Rojava'da, bölgenin ilk üniversitesi açılıyor; Mezopotamya Toplumsal Bilimler Akademisi adıyla kurulacak. Başlangıç için 3 fakülteden oluşan üniversitenin hazırlıkları tamamlandı. Üniversite, "demokratik ulus sistemi"ni kurmayı amaçlıyor.

ANHA'nın haberine göre Rojava'da ilk üniversite açılıyor. İki yıllık süreçte birçok okul ve akademi açılmıştı. Bu dönemde hem bu alanda çalışmaların sistematik bir hale getirilmesi hem de tarih bilinci ve toplumsal yaşam standartlarının yükseltilmesi için üniversite açma çalışmaları sürdürüldü.

Üniversite kurma çalışmaları, bir grup akademisyen, tarihçi, sosyolog, hukukçu, siyaset ve dil bilimci tarafından başlatıldı. Uzun bir süredir çalışmalar içinde yer alan bu akademisyenler, yaklaşık bir yıl süren çalışmalar neticesinde üniversite kurma kararı aldı. Hazırlıklar sonucunda ilk önce üniversitenin ismi belirlendi. "Üniversite" ismi yerine "Akademi" ismi kullanılarak üniversiteye 'Mezopotamya Toplumsal Bilimler Akademisi' ismi verildi.

Akademi çatısı altında ilk önce hukuk bölümü için çalışmalar yürütüldü. Sonra da Toplumsal Bilimler Fakültesi'ne bağlı olarak sosyoloji ve tarih bölümleri için çalışmalar yapıldı. Bu 3 bölümde şu anda 20 öğretim görevlisi görev alıyor.

Bu çalışmaların ardından, akademinin Cizîrê Kantonu'nda bulunan Qamişlo kentinde açılması kararlaştırıldı. Merkezde, öğrenciler için derslikler, kütüphane, yatakhane, spor salonu ve mutfak hazırlandı. Ayrıca internet ve bilgisayar ihtiyaçları için de bölümler bulunmakta. Hazırlık çalışmalarının ardından üniversite için öğrenci kayıtlarına başlanırken, şimdiye kadar 60 öğrenci burada okumak için kayıt yaptırdı.

Eylül ayı başında resmi bir törenle eğitime başlayacak olan Akademi, Batı Kürdistan'ın ilk üniversitesi olacak. Suriye rejimi döneminde bile birkaç yüksek okul dışında bölgede şimdiye kadar akademik çalışmalar yürütülmemiş ve mevcut durumda hiçbir üniversite bulunmuyor.

AKADEMİ YÖNETİMİ: BU BOŞLUĞU DOLDURMAK İSTEDİK

Mezopotamya Toplumsal Bilimler Akademisi Yöneticisi Rêşan Şakîr, çalışma mekanizmasının yanı sıra Akademinin kurulma sebebi, hedef ve amaçları konusunda ANHA'ya konuştu.

Devrim sürecinde her alanda kuruluş çalışmaları sürdürülürken bilimsel alanda boşluğun olduğunu gördüklerini söyleyen Rêşan Şakir, toplumsal ihtiyaçları da gözeterek böylesi bir çalışmayı başlatmayı uygun gördüklerini belirtti.

"Üniversite" ismi yerine neden "Akademi" ismi sorusuna da Şakir şöyle cevap verdi: "Bu konuda tartışmalarımız oldu ve sonuçta, esas amacın toplumu aydınlatmak olduğu; dolayısı ile akademinin de bu ihtiyacı karşıladığı sonucuna vardık. 'Akademi' sözcüğü aynı zamanda 'Üniversite' sözcüğünü karşılamaktadır. Zaten tarihteki ilk üniversiteler, akademilerdir. 'Üniversite' sözcüğü sonradan 'Akademi' yerine kullanılmaya başlandı. Tarihteki ilk üniversiteler, akademilerdir."

Şakir ayrıca ileride ihtiyaç duyulması halinde akademi isminin değiştirilebileceğini de sözlerine ekledi.

5 bin yıllık merkezi uygarlığa ait eğitim zihniyetini kırmayı hedeflediklerini kaydeden Şakir, akademinin kuruluş amacı hakkında şöyle konuştu: "İktidarcı ve hegemonik güçler tarafından kurulan eğitim sistemlerine alternatif bir eğitim sistemi oluşturmayı hedefliyoruz. Temel hedef olarak, 21. yüzyılda Kürt halkının demokrasi modeli olan Demokratik Ulus modeline ait eğitim sisteminin temelini atmayı amaçlıyoruz. Bu şekilde ahlaki ve politik toplum arayışlarına hizmet edecek kurumsal bir yapı kurmak istiyoruz. Yine başta öğrenciler olmak üzere çalışmaya katılan herkesin yaratıcı ve özne olması ile etkin olmasını amaçlıyoruz."

Şimdilik sadece 3 bölümün açıldığının altını çizen Şakir, çalışmayı daha da genişletmeyi düşündüklerini söyleyerek, "Bölgede yapılan bütün akademik çalışmaları bir çatı altında toplamayı ve böylece etkimizi artırmayı arzuluyoruz. Bu çerçevede Felsefe, Edebiyat, Coğrafya, Siyasi Bilimler, Ekonomi, İletişim vb. bölümleri açmayı hedefliyoruz" dedi.

Eğitim sistemi hakkında bilgileri de paylaşan Şakir, "Şu anda öğrencilerimiz çoğunlukla Cizîrê bölgesinden gelenlerden oluşuyor. Ancak önümüzdeki zamanlarda her 3 kanton ve Suriye'den gelen başvuruları da kabul etmeye başlayacağız" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başvurular, sözlü mülakatlar şeklinde alınıp ya kabul ediliyor ya da reddediliyor. Eğitime katılan öğrenciler aynı zamanda öğretmenlik içinde eğitilecek. Eğitim, 3 dönem üzerinden yürütülecek. Her dönem en az bir yıldan oluşacak. Birinci yılda ortak temel dersler verilirken, ikinci yılda eğitim, uzmanlık alanlarına göre verilecek. 3. yılda ise bitirme tezi hazırlanacak. Bu süreç sonunda öğretim üyesi olabilecek öğrenciler belirlenecek ve Enstitü programına alınacaklar. Bu da yaklaşık bir yıl sürecek. Yani toplamda eğitim 4 yıldan oluşacak."

Koşullardan dolayı hızlandırılmış bir eğitim vereceklerini söyleyen Şakir, ancak ilerde eğitim sistemi kolaylaştırılıp sürenin de artırılacağını kaydetti.

'MÜFREDAT HAZIRLANIYOR'

Halihazırda bir eğitim müfredatına sahip olduklarını dile getiren Şakir, ancak çalışmanın çok yeni olmasından dolayı müfredata son şeklini eğitim yılı sonunda vereceklerini sözlerine ekledi. Verilen dersleri sonradan eğitim materyallerine çevireceklerini de ifade eden Şakir, bunun yanı sıra uluslararası camiada tanınan akademisyenlerin kitaplarından yararlanacaklarını söyledi. Şakir ayrıca eğitim dilinin de Kürtçe ve Arapça olarak belirlendiğini kaydetti.

Verilecek dersler ve bunun dışındaki etkinlikler hakkında da bilgiler veren Şakir, "Sosyoloji ve tarih bölümlerinde ortak 'yöntem ve araştırma tekniği', Toplumsal Bilimler bölümünde 'Yöntem sorunu ve Hakikâk Rejimi, Toplumsal Bilimler Kavramları', 'Kadın bilimi', 'Bilgisayar' ile 'Masal ve İngilizce' dersleri verilecek" diye konuşarak, "Ayrıca ağaç ekimi, çevre temizliği, hasta ve başsağlığı ziyaretleri ile kurum ziyaretleri, yine film ve belgesel gösterimleri, seminer ve kitap okuma seansları gibi bir çok etkinlik de düzenleyeceklerini ifade etti.

Özerk yönetimlerin ilan edilmesinden sonra Eğitim Bakanlığı ile ilişkiye geçtiklerini ve bakanlığın projelerinden memnuniyet duyarak kendilerine destek verdiğini belirten Şakir, bakanlığın akademinin diplomalarını resmi bir şekilde kabul edeceğini aktardı.

Bakanlığın her türlü desteği vermeye dair söz verdiğini de aktaran Şakir, sözlerine şöyle son verdi: "Eğitim Bakanlığı yoluyla uluslararası alanda tanıtılacak. Yine Türkiye, Kuzey Kürdistan ve diğer bölgeler ile ilişki ve dayanışma içerisindeyiz." (Evrensel)