsinde, devletler aynı şeyi yapmaya çalışmıştır. Devletlerin yapmaya çalıştığı şey de bir tarafıyla belli bazı talepleri yerine getirerek, bu talepleri de asgaride tutarak o talepleri yerine getirmek ve aslında direnenleri bir anlamda tasfiye etmektir. Barış bütün egemen devletler için bu demektir. Asgari düzeyde talepleri yerine getir, silahsızlandır ve ondan sonra da alanları devlet ve sermeye ile doldur. Şimdi bizim önümüzdeki süreç böyle bir süreç. Hem Kürt Halk Önderi bunu bu şekilde tanımladı hem gerilla güçleri bunu bu şekilde tanımladı. Hem de sivil siyaset bunu bu şekilde tanımlıyor. Bundan sonra bizim için mücadeleyi silahsız sürdürmenin zeminini oluşturmak için çabalamalıyız, mücadele aynı hızla devam ediyor. Aynı zıtlıkla devam ediyor. Tek fark silahlardansa sivil hayatın şimdi baştanbaşa militanlaşması gerek" diye konuştu.

Üstündağ'ın konuşmasının ardından sanatçı Raperin sahne aldı. Etkinlik çekilen halaylarla son buldu. (ANF)