İstanbul Üniversitesi’nde bölgedeki çatışmalı sürecin durdurulması ve sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması için “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan 53 akademisyene idari soruşturma kapsamında tartışma yaratacak bazı sorular yöneltildi. 

Canan Coşkun'un Cumhuriyet’te yer alan haberine göre, Akademisyenlere, bağlı bulundukları sendika ve olayın taraflarıyla aralarında akrabalık bağı olup olmadığı gibi sorular soruldu.

Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atan 1128 akademisyen hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedef göstermesiyle YÖK harekete geçmiş, Türkiye’nin birçok üniversitesinde idari soruşturmalar başlatılmıştı. 

İstanbul Üniversitesi’ndeki 18 profesör, 8 doçent, 15 yardımcı doçent, 11 araştırma görevlisi olmak üzere toplam 53 akademisyen ve 6 öğrenciye de idari soruşturma başlatılmıştı. Rektörlük tarafından oluşturulan idari soruşturmayı yürütmekle görevli komisyonda ise İktisat ve Hukuk Fakülteleri’nin yanı sıra Veterinerlik Fakültesi Besin ve Gıda Hijyeni bölümünden bir öğretim üyesinin olması dikkat çekti.

MEMUR STATÜSÜ

İfade çağrı kâğıdında 2547 sayılı YÖK Yasası’nın 53. maddesinde düzenlenen “Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği”nin Danıştay’ın 29 Nisan 2015 tarihli kararıyla iptal edildiği belirtildi. Soruşturmanın 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun disiplin hükümlerine göre yürütüleceği aktarıldı. Komisyon anayasanın 27. maddesinde düzenlenen bilim özgürlüğünün kullanıldığı ve anayasanın 130. maddesi uyarınca özerk olması gereken üniversitelerde çalışan akademik personele devlet memuru ile aynı uygulamada bulunamayacağını ise göz ardı etti. Komisyon memurlardan beklenen devlete sadakat ödevini akademisyenlerden de bekledi.

İdari soruşturma kapsamında akademisyenlere şöyle sorular yöneltildi:

Müzakere yoluyla çözüm olabileceğine inanıyor musunuz?

Bildiriyi okuyarak mı imzaladınız? 

Hangi sendikaya üyesiniz?

Olayın taraflarıyla aranızda akrabalık bağınız var mı?

Olayın taraflarıyla aranızda husumet bağı bulunmakta mıdır? Kimler başlattı?

‘Kasıtlı kıyım’la neyi kastediyorsunuz? Bildiriyi kim yazdı?

Bildirinin barışa katkısı olacağına inanıyor musunuz?

Niçin PKK’ye aynı eleştirileri yöneltmiyorsunuz?