Cavit Temürtürkan / Demokrat Haber İsviçre Basel

İsviçre’deki 18 Ekim ulusal parlamento seçimlerinde Sosyal Demokrat Parti (SP)’den milletvekili adayı olan Mustafa Atıcı ile hedeflerini konuştuk…

İsviçre ulusal seçimlerinin ne gibi sonuçları olacak?

Bu sene içerisinde Zürich, Lüzern ve Basel kantonlarında yapılan kanton seçimlerinde maalesef sağcı partiler ciddi oy arttırdı. Bu da başta göçmenler olmak üzere İsviçre’de yaşayan emekçiler için tehlikeli bir gelişim.

Sağcı partiler İsviçre Frangı’nın Euro karşısında değer kazanmasını bir ekonomik kriz nedeni göstererek, tasarruf politikaları uyguluyorlar. Bu tasarruf politikasının altında dar gelirli insanlar eziliyor. Yabancı düşmanlığı artıyor.

Ekonomik kaygının olduğu dönemlerde İsviçre halkı elimde sahip olduğumu nasıl koruyabilirim düşüncesi ile göçmenlere karşı bir tutum alıyor. Bu da ırkçı ve yabancı düşmanı politika güden partilerin ekmeğine yağ sürüyor.

Dolayısı ile bu seçimlerde bu olumsuz gidişata hayır demek için bütün sol güçlerin çok çalışması ve 18 Ekim’de sandığa gitmesi lazım.

Seçimlerde Sosyal Demokrat Parti (SP) listesinde şansınız ne?

Parti içerisinde Ulusal Parlamento listesi için delegelerden en iyi ikinci oyu aldım. Bu benim ve göçmenlerin adına çok iyi bir başarı.

13 yıldır Basel parlamentosunda aktif politikanın içindeyim ve üç dönemdir Basel Kanton Parlamenteri olarak görevimi yapıyorum. Bunun yanında birçok önemli dernek, kurum, kuruluş ve vakıflarda 20 senedir görev alıyorum. Parlamentodaki finans komisyonundayım, Göçmenler Komisyonu Başkanlığı yapıyorum, SP Basel Başkan yardımcılığı, Sosyal Demokrat Partinin Göçmenler Komisyonu Başkanı olarak ve bunun yanında birçok kantonda da özellikle yabancıları ilgilendiren her türlü çalışmada aktif görev alıyorum. Bu çalışmaları severek yapıyorum ve Federal Parlamento’da da göçmenlerin buradaki hakları ve göçmen çocuklarının geleceği için mücadele etmek istiyorum. Bunun seçmenler tarafından takdir göreceğini biliyorum.

Seçimlerden umutlu musunuz?

Elbette umutluyum. 2011 seçimlerinde ilk yedek olmam ve o zaman aldığım oy oranı ile bu seneki seçimlerde seçilmemek için hiçbir neden yok. Yeter ki göçmenler olarak beraber çalışalım. Başarı kendiliğinden gelecektir.

İsviçre’de bir göçmen olarak siyasette başarılı olabilmek için bir İsviçreli’den daha fazla çaba harcamanız ve başarılı olabilmek için uzun soluklu olmanız lazım. 13 yıldır başarılı bir şekilde yalnız Basel kantonunda değil İsviçre genelinde göçmenlerin siyaset içindeki önemini arttırmak için ciddi mücadele veriyorum. Yaptığım bu çalışmaların seçmen tarafından takdir göreceğini ve günlük hayatta göçmenlerle iç içe olan ve her gün sıkıntılarında yardımcı olmaya çalışan bir kişi olarak Federal Parlamento’da göçmenleri çok iyi temsil edebileceğimi düşünüyorum.

Basel kantonunda 2004 yılından beri her kanton seçiminde göçmen adaylar olarak güçleniyoruz. Yerel parlamentodaki bu başarımızı neden ulusal meclise taşımayalım. SP Basel olarak amacımız 3 kişiyi Federal Parlamento’ya yollamak.

İsviçre’de 2 Milyon civarında yabancı bir ülkenin pasaportuna sahip ve 1 Milyon da 1970’den beri vatandaş olan yurttaş var. Bu ülkenin % 35’ini oluşturan göçmenlerin Federal Parlamento’da bir gücünün olmaması hem göçmenler açısından hem de İsviçre demokrasisi için çok kaygı verici bir durum.

Federal Parlamento’da sesimizin çok cılız olması bizler açısından düşündürücü olmalı! Ancak siyasette güçlü olabilirsek sahip olduğumuz hakları korur ve yeni haklar talep edebiliriz.

Sosyal Demokrat partide 40’a yakın göçmen aday var. SP Göçmenler Komisyonu başkanı olarak bütün İsviçre’de göçmen kökenli adayların kazanması için geçen seneden beri aktif olarak kanton kanton gezip adaylara destek veriyorum.

İsviçre’de yaşayan göçmenlerin daha fazla hakları ve burada doğan çocuklarının geleceği için ısrarla bu mücadeleme devam edeceğim. Bunun meyvelerini yalnız SP’de değil, gittikçe göçmenlerle çalışmak isteyen diğer siyasi partilerin listelerinde de görüyoruz.

Seçimleri kazanırsanız göçmenlere yönelik ne gibi hizmetleriniz ve çalışmalarınız olacak?

İlk hedefim eğitimde fırsat eşitliği. İsviçre’de ailelerin % 65’i çocuklarını ek yardım kurslarına gönderiyorlar. Bu da şunu gösteriyor. Ekonomik durumu iyi olan ailelerin çocukları daha iyi okullarda okuma imkanına sahipler veya göçmen kökenli çocuklar, ailelerinin eğitim sistemi hakkındaki bilgi eksikliklerinden dolayı okul hayatına yeterince eşit şartlarda başlayamıyorlar. Bu eşitsizlik hayatlarının ileriki dönemlerinde hep bir büyük sıkıntı oluyor. Eğer seçilirsem ilk önergem, İsviçre’de doğan her çocuğun okul öncesi eğitimde fırsat eşitliğine sahip olabilmesini sağlamak olacak. Eğer dar gelirli ve göçmen ailelerin çocukları bu ülkede iyi birer mesleğe sahip olurlarsa gelecekleri de bu ülkede mutlu olacaktır. Bu bütün göçmenlerin ve kurumlarının hedefi olmalı. Bunu sağlamak için beraber mücadele etmemiz gerekiyor.

İkinci en önemli konu ilticacılık şartları ve iltica kamplarındaki olumsuz, gayri insani yaşam koşullarının düzeltilmesi olacak.

İltica etmek zorunda kalan insanlar birçok kantonda eski askeri kamplarda, yerleşim merkezlerinden uzak, halktan izole edilmiş kamplarda yaşamaya mecbur ediliyorlar. 12 yaşındaki çocuklar tanımadığı insanlarla aynı kampta tutuluyor. İnsani olmayan bu şartlar, İsviçre gibi bir ülkede utanç verici bir insan hakkı ihlalidir.