İçe geçmişken ve dışa vurmuşken. Vurdumduymaz veya alınganken. Hep bir eşik bizi bekler.

Dönüm noktası değil, düpedüz eşiktir bu. Ya atlarsınız, ya takılır kalırsınız.

Döndüğünüz yer hiçbir zaman eskisi gibi olmayacaktır, zira, bir yol tüm yaşantı serüveninizi değiştirir.

Boz bir sevda bozar ancak tüm hegemonyasını egonun, yıkar geçer kafanızdaki kuralları. Geçmişinizi bile yeniden yaratır.

İncinmişti adamlığım, belli. Acılar kuluçkalar gibiydi. Varlığım, birliğim, dirliğim...

Koptuğun yere bağlayamazsın kendini bir daha, başka bir yere de…

Eşiği görmüyorsan, acı yoksa hele, ödül de yoktur.

Böyle bölük pörçük mü olmalıydı, bölüm bölüm mü yaşanmalıydı, çarçabuk tüketip bitirmeden.

Kalbine basıp basıp, sevdiğinde konaklamamak gerekir, baktığında koklamak ama koparmamak gibi bir çiçeği, ama bilirsin ki o çiçek oradadır bir süre, bir anda kaybolup gitmez.

Görmeni bekler, ölene kadar.

Ah, ne fena şimdi! Azalıyor aşk, kelimelere ihtiyaç duyuyoruz. Eşiği geçene dek...

Eşiği aştığında ve eğer denk gelirsen. Alıp kaldır yerden. Ezip geçme sevgilim...