Politik mücadele nedir, bizim gibi bir şeylerin hep fena halde yanlış gittiğini görenler, düşünenler için? İyi ihtimalle daimi bir beyhude çaba, kötü ihtimalle hep kaybetmekle eşdeğer bir şeyler ya da… Çok değil bundan on yıl önce kapitalizm sisteminin çöküşüne dair bir düşünce üretmek, bir söz söylemek bile mümkün değildi.

 

‘Gerçekleşmesi imkansız gibi gelen düşler’ ile ‘umurumuzda olmayan gidişat’ arasında takılıp kalmış yaşam ve düşünce formlarından ibarettik. Ta ki, bir takım düşünürlerin ortaya çıkıp da, beklenen sona dair çeşitli tahayyüllerini anlatmaya başlamalarına dek. Bu bir inanç meselesi değil gibi görünebilir ama değişim düşüncede başlamazsa eğer zaten nerede başlar ki?


David Harvey, İngiliz coğrafyacı, siyasal iktisatçı, sosyal kuramcı ve aktivist. Kapitalizmin çöküşünün erken müjdecilerinden biri olarak tanıyoruz onu biz. İktisadi, kültürel ve coğrafi bir bakış açısıyla geçmişin ve günümüzün siyasi okumasını yapan, sonrasında da yılmayıp geleceğe dair umut verici mekanlar, umut verici ütopyalar yaratan bu düşünür önümüzdeki hafta İstanbul semalarında görünecek. Bu heyecan verici karşılaşmanın narına, Umut Mekanları adlı çalışmasının sonunda her şeyi bir kenara bırakıp (ya da daha doğrusu her şeyi göz önüne alıp) kaleme aldığı ütopyaya şöyle bir göz atmak, bir parça da olsa başka bir dünyanın mümkün olduğu gelecek tahayyülüne kendimi bırakmak istedim. Buyurun Edilia, ya da "Ne İstiyorsan Onu Yap"’a…

 

Bu ütopyasında Harvey, bir düşünür olarak "alternatif yok, alternatif yok, alternatif yok" umutsuzluğuyla uykuya dalar ve bir sürü ütopik figür bir karabasan gibi girer rüyalarına… Yıl 2020’dir ve sıkı durun, bu tarihte devrim çoktan olmuş ve de bitmiştir. Hepi topu yedi yıl sürmüştür her şey… 2013 yılında büyük bir çöküş başlamıştır dünyada ekonomik ve kültürel olarak. Elbette çöküşün merkezinde borsa vardır. Bizim ekonomik çöküşlere karnımızın tok olduğunu biliyor elbette Harvey. Ancak onun ütopyasında sıradan bir şeymiş gibi başlayan bu çöküş, küresel ısınmanın kendini iyiden iyiye göstermesi ile birleşiyor. Bir de varlık sahiplerinin beklenmedik bir şekilde hisselerini nakte çevirme refleksi göstermeleri dünyada işleri iyiden iyiye çığırından çıkarıyor. Elbette tam bir kaos ortamı, hemen devamında da askeri ve dini totalitarizm dönemi. Daha doğrusu militarize teokrasi, kitlesel kıyımlar, açlık, savaş, yağma…


Otoritenin dünya halkları üzerinde sıkılaşması ve bunun yanı sıra giderek daha çok kaynağa el koyması muhalif halk hareketlerinin oluşmasına yol açıyor. Ve bu bağımsız hareketlerin yavaş yavaş birleşmesine… “Yeryüzünün lanetlileri kendiliğinden ve kolektif olarak isyan ettiler. Şiddet içermeyen kitlesel bir direniş hareketi oluşturarak, küresel ekonominin giderek daha fazla uzamını sessizce işgal etmeye başladılar.” 

 

Otoritelerin bunu kolektif bir cinnet olarak görüp kontrolsüz şiddete başvurması devrimin son noktası olur. Toplumun her kesiminden insan hızla otoriteye karşı durmaya başlar. En ilgi çekici hareketlerden birisi de kadınların birleşerek dünya üzerindeki silahları yok etmeleridir. Harvey’nin ütopyasında kadınlar dünyayı hızla silahsızlandırırlar. “Tarihsel dönüşümün failleri işte bu kadınlaştırılmış proletarya”dır.


Yiyeceğini ve enerjisini kendi elleriyle üreten küçük topluluklardan mürekkep bir dünya vardır artık karşımızda. Kendi kendine yeten bir ittifak ekonomisi ile geçimini sağlayan bu toplu yaşam tertibinin merkezinde 'yurt'lar yer alır. Yurtlar arasındaki faaliyetleri ise 'edilia'lar sağlar. Aile kurumu ve para tamamen ortadan kalkmıştır… Bir ütopyadan bekleneceği gibi mükemmel bir dünya değildir bu ama “bir taraftan herkes için yeterli yaşamsal olanakları teminat altına almaya yönelik iyi düzenlenmiş bir sistem inşa edilmiş, diğer yandan da yaratıcı etkileşimler ve kişisel gelişim için verimli bir zemin oluşturan kaotik bir düzensizlik mümkün kılınmıştır.” Harvey’yi diğer ütopyacılardan ayıran, onun en ilgi çekici, en dikkate değer ve en inandırıcı ütopik önerisi belki de budur. Ve onu diğer pek çok şeyin yanı sıra dinlemeye değer kılan… Bekliyoruz kendisini… (Fikri Sabit / Sabit Fikir)


DAVİD HARVEY, 9 - 15 HAZİRAN TARİHLERİ ARASINDA İSTANBUL'DA

Okurların 2008 krizinin yıkıcı etkilerine karşı eylemlerde sosyal muhalefete verdiği destek ile yakından tanıdığı İngiliz coğrafyacı, siyasal iktisatçı, sosyal kuramcı ve aktivist David Harvey, 9-15 Haziran tarihleri arasında İstanbul’da olacak.

2008 kriziyle başlayan dönemin özellikleri, kentsel dönüşüm ve buna karşı mücadeleler ile David Harvey’in antikapitalist grev ve eylemlere dair ilk elden deneyimleri ve tanıklıklarının konuşulacağı konferans programı şu şekilde:

 

David Harvey Konferansları-I: Kapitalizmin Krizi ve Kentsel Mücadele

Tarih: 9 Haziran 2012, Cumartesi
Saat: 15:00
Yer: Santral Kampüsü, E3-101

 

David Harvey Konferansları-II: Sermayenin Sınırları ve Antikapitalist Hareket

Tarih: 12 Haziran 2012, Salı
Saat: 18:30
Yer: Dolapdere Kampüsü, BS-1

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, ODTÜ Mimarlık, Tasarım, Araştırma ve Uygulama Merkezi, Sel Yayıncılık ve Metis Yayınları'nın ortak etkinliği olan konferansa katılım ücretsiz.

 

İngilizce olarak yürütülecek konfrenasta simültane çeviri yapılacak.

 

https://www.facebook.com/bilgimimarlik
https://www.facebook.com/events/314464848634051/
https://www.facebook.com/events/138364212964822/