PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Türkiye’nin Musul’a askeri yığınak yapma durumunun kabul edilemez olduğunu ifade ederek, Türkiye’nin açıktan başka bir ülkenin egemenliğini ihlal ettiğini söyledi.

Müslim “Kendi egemenliği söz konusu olunca her yolu meşru görenler, başkalarının egemenliğini çok rahatlıkla ihlal edebiliyorlar.

Türkiye’nin net olarak neden Musul’a asker gönderdiği belli değil, acaba bu sevkiyatın amacı Şengal ve Rojava’mı?” diye sordu.

PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, Türkiye’nin Musul’a asker gönderme durumu ve bölgede yaşanan gelişmeleri ANF’ye değerlendirdi.

‘MUSUL’A ASKERİ YIĞINAK KABUL EDİLEMEZ’

Türkiye’nin peşmerge denetimindeki Musul’un Beşika kasabasına askeri yığınak yapmasını hiçbir şekilde kabul edilemeyecek bir durum olduğunu söyleyen Müslim, Türkiye’nin açıktan kendi planları çerçevesinde başka bir ülkenin egemenliğini ihlal ettiğini ifade etti.

“Rus uçağını ‘sınırlarımızı ve egemenliğimizi ihlal etti’ diye vurduk diyenler bugün açık bir şekilde başka bir ülkenin egemenliğini ihlal ediyorlar” diyen Müslim, “Kendileri söz konusu olunca egemenlikten bahsedenler, kendi askerini başkalarının topraklarına sokarken neden başkalarının egemenliğinden bahsetmiyorlar. Senin egemenliğin var da başkalarının egemenliği yok mu?” şeklinde konuştu.

‘ASKERİ SEVKİYATIN AMACI ŞENGAL VE ROJAVA MI?’

Irak hükümetinin askeri yığınağa karşı gösterdiği tepkinin dikkate alınmadığını belirten Müslim, Türkiye’nin bu askeri yığınakla denilenin aksine tam olarak neyi amaçladığının net olmadığını söyledi.

Türkiye’nin burada karanlık bir durum peşinde olabileceğini ifade eden Müslim, “Orada ne yapacakları belli değil, bir taraftan eğitim için gitmişiz derken başka bir taraftan farklı plan peşindeler.

Net olarak ne için orada oldukları ortaya konmuş değil. Karışık bir durum yaşanıyor. Acaba bu sevkiyat Şengal ve Rojava’ya yönelik mi?” diye sordu.

RUS UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ PLANIN BİR PARÇASIYDI

Müslim, Rus uçağının düşürülme nedenini sınır ihlalinin ötesinde Türkiye’nin kendi çıkarları doğrultusunda 2-3 yıldan beridir Türkmen Dağı denen bölgeye yerleştirdiği kendine bağlı grupları korumayı ve Suriye’de geliştirilmek istenen siyasi çözümü engellemeye yönelik bir hamle olarak değerlendirdi. 

Türkiye’nin Rus uçağını düşürüp ardından da NATO ile görüşmesinin bir anlamda Suriye’de geliştirilmek istenen siyasi çözümün önüne geçmek istediğinin gözler önüne serdiğini belirten Müslim, Türkiye’nin bu hamle ile birlikte Viyana toplantısı başta olmak üzere Suriye’nin geleceğine yönelik uluslararası güçlerin birlikte geliştirmek istediği planları bozduğunu söyledi.

Müslim, uçağın düşürülmesinde yine rejim güçlerinin ve Rusya’nın Türkmen dağı denen bu bölgedeki El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi, ÖSO ve Çeçenlerden oluşan bu gruplara yönelik saldırıların Türkiye’yi büyük bir şekilde rahatsız etmesinin de etkisinin olduğunu söyledi.

‘TEMEL AMAÇ DAİŞ İLE İLİŞKİYİ KOPARMAMAK’

Rusya’nın Türkiye ile IŞİD arasındaki petrol ticaretini belgeleyen görüntüleri açıklamasının ardından Türkiye’nin Cerablus’ta neden bu kadar ısrar ettiğinin gerçekliğini bir kez yine gözler önüne serildiğinin söyleyen Müslim, Türkiye’nin bu bölgeye yönelik ortaya koyduğu bütün politikaların amacının IŞİD ile olan ticari ve vb. ilişkilerini korumaya yönelik olduğunu ifade etti.

Müslim, “Türkiye’nin üzerinde çırpındığı güvenlikli bölge veya sınırların ihlali diye ortaya koyduğu bütün gerekçeler, DAİŞ ile olan ticaret ve diğer ilişki yolunu açık tutmaya yöneliktir. Temel amaç DAİŞ ile ilişkiyi koparmamak mı diye insanı düşündürüyor. Cerablus’a yönelik ortaya koyduğu siyasette bu ilişkinin korunmasına yöneliktir” dedi.

‘RİYAD TOPLANTISININ AMACI BAZI GÜÇLERE MEŞRULUK KAZANDIRMAK’

Müslim, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleşmesi planlanan toplantının amacının, Uluslararası Suriye Destek Grubu’nun Ürdün’e verdiği  “Suriye’de savaşan örgütlerin hangilerinin terörist grup olduğunun belirlenmesi” görevini boşa çıkarmaya ve önünü kesmeye yönelik olduğunu söyledi.

Müslim, PYD ve Demokratik Suriye Güçleri’nin davet edilmediği toplantının temel amacının belli grupların devreye koymak istedikleri planların hayata geçirilerek, Ürdün’ün alacağı karar öncesinde Suriye’de savaşan belli güçlere meşruluk ve yasallık kazandırmak olduğunu ifade etti.