Türkiye kuraklık ve don etkisiyle ürün kayıplarıyla karşı karşıya. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) ülke geneline yayılmış 764 ziraat odasıyla ürünlerdeki hasar tespitini belirlemeye çalışıyor. Ancak alınan bilgiler ve elde edilen rakamlar iç açıcı değil. Buğday, fındık ve kayısıda büyük zarar tespit edildi. Zararın boyutları ise hasat zamanı geldiğinde ortaya çıkacak.

TZOB Teknik Müşaviri Sibel Şerifoğlu don ve dolunun vurduğu ürünleri anlattı 

Hangi bölgede hangi ürünler zarar gördü?

Al Jazeera'de yer alan habere göre Türkiye’de üretim dönemi ekim ayı itibariyle başladı ve o günden bu güne afetler arka arkaya yaşanmaya devam ediyor. Ekim ayından itibaren ülke genelinde yeterli yağışların alınmaması ile başlayan kuraklık halen devam ediyor. Bunun üzerine mart ayı sonunda gerçekleşen düşük hava sıcaklığı birçok ilde ürünlerin dondan zarar görmesine neden oldu.
Son olarak ise nisan ayı sonunda gerçekleşen dolu afeti Ege Bölgesi'nde bazı lokal alanlarda meyvelere zarar verdi.
Bunların detayına inmek gerekirse; kuraklık en fazla İç Anadolu ve Akdeniz ve diğer bölgelerin iç kesimlerinde çok etkili olurken, don riski Karadeniz’in iç bölgeleri, İç Anadolu’dan doğuya geçiş bölgeleri Doğu Akdeniz bölgelerinde etkili oldu.
Bu yıl kuraklık veya dondan zarar görmeyen tek bölge Marmara Bölgesi. Kuraklıktan en fazla zarar gören ürün gelişim döneminde olan buğday ve arpa. Dondan ise kayısı başta olmak üzere fındık, şeftali, elma, badem, kiraz, vişne, çay ve kivi gibi birçok ürün etkilendi.

Bu zararın maddi boyutu nedir?

Bu zararların maddi boyutunun tespit edilmesi için ürünlerin rekoltelerinin bilinmesi gerekir. Ürün ne kadar azaldı, ne kadar kayıp var, bunun çalışmasının yapılması gerekir. 764 odamız zarar tespiti için çalışıyor.
Şubat ayı sonu itibariyle bir çalışma yaptık. Çalışmada buğday ürününde kuraklık riskinin oluşturduğu kaybı ortaya koymaya çalıştık. 27 ilde kuraklık tespit ettik. Yapılan çalışma sonucunda buğdayda geçen yıla göre yüzde 14,3 lük bir kayıp söz konusu. Bugünlerde bu çalışma güncellenmekte, Mart ve nisan ayı yağışlarının etkileri değerlendirilmektedir. Ancak 2014 yılı rekolte tespiti haziran ayı itibariyle kesinleşecektir. Hasatla birlikte gerçek zarar ortaya çıkacaktır.

Mart ayı sonunda hava sıcaklıklarının -18 derecelere kadar gerilemesi ile oluşan don zararından en fazla zarar gören ürünler kayısı ve fındıktır. Dondan zararlara baktığımızda Karadeniz’de fındık, Malatya’da kayısı ciddi sıkıntı içinde. Bu ürünlerde tam zarar tespiti meyvelerin olgunlaşmasıyla ortaya çıkar. Bilindiği üzere fındık Karadeniz’e yayılmış durumda, bölgede gerçekleşen don zararı fındığın rekoltesini önemli düzeyde etkileyecektir. Doğu Karadeniz’de fındıkta kayıp çok fazla. 500 rakımdan yükseklerde zarar yüzde 100’e ulaşıyor. Kayıp miktarını TL bazında bugünden konuşmak yanıltır. Çünkü don zararının asıl etkileri meyvelerde olgunlaşmayla ortaya çıkacaktır. Şu an yapılan tespitler ön tespit olacak ve tahmin üzerine yapılabilecektir.

Bu yaz meyve ve sebze fiyatları artar mı? Hangi ürünlerde kritik durumdayız?

Geçen yıl meyve, sebze boldu. Fiyatlar ucuzdu. Bu yıl o rahatlığı bulamayacağız. Mesela kayısıda gerçekleşen don nedeniyle ürün bulmak geçen yıla göre daha zor olacak, bu durumun fiyatlara yansıması beklenebilir. Şu anda don riskinin oluşturduğu etkiyle spekülasyon oluştu, fiyatlar arttı. Fiyat artışı şu aşamada ne üreticiye ne de tüketiciye etkisi var. Fındıkta da fiyat artışı beklenebilir.

Buğdaydaki rekolte kaybı ekmeğe zam olarak yansır mı?

Bu yıl yaşanan kuraklıktan dolayı buğdayda rekolte kaybı bekliyoruz. Ancak bu kaybın iç tüketimi ne kadar etkileyeceği henüz tam olarak belli değil. Birliğimizce şubat ayı sonunda gerçekleştirilen çalışma sonucunda 2014 yılı buğday rekoltesi 18 milyon ton olacağı beklenmektedir. Ancak bu rakamın, son aylardaki yağışların durumuna göre daha azalmasını bekliyoruz. 18 milyonluk bir rekolte Türkiye buğday tüketimine yeterli olacaktır. Bu rakamın gerilemesi ile buğday sıkıntısı yaşanabilir.
Bu konuda bakanlık ilk önlemini aldı. Konu ile ilgili Bakanlar Kurulu kararı yayınlanarak Toprak Mahsulleri Ofisi'ne (TMO) 2,5 milyon ton sıfır gümrükle buğday ithal etme yetkisi verildi. 2014 yılında buğday arzında sıkıntı oluşması durumunda TMO tarafından ithalat gerçekleştirilecek. Bu yıl dünyada önemli buğday üretici ülkelerde ciddi bir rekolte kaybı beklenmiyor. Özellikle ithalat yaptığımız ülkelerde şu aşamada sıkıntı yok. Dünyada fiyatlar normal seyrinde olursa, ülkemizde de fiyatlarda önemli artış olması beklenmemelidir.

Yaş meyve, sebze ihracatı nasıl etkilenir?

Türkiye meyve ve sebze konusunda şanslı bir ülkedir. Meyve ve sebzede birçok üründe ihracatçı bir ülkeyiz. Ancak bu yıl don zararının fazla yaşandığı kayısı ve fındık ihracatında azalma olabilir.

Çiftçinin ve devletin yapması gerekenler nelerdir?

Çiftçilerin bahar ekilişlerinde az sulama ihtiyacı olan ürünlere yönelmeleri konusunda birliğimizce zaman zaman uyarılarda bulunduk. Aslında kuraklık yaşanıp yaşanmayacağına yönelik ülkemizde halen önceden tahmin yapabilme imkanı oldukça yetersizdir. Bu nedenle çiftçinin yapacağı çok bir şey yok. Çiftçinin devletten beklentileri var. Donla ilgili Tarım Bakanımız Mehdi Eker bir açıklama yaptı zaten. 60 ilde çiftçi borçlarının bir yıl ertelenmesi için çalışma yapıldığını söyledi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak bu kararın içeriğini önemsiyoruz. Ve sadece erteleme kararının yetersiz olduğunu düşünüyoruz.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 2013 yılında toplam 37 milyar liralık bir tarımsal kredi kullanımı söz konusu, bu kredilerin 23 milyarının kamu bankalarından çekildiği görülüyor. Geri kalanı ise özel bankalara ait. Geçmiş yıllarda alınan kararlarda çiftçinin bu özel bankalara olan borçları ertelenmedi. Ayrıca erteleme yapılırken yüzde 5 faiz uygulandı. Bu yıl çıkarılacak kararda çiftçinin özel bankalarda olmak üzere tüm kredi borçlarının faizsiz ertelenmesini istiyoruz.
Ayrıca bu yıl yaşanan kuraklık ve don olayı birçok ilde birlikte etkili oldu. Bu yıl üreticilerimizin gelir kaybı fazla olacak. Tarım sektörünün ve dolayısıyla üreticilerin tarımsal faaliyetine devam edebilmeleri ülke ekonomisini de etkileyecektir. Tarım sektörünün sosyolojik durumu da göz önüne alınarak, zarar gören üreticilere maddi destek yapılması sağlanmalıdır.

Tarım sigortasının önemi nedir?


Devlet destekli tarım sigortaları ile çiftçinin üretim döneminde karşılaştığı riskler sigorta kapsamına alınmakta, devlet üreticinin ödeyeceği primin yarısını desteklemektedir. Türkiyede tarımsal üretim sadece bu kanunla korunmaktadır. Bu amaçla önemi büyüktür. Halen yürürlükte olan 2090 sayılı yardım kanununun işlerliği bulunmamaktadır. Tarım sigortaları kapsamında olan risklerle karşı karşıya olan üreticiler herhangi bir yardım alamamaktadır.

Tarım sigortalarının devlet desteğiyle uygulanması gerekliliğini Ziraat Odaları Birliği olarak uzun yıllar talep ettik ve bekledik. En son 2005 yılında bu kanun çıkarıldı. O günden bugüne sigorta kapsamı genişletilerek riskler artırıldı. Çiçeklenme döneminde yaşanan don sigorta kapsamına alındı.

Ancak çeşitli nedenlerle halen çiftçi yeteri kadar tarım sigortası yaptıramıyor. Meyvelerde çiçeklenme dönemine yüzde 67 devlet desteği olmasına rağmen çiftçi maddi gücü yeterli olmadığı veya geçmiş yıllarda zarar gördüğü halde bazı teknik detaylardan dolayı tazminat alamayan üreticiler sigorta yaptırmaktan kaçınıyor. Birlik olarak her yıl tarım sigortası yaptırılması konusunda çiftçileri uyarıyoruz, mutlaka sigorta yaptırın diyoruz. Ülkemizde doğal afetler her zaman var. Bu yüzden sigorta yaptırılmalıdır.