TBMM Adalet Komisyonu, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Yasa Tasarısı'nı geçtiğimiz günlerde kabul etti. Tasarının yasalaşması durumunda yargıç kararı olmaksızın, hükümetin emrindeki bürokratlardan oluşan bir "Değerlendirme Komisyonu", terörizme finansal destek olunduğu iddiasıyla muhaliflerin mal varlığına el koyabilecek.

Tasarının 4. maddesinin ikinci fıkrasındaki, "(...) ceza verilebilmesi için fonun bir suçun işlenmesinde kullanılmış olma şartı aranmaz" ifadesi dikkat çekiyor.

Eski İdea Politika Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erol Özkoray, söz konusu yasa tasarısını, "Türkiye  Cumhuriyeti'nin 90 yıllık tarihinin en vahim ve en tehlikeli olayı" olarak değerlendiriyor. öZKORAY, Fırat Haber Ajansı (ANF)'ye konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu değerlendirmelerde bulundu:

"NAZİLERİN, SOYKIRIM ÖNCESİ YAHUDİ MALLARINA EL KOYMASINA BENZİYOR"

Özkoray, "Bu kanun tasarısı, Nazilerin, soykırım öncesi Yahudilerin mallarına el koymalarını andırıyor. Sonrasını hepimiz biliyoruz. 90'larda Kürt işadamları, tek tek devlet tarafından öldürtülürken, şimdi konuyu makro planda, Nazilere uygun bir yöntemle çözmeye karar vermişler" dedi.

"AMAÇ KÜRTLERİ EKONOMİK VE MALİ OLARAK ÇÖKERTMEK"

Amacın Kürtleri ekonomik ve mali olarak çökertmek olduğunu söyleyen Özkoray, "Bürokrasiyle devlet terörü estirilerek ekonomide korku dalga dalga yayılacak. 'Bakalım ve görelim' demenin de hiçbir anlamı yok, çünkü konunun terörizmin finansmanı ile ilgisi göstermelik. Kanun tasarısının, çok büyük bir kitlenin ekonomik ve finansal olarak çökertilmesi gibi sinsi bir misyonu var. Üstelik bu sinsi mizansen, yarın hak arayışına girebilecek ya da siyaset yapan ve Kürt olmayan başka muhalif işadamlarını, yatırımcıları, şahısları, basın yayın kuruluşlarını, televizyon kanallarını ya da partileri de hedefleyebilir" dedi.

DİĞER SİYASİ PARTİLERE DE UYARI

BDP'nin mal varlığına da el konulmak istendiğine dikkat çeken Özkoray, söz konusu yasadan CHP'nin de nasibini alabileceği uyarısında bulundu, "Sahte bir belgeyle emir eri birkaç bürokrat 'Değerlendirme Komisyonu' partiye el koyar ve mallarını dondurur. Aynı durum MHP için de geçerlidir. Diğer taraftan, kanunun açık hedefi de zaten BDP'nin mal varlığına el koymaktır. AKP'nin, BDP'yi hallettikten sonra, totalitarizmini kurmak için diğer partilere dokunmayacağını sanmak büyük saflık olur. Erdoğan daha en başında söylememiş miydi, 'hedefe ulaşmak için her yol mubahtır' diye" dedi.

"EKONOMİK SOYKIRIM"

Erol Özkoray, komisyonda kabul edilen yasayı ekonomik soykırım olarak tanımladıktan sonra şunları söyledi:

"Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) nasıl keyfi bir biçimde, 'Sosyal Soykırım' politikasını uygulamak için, hayatında silah bile görmemiş insanlara karşı kullanıldığını ve bu kişileri terörist olarak ilan ettiğini gördük.  Ermeni Soykırımı da, toplam 260 Ermeni seçkinin -yazarlar, milletvekilleri, gazeteciler, toplumun önderleri- 24 Nisan 1915'te İstanbul'da tutuklanmaları ile başlamıştı. Amaç, kitleleri kolay avlamak için onları başsız bırakmaktı. TMK uygulamasında Kürt olmayan entelektüellere kadar iş genişletilmişti, Ragıp Zarakolu ve Büşra Ersanlı gibi."

"KÜRTLERİ EKONOMİK OLARAK PERİŞAN ETMEK İÇİN PLANLANDI"

Özkoray, "Ekonomik olarak güçsüzlüğe mahkum edilecek olan Kürtlerin, devlet karşısında kolay yem olması hedeflenmektedir. TMK, nasıl Kürtlerin bütün siyasi birikimlerini ve meşru siyasi örgütlemesini yok etmek için kullanıldıysa, TFÖ de ayni şekilde onları ekonomik olarak perişan etmek için planlandı" dedi.

"KANUNUN ÇIKMASI ENGELLENMELİ"

Gazeteci yazar Erol Özkoray, daha büyük felaketlere uğramamak için söz konusu tasarının yasalaşmadan önlenmesinin şart olduğunun altını çizdi, "Bu noktada Türklerin de -işadamı örgütlerinden sivil toplum kuruluşlarına kadar- ellerini taşın altına koyarak, Kürtlerle birlikte, bu sefil politikayı hükümetin yüzüne çarpması ve uygulanmasını kesinlikle önlemesi lazım. Eğer başarılı olunamıyorsa kanun kesin olarak Anayasa Mahkemesi'ne götürülerek iptal ettirilmelidir, çünkü anayasaya aykırıdır" diye konuştu.