İsveç Çocuk Esirgeme Kurumu (Rädda Barnen) savaştan kaçarak Türkiye, Ürdün ve Lübnan’a sığınan küçük yaştaki kız çocuklarının kamplardan “kurtulmaları” için evlendirildiklerini ve mülteci kamplarının köle pazarlarına dönüştüğünü açıkladı.

'ÇOCUKLUK ATEŞ ALTINDA' RAPORU

Çocuk Esirgeme Kurumu Suriye’de 2 yıldan beri süren savaşın çocuklar üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla yaptığı araştırmaların sonuçlarını “Çocukluk Ateş Altında” başlıklı bir rapor kamuoyuna açıkladı.

Raporda çocukların aileleri ile birlikte evlerini terk etmek zorunda kalarak parklar ve mağaralarda yaşadıkları, okullar hedef alındığı için okula gidemedikleri, yiyecek ve ilaç sıkıntısı çektikleri ve kanalizasyon sistemi yıkıma uğradığından tuvalet ihtiyaçlarını sokak ve tarlalarda giderdikleri belirtiliyor.

2 MİLYON CİVARINDA ÇOCUK YARDIMA MUHTAÇ

 Savaşta çocukların hamal, muhbir ve işçi olarak kullanıldıklarına dikkat çekilen raporda 2 milyon civarında çocuğun yardıma muhtaç olduğu belirtiliyor.

Söyleşi yapılan her üç çocuktan ikisi aileleri veya ailelerinin bazı fertleriyle ilişkisinin kesildiğini, her üç çocuktan biri de aile fertlerinden veya en aile dostlarından birinin öldürüldüğünü söylüyor.

Rädda Barnen Genel Sekreteri Elisabeth Dahlin, raporun, savaşta çocukların hedef haline geldiğini, 8 yaşlarındaki çocukların bile canlı kalkan olmaya zorlandığını, her üç çocuktan birinin dayak yediğini veya silahlı saldırıya maruz kaldığını gösterdiğini belirttikten sonra,  “Bunun böyle sürmesine izin veremeyiz” dedi.

ÇOCUKLARDA PSİKO-SOSYAL STRES GÖRÜLÜYOR

Çocuklara yardım etmek amacıyla kamplarda görev yapan Rädda Barnen’in çalışanlarından Jesper Hansen ise, hem Suriye hem de kamplarda kalan çocuklarda psiko-sosyal stres ve baskının belirtilerinin görüldüğünü ve bunları aşabilmeleri için kapsamlı desteğe ihtiyaçları olduğunu söyledi.

KIZ ÇOCUKLARI KAMPTAN KURTULMALARI İÇİN EVLENDİRİLİYOR

Raporda mülteci kamplarında  sutra” ve “arzu cihadı” olarak adlandırılan yeni bir fenomenin ortaya çıktığına, kız çocukları ve genç kadınların kamptan kurtulmaları için evlendirildiklerine dikkat çekiliyor.

Rädda Barnen’in çocukların korunmasından sorumlu Danışmanı Åsa Nilsson “Bu şekilde tam olarak kaç kişinin evlendirildiğini bilmiyoruz. Böylesi kriz durumlarında ailelerin kız çocuklarını evlendirme stratejileri uyguladıkları görülüyor.  “Bunun ailenin geçimine katkıda bulunacağı düşünülüyor. Aileler bu şekilde kız çocuklarının şiddet ve cinsel saldırılardan koruyabileceklerini sanıyor” dedi.

Çocuk yaşta evlendirilen çocukların öğrenimlerini yapamadıkları gibi hamile kalma ve cinsel saldırıya uğrama riski ile karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulundu.

Raporda, kampta kaldıkları için ailelerin kızlarını evlendirirlerken daha az başlık parası istediklerine ve bu nedenle de bazı erkeklerin kamplarda kalan kız çocuklarıyla evlenmeyi tercih ettikleri ifade ediliyor. Ayrıca Suriyeli genç kadın-kız çocuklarla evlenmenin, komşu ülkelerdeki insanlar tarafından özgürlük savaşına katılmak görüldüğü için damatlara bir statü kazandırdığı ve böylelikle “arzu cihadı” olarak adlandırılan fenomenin ortaya çıktığı belirtiliyor.

Geçtiğimiz yılın güz aylarında da “The Arabic Network for Human Rights” adlı örgüt kamplarda kalan kız çocukların Körfez ve Kuzey Afrika’ya gidebilmeleri için bu ülkelerden gelen erkeklerle evlendirildiklerini ve kampların köle pazarlarına dönüştüğünü açıklamıştı.

Birleşmiş Milletler’in görevlileri de 500 civarında kız çocuğunun bu şekilde evlendirildiği tahmininde bulunmuşlardı. (ANF)