Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Muslim, "Türkiye’nin temel stratejisi Kürt inkarı üzerinde kurulmuş. Bu sadece Rojava’da değil, diğer parçalarda da böyledir.

"Bütün dertleri Kürtlerin bir hakka sahip olmaması. Örneğin Rusya’ya, İran’a gitmesi ve kanlı bıçaklı olduğu Beşar Esad’ın ayağına gitmesi Kürtler içindir. Hâlbuki bu politikalar ne Türklerin ne de Kürtlerin çıkarınadır. Bu kadar insan öldü, yerleşim yerleri yıkıldı. DAİŞ'i destekledirler" dedi.


Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Muslim, Türkiye’nin Suriye politikası, Cerablus harekatı, uluslararası güçlerin tavrı ve varılan ateşkes üzerine ANF’nin sorularını yanıtladı.

CERABLUS İŞGALİ VE ATEŞKES

Türkiye'nin 24 Ağustos’ta bazı gruplarla birlikte Cerablus’a yönelik saldırıları devam ederken ani bir ateşkes kararı alındı. Ne oldu da bu duruma gelindi?

Yıllardır DAİŞ’in Rojava’ya saldırıları püskürtüldükçe Türkiye de Kürtlere yönelik saldırılarını arttırdı.

En son Minbic özgürleştikten sonra “Bunlar Cerablusa’a gidiyor” acelesiyle “Onlar gelmeden biz gidelim” paniğiyle işgal hamlesini başlattılar. Açıkçası "DAİŞ’in yapamadığını biz yapalım" düşüncesiyle kalkıp böyle bir girişimde bulundular. Türkiye’nin Cerablus’a saldırısı DAİŞ ve türevlerini kurtarmak içindir. Bugün yapılan çatışmasızlık durumu ise bazı aracılar devreye girilerek, Cerablus Askeri Meclisi ile böyle bir karara gidildi.

Ateşkes hangi anlaşmalar sonucunda gerçekleşti?

Yeni bir şey, öyle çok detayları hakkında net bir bilgimiz yok. Ama yapılan bir ateşkesten ziyade çatışmaların durdurulmasıdır.

Bu bizim bildiğimiz bir ateşkes değil mi?

Hayır, sadece çatışmalar durdurulmuş. Önümüzdeki dönemde nasıl olacağı öncesi yapılan fiili bir çatışmasızlık durumudur.

Peki, Türkiye Suriye’de ne yapmak istiyor?

Türkiye’nin temel stratejisi Kürt inkarı üzerinde kurulmuş. Bunun için eskiden beri planlar yapıyor. Bu sadece Rojava’da değil, diğer parçalarda da böyledir. Bütün dertleri Kürtlerin bir hakka sahip olmaması. Örneğin Rusya’ya, İran’a gitmesi ve kanlı bıçaklı olduğu Beşar Esad’ın ayağına gitmesi Kürtler içindir. Hâlbuki bu politikalar ne Türklerin ne de Kürtlerin çıkarınadır. Bu kadar insan öldü, yerleşim yerleri yıkıldı. DAİŞ'i destekledirler.

Ne kazandılar?

Bir hiç. Bugün Türkiye bütün dünyada terörizm ile suçlanıyor. Daha önce çok kez Türkiye ile görüştük. Kürtler yaşadıkları halklar ile bir gelecek kurmak istiyor. Biz sadece demokratik halklarımızı istiyoruz. Bugün Rojava’da Türkiye sınırının büyük bölümünü kontrol ediyoruz.

Hiçbir kurşun sıkılmış mı, tehlike sinyali var mı?

Yok. Ama bütün bunlara rağmen bildiklerini okudular. Bütün dünyada izole edilmiş. Şimdide Cerablus’a saldırıyorlar. Bütün planları boşa çıkmasına rağmen hâlâ yanlışta ısrar ediyorlar.

'NORMAL KOŞULLARDA ABD TÜRKİYE'Yİ DESTEKLEMİYOR'

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, PYD ve DAİŞ’i aynı kefeye sokuyor. Dün 'PYD’nin kökünü kazacağız', diyordu. Bugün de ateşkes ilan edildi...

Erdoğan günü birlik siyaset yapıyor. Bir kere PYD'nin Türkiye ile bir ilişkisi yok. PYD bir Rojava örgütüdür, Suriye’ye bağlıdır. Bunu böyle deme hakkı yok. Araplar, Süryanilerle bölgedeki halklarla bir sistem kurmuş, sen ne diye karışıyorsun! Senin ne hakkın var! Yeri geldiğinde Türkiye’nin egemenliğine toz kondurmuyorsun. Peki, sen ne hakla başka ülkelerin egemenliğine dil uzatıyorsun.

Ne hakla DAİŞ’i destekliyorsun?

Şimdi de DAİŞ’in türevlerini destekliyorsun. Bugün Cerablus’ta destek verdiği bütün örgütler El-Nusra gruplarıdır. Eğer uluslararası güçler susuyorsa bir hesapları vardır.

Nasıl bir hesap?

Bu kadar kendine güveniyor, bağırıp çağırıyorsa “bırakın girsin” düşüncesi oluştu. Aslında tablo bu. Uluslararası güçlerin sessizliği bundan. Normal koşullarda ABD Türkiye’yi desteklemiyor. Girsin de görsün...

Türkiye bölgede bir tampon bölge mi kurmak istiyor?

Zaten yapmak istediği bu. Ama hayat bulamaz. Çünkü başta ABD olmak üzere herkes Türkiye’ye gülüyor. Türkiye’nin oradaki tampon bölge kurma amacı bölgenin demografik yapısını değiştirmek. Kürtleri orada sürüp, yeni başka grupları oraya yerleştirmektir. Herkes bunu reddediyor.

Türkiye bilinçli olarak mı çekilmek mi isteniyor?

Evet, aynen öyle. Türkiye'nin de bu bataklığın içerisine girmesini istiyorlar. Ve bu bataklıktan da çıkamaz.

YPG tamamen Fırat’ın batısından çekildi mi?

Bir hafta önce çekildiklerini açıkladılar zaten. Ama şu anda Demokratik Suriye Güçleri var, orada. Minbic ve Cerablus askeri meclisleri var. YPG Minbic’ten sonra üslerine çekildiklerini, kenti de askeri ve sivil kent konseylerine teslim ettiklerini açıkladı.

Kobanê ve Efrîn kantonlarının birleştirilmesi askıya mı alındı? Hayır, değil. Halep ve Efrîn batısında yaşayan Kürtlerden haberdar mısınız?

Şu anda Halep’in kuzeyindeki köylerin yüzde 50’lisi Kürt’tür. Ahrar el-Şam, Efrîn’in batısında baskın yaptığı köylerde Kürtleri öldürüyor. Diğer halklara değil de Kürtlere özel yapıyor. Bir soykırım uygulanıyor. Kürtleri oradan sürmek istiyorlar. Bu Cerablus’un batısında da böyle oluyor. Kürtleri bölgeden sürmek istiyorlar. Tunus’tan, dünyanın farklı ülkesinden gelen militanlar nereden bilecek Cerablus’ta kim yaşıyor...

Kim oraya göndermişse onları oraya o görev veriyor. Bu örgütler de Türkiye’ye bağlı. Türkiye bunlara bu misyonu veriyor.

Gündeminizde Rakka operasyonu var mı şu anda?

Bize kalırsa bütün Suriye’yi özgürleştiririz. Ama Rakka yanı başımızda olduğu için daha aciliyeti var. Rakka da bizim için Minbic önemindedir. DAİŞ’in oradan çıkması gerekiyor. Uluslararası güçlerin de önceliğidir. Bir operasyonun ne zaman nasıl yapılacağına dair de oradaki hazırlıklara bağlıdır.

'KUZEY SURİYE FEDERASYONU BENİMSENİYOR'

Kuzey Suriye Federasyonu çalışmaları ne düzeyde?

Proje olarak herkes tarafından benimseniyor. Ama yeni olduğu için hayat bulmasının zorlukları var. Yıllardır ulus devlet zihniyetiyle yönetildiği için küçük sorunlar çıkıyor. Hayat buldukça insanlar gözüyle gördüğünde daha farklı bakıyor. Özellikle yeni özgürleştirilen yerlerde Araplar ve farklı kesimler bu sistemi daha çok benimsiyor. Bu bir süreçtir. Ama kabullenme de var. Şu anda Rojava’ya yönelik Türkiye ve Güney Kürdistan’da bir ambargo söz konusu. Rojava halkı aç bırakılmak isteniyor. DAİŞ çevrede varken bile bu kadar ambargo yoktu.

'BARZANİ DE ORTAK!'

Güney Kürdistan’dan ambargo olduğunu söylediniz. Özellikle Cerablus operasyonu öncesinde Mesud Barzani’nin Türkiye ziyareti oldu. Bu kamuoyunda tartışmalara yol açtı.

Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu ziyaret ve görüşme çok talihsizdi. Eğer kendisi buna ortak olmuşsa çok kötü bir şey. Bu kare ile bizim ortağımızdır görümünü vermek istediler. Ama bana göre tablo gösteriyor ki, Mesud Barzani de ortaktır. Kendi halkına karşı insanın düşmanıyla bu kadar açık hareket etmesi çok kötü bir şeydir. Olmamasını temenni ederdik.