Ahmet Aslan / Demokrat Haber Gaziantep

 

Suriye’de baba Esad’dan oğul Esad’a geçen Suriye Esad Krallığı’nı savunacak değilim. Ama çok iyi bildiğim ve tarihin bana hatırlattığı bir şey var.

 

Ortadoğu coğrafyasında Amerika’nın istediğinin tersini istemek ya da istediğine karşı olmak Ortadoğu halklarının faydasınadır. Faydasınadır çünkü şairin dizesinde olduğu gibi “dağ başında bir çocuk ağlasa gözyaşında ABD akar”.

 

Şairimiz haksız değil. Bugün Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da yaşanan her ölümden sorumlu olan ABD, dün de 1954’de Guatemala, 1958’de Hint Çini, 1961’de Küba ve Laos’ ta, Şili’de, Uruguay’da, Filipinlerde acımasız CIA yöntemleriyle kâh askeri darbeleri destekledi kâh sabotajlar, gizli operasyonlar ile on binlerce sivil kayba planlı olarak neden oldu.

 

Bu sürecin bir benzeri çok açık olarak şu anda Suriye’de yaşanmakta. Amerika, bölge politikalarının şekillenmesinde kendisine karşı olan tüm direnç noktalarını bir bir tasfiye etme politikasını açıkça yürütüyor.

 

Bu politikanın geçerliliğini sağlamada bölgedeki dini ve etnik farklılıkları kullanıyor. Bu politikaya biz rahatlıkla yeni bir Nixon Doktrini diyebiliriz. Hatırlayalım, Vietnam’da çıkmaza giren ABD Nixon Doktrini ile yerel aktörlerin çatışmasını sağlayacak koşulları yaratıp çatışmaya girmeden bölgede etkinliğini sağlamaya çalıştı.

 

Vietnamlaştırma diye adlandırılan bu politika adı üzerinde Vietnam’da uygulandı. Amerika, Kuzey Vietnam’a karşı silahlandırılan Güney Vietnamlıların saldırılarıyla sonuç almaya çalıştı. Bu sürecin sonucu olarak yüzbinlerce Vietnamlı birbirini öldürdü.

 

Bugün yaşananlara bakıldığında artık Ortadoğu’da Amerikan sistemine muhalif olan ya da direnç gösteren bölgelerin Vietnamlaştırılamadığını kim iddia edebilir?

 

Kim, hangi beyhude Ortadoğu’da sürdürülen ABD politikalarının bölge haklarının yararına olduğunu söyleyebilir?

 

Amerika’ya muhalif bölgelerde bir Vietnamlaşma sürecinin yaşanmadığını birbirini acımasızca öldüren insanları gördükçe kim inkar edebilir?

 

Evet, Esad gitmeli ama yerine iktidar alternatifi olarak sunulan Özgür Suriye Ordusu’nun Suriye’de neler yapabileceğini hala göremiyor musunuz?

 

Yine de hala Amerikan politikalarının bölge özelindeki faaliyetlerinin demokrasi, insan hakları ve halkına zulm eden yöneticilerin tasfiyesi olarak değerlendirenlere dönüp tarihe bakmalarını söyleyelim.

 

Oraya baktıklarında İran’da Genaral Musaddık’ın, Irak’ta Kasım’ın ve Mısır’da Nasır’ın hangi politikalar sonucu devrildiğini göreceklerdir.