Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, geçen hafta AB'de mali siyasetler arasında uyumun artırılması için yeni bir anlaşma hazırlanmasına yönelik zirvede alınan kararlar ardından, 'artık iki Avrupa olduğu aşikar" diye konuştu.

 

Zirvede İngiltere, AB yapılarında Almanya ve Fransa'nın önerdiği şekilde değişiklikler yapılmasına karşı çıkmıştı.

 

Nicolas Sarkozy, Fransız Le Monde gazetesine, kendisi ve Almanya lideri Angela Merkel'in İngiltere'yi ikna edebilmek için ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.

 

Ancak gelinen noktanın "farklı bir Avrupa'nın doğuşu" olduğunu belirtti.

 

Bir yanda "üyeleri ve düzenlemeleri arasında daha fazla dayanışma isteyen bir Avrupa var, öte yanda sadece tek pazar mantığına bağlı bir Avrupa" dedi.

 

CAMERON: ULUSAL ÇIKARLARI SAVUNDUM

 

İngiltere Başbakanı David Cameron ise, parlamentoda, aldığı kararı savunarak, ülkenin ulusal çıkarlarını ve mali sektörünü korumak için buna mecbur olduğunu kaydetti.

 

Cameron, "Biz 27 üyeli bir anlaşma niyetiyle gittik, ben de Almanya ve Fransa'nın anlaşmalarda değişiklik önerisine iyi niyetle yaklaştım, İngiltere için gerekli güvenceleri sağlayarak AB'nin bütününü kapsayacak bir anlaşmaya varılması için samimiyetle çalıştım. Tek pazar ve mali hizmetler konusunda (istenilen) güvenceler mütevazı, makul ve amaca uygundu" dedi.

 

Sarkozy, İngiltere'nin güvence taleplerine tepki göstermişti.

 

Cameron, AB değerlerine bağlı, sadık bir üye olup aynı zamanda İngiltere'nin çıkarlarına uygun olmayan düzenlemelerin dışında kalmanın mümkün olduğunu savundu.

 

Diğer AB üyelerinin yeni bir anlaşma konusunda tavırlarını yumuşatması ardından İngiltere muhalefetinde yalnız kalmış, bu konu hükümet içinde tartışma yarattı.

 

Koalisyon ortağı Liberal Demokrat Parti'nin lideri, Başbakan Yardımcısı Nick Clegg veto kararının İngiltere için iyi olmadığını söylemişti.

 

Normalde Avam Kamarası oturumlarında, en ön sırada, Cameron'ın yanında oturan Clegg bugünkü oturuma katılmadı.

 

Ana muhalefet lideri Ed Miliband Cameron'ın İngiltere'nin karar vericilere ait masadaki sandalyesinden vazgeçtiğini, ancak bunun karşılığında eli boş döndüğünü savundu.

 

Gelinen noktanın İngiltere için 'diplomatik bir felaket' olduğunu söyleyen Miliband, Başbakan'ın partisinden onay alamayacağı için Brüksel'de anlaşmaya varılmasını istemediğini öne sürdü.

 

Cameron'ın lideri olduğu Muhafazakar Parti'de birçok milletvekili Brüksel'e yetki devri anlamına gelebilecek her türlü düzenlemeye şiddetle karşı. Cameron ise tüm tartışmalara rağmen, Avrupa Birliği üyeliğinin İngiltere'nin çıkarları açısından hayati olduğunu ifade etti.

 

AB'nin ekonomiden sorumlu komisyon üyesi Olli Rehn ise bugün yaptığı açıklamada, İngiltere'nin tavrının Avrupa Birliği'nin bütünü için olumsuz olduğunu söyledi.

 

Rehn, "Avrupa'nın içinde yer alan güçlü ve yapıcı bir İngiltere istiyoruz; İngiltere'nin Avrupa'nın çeperinde değil, merkezinde olmasını istiyoruz" diye konuştu.

 

Sarkozy de yaşanan is anlaşmazlığın Fransa'nın İngiltere ile bir arada çalışamayacağı anlamına gelmediğini söyleyerek, Libya, savunma ve nükleer enerji alanlarını örnek gösterdi.

 

SARKOZY'YE İÇERİDEN MUHALEFET

 

Varılan AB anlaşması konusunda Sarkozy'ye Fransız siyasi liderlerden de tepki var.

 

Sosyalistlerin cumhurbaşkanı adayı François Hollande, seçilirse bu anlaşmayı yeniden müzakere etmek istediğini savundu.

 

Hollande, Avrupa Merkez Bankası'nın daha geniş yetkileri olmasını ve AB üyelerinin ortak tahvil ihraç etmesini savundu.

 

Bu önerilere Almanya şiddetle karşı çıkmıştı. (BBC TÜRKÇE)