Avrupa'nın, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşadığı en büyük trajedi olan Srebrenitsa soykırımının 17. yıl dönümünde yine gözyaşı ve hüzün hakimdi.

 

Anneleri evlatsız, çocukları babasız bırakan Srebrenitsa soykırımının acısı aradan geçen 17 yıla rağmen hiç bitmedi. Srebrenitsalı anneleri yalnız bırakmamak için Bosna-Hersek başta olmak üzere Türkiye'den ve dünyanın değişik yerlerinden gelen 10 binlerce insan, törenlerin yapılacağı, adeta "beyaz zambaklar ülkesi" olan Potoçari'deki şehitlikte toplandı.

 

Tuzla kentinin Nezuk kasabasında 3 gün önce başlatılan "ölüm yürüyüşü"ne katılan yaklaşık 10 bin kişi yürüyüşlerini Potoçari mezarlığında bu sabah itibarıyla tamamladı. Yürüyüşe katılanların bir kısmı geceyi, geldikleri Potoçari çevresinde kurdukları çadırlarda geçirdi.

 

"Beyaz zambaklar" gibi dizilen uçsuz bucaksız mezar taşlarının bulunduğu Potoçari'de toplanan 10 binlerce insan, dua edip kurbanların ardından gözyaşı döküyor. Bu gözyaşları, 17 yıl önce katledilen, daha sonra bedenleri parçalara bölünüp atıldıkları çeşitli toplu mezarlarda bulunan, uzun çalışmalar sonucu kimlikleri belirlenen kurbanlar için akıtılıyor.

 

-520 KURBANIN TABUTU BAŞINDA BÜYÜK HÜZÜN-

Srebrenitsa'da 11 Temmuz 1995'te katledilen 8 bin 372 kurbandan toplu mezarlarda cesetleri bulunan 520 kişi daha bugün kılınacak cenaze namazıyla toprağa verildi.

 

Potoçari'deki Anıt Mezarlığa getirilen tabutların başında gözyaşı ve hüzün hakimdi. Kiminin parçalanan vücudundan sadece bir ayak kemiği, bir parmağı, kimininse vücudundan bir parçanın bulunduğu tabutlar, bugün insan onuruna yakışacak şekilde defnedildi.

 

Kaybettikleri kurbanların aradan yıllar geçse de yakınlarını buldukları kalıntılarıyla toprağa verecek Srebrenitsalılar, bir taraftan hüzün diğer taraftan yakınlarına ait bundan böyle bir mezar olmasının buruk sevincini yaşadı.

 

Başı belli ancak sonu adeta görülmeyen tabutların başında ağlayan kadınlardan birisi de Fata Mustafiç'ti. 17 yıl önce kaybettiği iki oğlundan cesedi bulunan Almir adlı evladının tabutuna sarılan Mustafiç, "Bizleri bu şekilde evlatsız, dünyada yapayalnız bırakan insanlar umarım yaptıklarından ibret alır" şeklinde duygularını dile getirdi.

 

Bu arada, aşırı sıcağa rağmen 10 binlerce insanın hazır bulunduğu tören alanında sürekli dualar okundu. Törene katılanlar ise buruk ve bir o kadar da onurlu bir şekilde sükunetlerini koruyarak dünyaya adeta 17 yıl önce yaşananları "sessiz bir çığlık" şeklinde mesaj gönderdi.

 

Törenlerde Türkiye'yi temsil edecek olan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da Potoçari'deki Anıt Mezarlık'a geldi. Bozdağ ve beraberindekiler savaş döneminde Boşnakları Sırplara teslim eden Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde görev yapan Hollandalı askerlerin kullandığı daha sonra Srebrenitsa Soykırım Anma Müzesi'ne dönüştürülen eski fabrikayı gezdi.

 

Cenazeler, öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazı ile toprağa veriledi.

 

-TANIMADIKLARI İKİ DEDELERİNE DE VEDA EDİYORLAR-

Hüzün ve gözyaşının hakim olduğu soykırımı anma törenlerinde duygulu anlar yaşanıyor.

 

Srebrenitsalı çocuklar Selma, Şeyla ve Salan Manciç, bugün hiç görmedikleri, sadece fotoğraflardan tanıdıkları büyük babaları İdriz ve Mevludin'i son yolculuğuna uğurladı. Soykırımın yaşandığı 1995 yılında henüz dünyaya gelmemiş olan Selma, Şeyla ve Salan, şehit dedelerini sadece fotoğraflardan tanıyor.

 

Ailenin tek erkek çocuğu olan ve dedelerinin tabutunu taşıyan Salan Manciç, "Onları hiçbir zaman tanıyamadığım için çok üzgünüm. En azından birisini görebilseydim keşke. Ben henüz çocuğum ama dedelerimin ve daha birçok akrabamın sebepsiz yere, sadece Müslüman oldukları için öldürüldüğünü biliyorum. Dedelerimiz bizim ne kadar iyi öğrenci olduğumuzu görebilseler çok mutlu olurlardı. Bazen ikisi de aklıma geliyor. Onların yolunda ilerlemek beni mutlu ediyor" diye konuştu.

 

Her iki dedesine veda eden Şeyla Manciç de "Bazen okuldaki tüm başarılarımı görsünler istiyorum. Onları çok özlüyorum. Ben de birisine 'dede' diyebilmek, onlarla oynayabilmek istiyorum" dedi.

 

Selma ise özellikle bayramlarda büyük babalarının eksikliğini hissettiğini ifade ederek, "İki dedemiz de şehit oldu, sadece ninemiz var. Neredeyse elini öpecek kimsemiz yok. Kimsenin dedeleri ile mezarlıkta tanışmasını istemem" ifadeleriyle duygularını dile getirdi.

 

-SREBRENİTSA'DA 17 YIL ÖNCE NE OLDU?-

Bosna'daki savaş sırasında BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa, 11 Temmuz 1995'te Ratko Miladiç'e bağlı Sırp birlikleri tarafından işgal edildi. İşgal üzerine BM bünyesindeki Hollandalı askerlere sığınan sivil Boşnaklar, Sırplara teslim edildi.

 

Otobüs ve kamyonlara bindirilen Boşnaklar'dan 8 bin 372'si götürüldükleri ormanlık alanlarda, fabrikalarda, depolarda hunharca katledildi. Katledilenlerin cenazeleri, çeşitli toplu mezarlara gömüldü.

 

Yapılan çalışmalar sonucu Srebrenitsa ve çevresinde açılan toplu mezarlardan çok sayıda soykırım kurbanının cesetlerine ait kalıntılar bulundu. Hala yaklaşık bin 500 ile 2 bin arasında soykırım kurbanının cesedine ulaşılamadı.

 

Srebrenitsa'da yaşananlar, Lahey Adalet Divanı ve Avrupa Parlamentosu tarafından soykırım olarak kabul edildi.

 

Srebrenitsa başta olmak üzere Bosna'daki çeşitli savaş suçlarından aranan Ratko Mladiç ise geçen yıl Sırbistan'da yakalandı ve Lahey'deki mahkemeye teslim edildi. Mladiç'in yargılanması hala devam ediyor.