İstanbul’da düzenlenen ‘Suriye’nin Dostları’ toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM’den Suriye’ye müdahale etmesini istedi. Muhalifler askeri destek çağrısında bulunurken, Arap Birliği ise Annan Planı’nın desteklenerek bir an önce hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.

 

Suriye'deki krize çözüm aradığını iddia eden güçler 24 Şubat'taki Tunus zirvesinin ardından 2. defa bugün İstanbul'da bir araya geldi. İstanbul Kongre Merkezi'nde 82 ülkeden çeşitli düzeylerde katılım olurrken, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Hillary Clinton da toplantıya katıldı. Toplantıya BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye'ye müdahale etmeyi veto eden Çin ve Rusya katılmazken, BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın ortaya koyduğu 6 maddelik plan ile ilgili son durum ele alındı.

 

Ev sahibi olarak konferansın açılışında konuşan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye yönetiminin, Suriye Halkının Dostlarının çağrılarını kulak ardı ederek ve kendi bildiğini okuyarak acımasız şiddet politikalarını sürdürdüğünü iddia etti.

 

Ardından uzun bir konuşma yapan Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye’de yaşananların Suriye ile sınırlı olmadığını, bölgeyi ve dünyayı etkilediğini söyledi. Suriye'nin Mısır ve Libya'nın yaşadığı acı hadiseleri yaşamasını istemediklerini savunan Erdoğan, "Defalarca Esad'a söyledik. Suriye bize verdiği sözleri tutmadı. Halkının meşru taleplerini geçmişte olduğu gibi şiddet, baskı zulüm ve sindirme yoluna giderek bastırmaya çalıştı” dedi.

 

Suriye’den Türkiye’ye göç edenlerin sayısının 20 bine yaklaştığı söyleyen Erdoğan, BM’den Suriye’ye müdahale etmesini istedi. Erdoğan, “Suriye'de yaşanan insanlık dramı karşısında uluslararası toplumun müdahale etmesi kaçınılmaz hal oldu. Uluslararası toplum son derece kararlı tutum sergilemeli. BM ve Arap Ligi krizin aşılması için yol haritasını net şekilde ortaya koymuştur. Kofi Annan girişimlerinin sonuç vermesini canı gönülden arz ediyoruz" diye konuştu.

 

Suriye'nin Türkiye'ye verdiği sözleri sadece zaman kazanmak için kullandığını, Annan'ın girişimlerini de sadece zaman kazanma aracı olarak kullandığını savunan Erdoğan, bu girişimlerin Suriye tarafından manipüle edilmesin izin verilmemesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Suriye rejimi tarafından gerekli işbirliği yapılmadığı takdirde BM'nin Suriye'deki katliama dur demesi kaçınılmaz zorunluluk halini alacaktır. Güvenlik Konseyi bu sorumluluktan bir daha kaçınırsa Suriye halkının meşru müdafaadan başka seçeneği kalmayacaktır. Masum insanları katleden rejime yeter diyemeyen bir konseyin uluslararası barışı korumaktan aciz olduğu acıktır" dedi.

 

Uluslararası toplumdan Suriye'de olaylara insani açıdan değil, jeopolitik çıkar ve güç dengesi olarak, kendilerinin ise sadece vicdan gözlüğüyle baktıklarını ileri süren Erdoğan, “Uluslararası vicdanın temsilcileri olarak söylem birlikteliğini sağlamamız hayati öneme sahip. Buradaki mesaj net ve kesin olmalıdır. Kendi halkına zulmeden bu rejimin ayakta kalmasını sağlayacak hiçbir planı desteklememiz söz konusu olamaz” diye konuştu.

 

MİLLİ MİSAK BELGESİ’Nİ ÖVDÜ

Türkiye’nin müdahaleleriyle hazırlandığı belirtilen, Suriye Ulusal Konseyi tarafından açıklanan Milli Misak Belgesi’ne övgüler yağdıran Erdoğan, “Belgede, yeni Suriye'nin Suriye halkı tarafından inşa edileceği belirlenmiştir. Suriye'nin dostlarının üzerine düşen görev bu misyonun hayata geçirilmesi ve siyasi geçiş sürecinin önünün açılmasına katkıda bulunmaktır. Sandık Suriye halkının önüne getirilmelidir. Demokratik seçim gerçekleşmelidir” dedi.

 

Konuşmasının devamında Suriye’nin Annan'a verdiği sözün şu ana kadar tutulmadığını iddia eden Erdoğan, "Rejim ölüm kusmaya devam ediyor. Suriye halkının meşru taleplerinin derhal karşılanmasını istiyoruz. Bir an önce istikrara, güvene kavuşmasını temenni ediyoruz. İnanıyorum ki Suriye halkı kendi kaderini tayin hakkını elde edecek, kendi rotasını kendisi çizecek. Masum halka kastedenler mutlaka cezalarını çekecektir" dedi.

 

BURHAN GALYUM, ASKERİ DESTEK İSTEDİ

Erdoğan ardından konuşan Suriye Ulusal Konseyi Başkanı Burhan Galyum, askeri destek çağrısında bulundu. Suriye'de tüm muhaliflerin tek şemsiye altında toplanması için çalıştıklarını belirten Galyun, "Muhalif askeri güçlerimiz kuvvetlendirilmeli" dedi.

 

ARAP BİRLİĞİ ANNAN PLANI DEDİ

Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabi, her şeyden önce "Annan Planı"nın desteklenmesi gerektiğini, sonra da ateşkesin sağlanmasının önemli olduğunu, üçüncü olarak da muhalefetin tek bir vücut olması gerektiğini kaydetti.

 

El Arabi, Suriye'deki durumun bir iç savaşa dönüşme tehlikesine de dikkati çekerek, Suriye Ulusal Konseyi'nin bütün muhalif unsurları barındıran tek bir şemsiye olması gerektiğini bildirdi. Arabi, uluslararası toplum ve örgütler olarak krizin aşılması için ellerinden geleni yapmaları gerektiğini belirterek, "Suriye halkı çok can kaybetti, birçok yıkıma maruz kaldı. Bu dönemde uluslararası kamuoyu bu ülkenin kendi kaderini kendisi belirlemesi için çaba harcamalı" diye konuştu.

 

Kapalı kapılar ardında devam eden toplantıda BM-Arap Birliği ortak temsilcisi Kofi Annan'ın sunduğu, Şam tarafından kabul edilen 6 maddelik barış planı ele alınıyor. Yarın BM Güvenlik Konseyi’ne sunulacak olan Annan Plan’ı Suriye yönetimine şu taleplerde bulunuyor: "Halkın meşru istek ve kaygılarına yanıt için başlatılacak olan ve Suriyelilerin liderlik edeceği kapsamlı siyasi süreçte Annan'la işbirliği içinde olunması. Sivilleri korumak ve ülkede istikrarı sağlamak için derhal BM denetimi altında, silahlı şiddetin ve çatışmaların sona ermesi. İnsani yardımın ulaştırılması ve yaralıların tahliyesi için günde 2 saat 'duraklama'nın kabul edilip uygulamaya konması. Gelişigüzel tutuklananların hızla serbest bırakılması ve bu kişilerin tutulduğu yerlerin listesinin sunulması. Gazeteciler için ülkede hareket özgürlüğü sağlanması ve 'ayrımcı olmayan bir vize politikası' uygulanması. Yasal güvence altına alınan barışçıl gösteri yapma ve toplanma hakkına saygı gösterilmesi."

 

KÜRTLER MİLLİ MİSAK BELGESİ’NE KARŞI

Suriye muhalifleri bugünkü ‘Suriye Dostları’ toplantısı öncesinde 28 Mart günü İstanbul’da bir toplantı gerçekleştirmişti. Suriye Ulusal Konseyi’nin Esad sonrası için sunduğu ‘Milli Misak Belgesi’ni reddeden Kürt gruplar toplantıyı tek etmişti. Suriye Ulusal Konseyi’nin “Demokratik Devlet” projesini “aşırı geniş formülasyonlu” bulan Kürt grupların, gelecekteki devletin laik karakterine vurgu yapılması ile Kürtlere özerklik hakkının tanınmasını istiyor.

 

PROTESTOLAR

Polis güvenlik tedbirlerini en üst düzeyde tutmasına rağmen, Harbiye'de gösteriler yaşandı.

 

İlk olarak Suriye Yönetimine destek veren ve Esad posterleri taşıyan bir grup protestoda bulundu.

 

Protesto Polisin kontrolünde devam ederken, Esad yanlıları Taksim yönünden aynı bölgeye gelen Esad Muhalifi gruplarla karşı karşıya geldi.

 

İki grup arasında sözlü başlayan tartışmanın çatışmaya dönüşmesine polis engel oldu. Esad yanlısı gruba müdahale eden polis grubu bölgeden uzaklaştırdı.

 

Esad Muhalifi gruplar da gösteri yaptı. Polis iki grup arasında tampon oluştur. Esad muhalifi gruplara bazı Türk Sivil Toplum örgütleri üyelerinin de destek verdikleri görüldü.

 

Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu da Harbiye Radyoevi'nde toplantıyı ve Clinton'ın Türkiye'ye gelişini protesto etti. Gruba polis müdahale etti. Müdahale sırasında 1 kişinin de gazdan dolayı bayıldığı belirtildi.

 

"Halkların Demokratik Kongresi" ve "NATO ve Füze Kalkanı Karşıtı Birlik" toplantıyı Taksim'de protesto etti.

 

Emek Partisi, Halkevleri, İşçi Kardeşliği Partisi, Özgürlük ve Dayanışma Partisi de eylem için Galatasaray Lisesi önündeydi.

 

SURİYE DE KINADI

Bu arada, Suriye yönetimi de toplantının ülkeyi zayıflatmak amacıyla yürütülen uluslararası komplonun bir parçası olduğunu öne sürdü.

 

Suriye yönetiminin yayın organı konumundaki El Baas gazetesinin birinci sayfasında yer alan baş yazıda konferans, "daha fazla Suriyelinin öldürülmesinin yollarını aramaya, toplumu ve devleti sabote etmeye ve Suriye'yi zayıflatma genel amacına doğru hareket etmeye yönelik bölgesel ve uluslararası bir çaba" olarak nitelendi.

 

Suriye yönetimi, ülkede siyasi reform yapılması çağrılarıyla Mart 2011'de başlayan ayaklanmanın "yabancı bir komplo çerçevesinde hareket eden teröristlerce yapıldığı"nı savunuyor.

 

HDK’LİLER 'SURİYE’NİN DOSTLARI' TOPLANTISINI PROTESTO ETTİ

Halkların Demokratik Kongresi, İstanbul Kongre Merkezi'nde yapılan "Suriye'nin Dostları" toplantısını, Taksim Tramvay Durağı'nda yaptığı basın açıklamasıyla protesto etti.

 

Eylemde, "Yaşasın halkların kardeşliği", "Emperyalist savaşa hayır", "Kahrolsun ABD, işbirlikçi AKP", "Kürecik'e kalkan istemiyoruz" sloganları atıldı. Eyleme, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek ile sanatçı Ferhat Tunç da katıldı.

 

HDK Yürütme Kurulu üyesi Bircan Yorulmaz, yaptığı açıklamada, emperyalist güçler ve işbirlikçilerinin Suriye Dostları adı altında yaptığı toplantının, halkların dostluğu ve kardeşliğini değil, savaşın ve işgalin körüklenmesini amaçladığını söyledi. Yorulmaz, "Halklara zulmeden diktatörlere karşı halkların mücadelesi ne kadar haklı ve meşruysa, halkların ezilen halklarla dayanışması ne kadar doğruysa, emperyalist güçlerin ve işbirlikçilerinin hangi gerekçelerle olursa olsun başka bir ülkeye yapacakları müdahale ve işgal bir o kadar gayrimeşrudur" dedi. Yorulmaz, toplantının Ortadoğu ve Kafkaslar başta olmak üzere tüm bölgede gerilimi, silahlanmayı ve savaş kışkırtıcılığını arttıracağını kaydetti.

 

ABD'nin, Türkiye'ye ileri karakol rolü biçtiğini söyleyen Yorulmaz, Kürecik'e füze kalkanı yerleştirilmesinde yaşandığı gibi, ABD'nin, Türkiye'yi cephanelik haline getirdiğini ifade etti. Yorulmaz, şunları söyledi: "Bir süre önceye kadar sıfır sorun politikaları açıklayan AKP Hükümeti'nin, ortak kabine toplantıları yaptığı komşumuz Suriye'ye yönelik savaş başlatma hevesi, Türk, Arap, Fars halkları başta olmak üzere tüm Ortadoğu halklarına yeni yıkımlar, acı ve gözyaşları getirecektir. Bir an önce bu politikadan vazgeçilmelidir."