Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, Elazığ Fırat Üniversitesi’nde okuyan sekiz gence "KCK'nin gençlik ayağını oluşturdukları" iddiasıyla 7-10 yıl arasında hapis cezası verildi. Herhangi bir şiddet eylemi ile suçlanmayan gençlerden İbrahim Erkılıç'ın bir telefon görüşmesinde, Kürtçe yayın yapan TRT Şeş'e karşı çıkması bile 'terörist' olmasına yetti.

Mahkemenin "TRT 6'ya çıkılmaması için propaganda yapmak ve yapanları dışlamakla" suçladığı Erkılıç, 10 yıl hapis cezası aldı. Diğer 'terör' eylemleri arasında Halepçe katliamını anmak, Uludere katliamını protesto etmek, sevgili kavgasına karışmak, yoksul çocuklara ders vermek ve ücretsiz sağlık taraması yapmak da var.

Savcı Mehmet Badem’in iddianamede Halepçe Katliamı için "Sözde katliam" demesi, Uludere için "hava destekli operasyon" ifadesini kullanması ve Kürt gençler yerine "Doğu ve Güneydoğu kökenli öğrenciler" deyimine başvurması ise dikkat çekti.

ULUDERE: HAVA DESTEKLİ OPERASYON

Elazığ’da, 24 Nisan 2012’de, KCK’nİn gençlik yapılanması olduğu ileri sürülen Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’ne (YDGH) yönelik operasyon kapsamında sekiz üniversiteli gözaltına alındı, üçü tutuklandı.

Eski Malatya Özel Yetkili Savcısı Mehmet Badem’in hazırladığı iddianamede; gençlere yöneltilen suçlamalar şöyleydi: Fırat Üniversitesi’ndeki sevgili kavgasını, “Doğu ve Güneydoğu kökenli öğrencileri sahiplenme imajı verilerek eyleme dönüştürmek”, Fırat Öğrenci Derneği için kuruluş şenliği düzenlemek, bir taziye evinde ve PTT Meydanı’nda “Sözde Halepçe Katliamı’nda hayatını kaybedenlerle” ilgili anma düzenlemek, İstasyon Meydanı’ndaki “Nevruz etkinliğinde terör örgütü lehine müzik yayını” yapmak, Hozat Garajı’nda “Uludere’de sınır bölgesinden geçiş yapmak isteyen kalabalık bir gruba yönelik hava destekli operasyon sonucu kaçakçılık yaptığı değerlendirilen şahısların ölmesiyle sonuçlanan olayı protesto etmek...”

Ağırlıklı Kürtlerin yaşadığı Aksaray Mahallesi’nde ücretsiz sağlık taraması yapmak ve yoksul çocuklara özel ders vermek de diğer ‘suçlar’ içinde yer alıyor. Şüpheli Zülküf Yulcu’ya arkadaşlarından gelen, “İyi akşamlar, can HPG gençliği:)” ve “Hayat Kürdistansız olmuyor. İyi geceler gençlik” şeklindeki telefon mesajları “bölücü örgütü övücü” kanıt sayıldı. Şüpheli İbrahim Erkılıç’ın bir telefon görüşmesinde, Nevruz kutlamasına TRT Şeş’e çıkan bir Kürt müzisyenin çağrılmasına karşı çıkması “TRT 6’ya çıkılmaması için propaganda yapmak ve yapanları dışlamak” diye bir suça dönüştü.

SIRA AVUKATLARDA MI?

Davanın son duruşması ise 21 Aralık 2012’de görüldü. 3. Ağır Ceza Mahkemesi , altı gence ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla altışar yıl üçer ay, “TRT Şeş aleyhinde propaganda yapan” İbrahim Erkılıç’a ise “olumlu bir sebep görülmediğinden” indirime gidilmeyip dokuz yıl hapis verdi. Bu yedi kişiden dördü için ‘örgüt propagandası’ suçundan da ceza kesildi. Üçüne onar ay, Erkılıç’a bir yıl verildi. Erkılıç tahliye edilmedi.

Avukat Mesut Gündoğdu, 3. Yargı Paketi’nin önemli ve olumlu değişiklikler içermesine karşın yargı tarafından hayata geçirilmediğini söyleyerek, “Bu dosyada ceza alan gençler, bir başka davaya izleyici olarak gelmekle suçlanıyorlar. O duruşmaları izlemeleri bile suç oldu. Herhalde bir süre sonra biz avukatlar sanık sandalyesine oturacağız. Bu mahkemelerde yakın zamana kadar beraat kararları da çıkıyordu. Ama son zamanlarda 3. Yargı Paketi’ndeki indirimleri bile uygulamıyorlar. Hükümetin görece olumlu adımlarına direnen bir yargı var karşımızda” diyor.