25 Haziran 2017 tarihli Birgün gazetesindeki habere göre, yeni eğitim müfredatına göre okullarda Biyoloji dersinden evrim teorisinin kaldırılıp, yerine din dersi kısmında şeriatın anlatıldığı 'Muamelat ve Ukubat' ünitesi yer alacak. Öğrencilere din dersinde el, kol kesme cezası, sopa vurma, eş sayısı ve şeriata göre boşama konuları öğretilecek. Muamelat ve Ukubat, İslam hukukunda şeriat kurallarının yer aldığı başlıklar olarak biliniyor. Muamelat; kişisel, toplumsal ve yönetsel eylemlerin şeriat düzenindeki karşılığını ifade ediyor. Ukubat ise şeriata göre suç kabul edilen eylemlere verilecek cezaları içeriyor.

Bu kısa haber bilgisinden sonra asıl konumuz itibariyle iktidar bunu neden yapıyor? Yani Felsefe ve biyoloji dersleri neden din dersi hatta din dersi adı altında bir dinin bir mezhebinin empoze edilerek öğretilmesi cihetine gidiliyor? Neden İmam Hatipli öğrenci sayısı 2002 -2003 öğretim yılında 71100, imam hatip okul sayısı 450 iken, bu sayılar 2015-2016 öğretim yılında öğrenci sayısı 555870'e, okul sayısı ise 1149'a çıkıyor?

Çünkü felsefe sorgulama demektir. Felsefe, evren, dünya, insan ve bunların dayandıkları değerleri ve kurumsal yapıları eleştirel bir tutumla inceleme ve tutarlı bir şekilde temellendirmektir. Felsefe, doğadaki ve toplumdaki her türlü gelişme hakkında neden ve niçin sorularını sormaktır. Felsefe, varlık, varolan her şeyin (evren, düzen, insan, bilgi, ahlak, etik) değerleri mantıksal bir zeminde bütünlüklü bir şekilde kurgulama çabasıdır. Felsefe, insanın ve toplumun bunalımlı dönemlerinde bütün varlığını kucaklar, teorik ve pratik olarak mantıklı çözümler üretilmesini sağlar, tam da bu yönüyle hayata rehberlik eder, dinin önkabullerle beynin dumura uğratılmasının önüne geçer.

Kısacası felsefe, hayatı anlamlandırır, insana aklı ile kendisi olmasını öğretir. Felsefe, hakikati keşfetme çabası olduğundan önüne çıkan her şeyden şüphe etmektir. Doğası gereği felsefe şüpheyi içerdiğinden bir şeye iman etmeyi reddeder. Yani iman ile felsefe tam tamına zıt şeylerdir. Şöyle de denilebilir ki, felsefe iman edildiğinde, o öğreti felsefe değildir artık. Din açısından da felsefenin sahip olduğu özellikler kabul edilemez. Zira, iman edilen şeyden şüphe etmek hiçbir din açısından mümkün değildir.

Bir ülkeyi dini değer ve normlarla yönetmeye çalışmak despotik devlet yönetim anlayışıdır. Despotik bir devlette ise evrensel hukuka dayalı yasalar olmaz. Despotik şekilde yönetilen ülkelerde dinin etkisi üst düzeydedir. Dini hükümler yasaların yerini almıştır, dine yakınlık söz konusu olduğundan, gelenek ve göreneklerin yasa ayarında etkili olması çok rastlanan bir durumdur. Toplumun günlük yaşam tarzına yön vermek amacıyla çok sık dini terim ve vecibelere başvurulur, bu tarz söylem ve uygulamalar kutsanır. Buradaki erdem, dini kişi ve kurumlar aracılığı ile emir ve talimatlara uygun yaşayanlardır. Sorgulamak her türlü hainlikle eşdeğerdir. Bu tip yönetim şeklinin belirleyici özü korku ve tedirginliktir. Kısacası, ayrımsız olarak dini inanış ve ritüelle, uyulması gereken kurallar bütünlüğünü teşkil eder.

Demokratik ve özgürlükçü bir yönetim şeklinin etik ilkesi ise yurttaşlık erdemi çerçevesinde özgür bireylerden oluşan toplum yapısıdır. Bu yönetim biçiminde insanlık onuru üst düzeyde olup insanlar arası ve doğayla barışın önemsendiği, kardeşlik ve eşitliğin kutsandığı yaşam biçimi hakimiyetini korur. Belirleyici öz, barışın, adaletin hakim olduğu ilkeler bütünlüğüdür. Egemenlerden hesap sorabilirliğin ve hesap verebilmenin rutin ve insani meziyet kabul edilmesi de bir diğer erdemliliktir.

Demokratik bir devlet yurttaşlarını kategorilere ayıramaz. Devletin, elindeki olanakları kullanarak belli bir inancı biçimlendirmeye çalışması özgürlük değildir. Bunun demokrasi ile, eşit yurttaşlıkla, özgürlüklerle bağdaşması mümkün değildir. Devletin görevi inançlar üzerindeki baskıyı ya da bir inancın bir diğer inanç üzerindeki hakimiyetini baskılamasını engellemek, bütün yurttaşların inanç hakkını güvence altına almaktır. Ama bu hakkın yaygınlaşması için müdahalelerde bulunulması kabul edilemez. Zaten laikliğin neden toplum yaşamında gerekli olduğu sorusu da burada gizilidir.