ABD Dışişleri Bakanlığı'nın gizli belgelerini Wikileaks üzerinden yayınlayan Julian Assange, düşman sınıflandırmasında El Kaide ve Taliban üyeleriyle aynı seviyeye konuldu.

 

ABD Hava Kuvvetleri tarafından gizli koduyla hazırlanan belgede, WikiLeaks ve WikiLeaks destekçileriyle bağlantıya geçen ABD ordusu mensuplarının "düşmanla iletişime geçmek" suçlamasıyla karşı karşıya kalabilecekleri, suçlamaların derecesine göre idamla dahi yargılanabilecekleri belirtildi. 

 

ABD Hava Kuvvetleri’nin yürüttüğü bir soruşturmada ise, ABD'ye ait yüksek güvenlik dereceli dosyalara ulaşabilme hakkı bulunan bir siber sistem analistinin WikiLeaks'e destek verdiği ve Londra'da Assange için yapılan gösterilere katıldığı tespit edildi.

 

Yürütülen soruşturma, ABD İçişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Pentagon tarafından kullanılan güvenlik ağına (SIPRNet) erişme yetkisi bulunan analistin, gizli kodlu belgeleri, Wikileaks taraftarlarıyla paylaşıp paylaşmadığı üzerinde duruldu.

 

Hakkında soruşturma yürütülen analistin, gizli belgelere erişme hakkı engellendi ancak soruşturma sonucunda hakkında dava açılmadı. Suçlamalara maruz kalan analist ise, bilgi sızdırdığı iddialarını reddetti.

 

DESTEKÇİLER DE DEVLET DÜŞMANI 
ABD’ye ait çok gizli ve hassas bilgilerin WikiLeaks’te yayınlanması sadece Assange’ın başını yakmadı. WikiLeaks’e desteğini açıklayan ve bağışta bulunanlar da Washington tarafından “104-D” protokolu kapsamında ABD düşmanı ilan ediliyor. Protokol, düşmanla iletişim kurmanın suç sayılması üzerinden bütün WikiLeaks destekçilerini ABD yasalarına göre düşman ilan ediyor.

 

ASSANGE OBAMA'YI HEDEF ALDI
İngiltere'nin başkenti Londra'da sığındığı Ekvador Büyükelçiliği'nden video bağlantısıyla Birleşmiş Milletler 67. Genel Kurulu çerçevesinde yapılan bir toplantıda konuşan Julian Assange, kendisi ile Arap Baharı'nı başlatanlar arasında paralellik kurdu ve "Obama, hepimizi yüzüstü bıraktı" dedi.

 

Assange, Arap dünyasındaki ayaklanmalara kısmen Wikileaks'in bölge ülkelerinin despot liderleri ile ilgili açıklamalarının ilham verdiğini ileri sürdü. ABD yönetiminin WikiLeaks'e karşı dava açtığını ve WikiLeaks çalışanlarını rahatsız ettiğini söyleyen Assange, Obama'yı Arap Baharı reformlarını seçim kampanyasında kendi siyasi çıkarları için kullanmaya çalışmakla suçladı.

 

2011'de Tunus'ta Muhammed Buazizi adlı bir seyyar satıcının kendini ateşe vererek Devlet Başkanı Ben Ali iktidarının devrilmesine yol açan olayları başlattığını anımsatan Assange, "Muhammed, kendisini Obama yeniden seçilebilsin diye yakmadı" dedi.

 

İsveç tarafından kendisine yöneltilen tecavüz suçlamalarına değinmeyen Assange, İngiltere ve İsveç'i de ABD ile yakın askeri ve istihbarat bağlantılarını korumak adına kendisine ABD'ye iade edilmeyeceğine dair garanti vermemekle suçladı.

 

Assange'a siyasi iltica hakkı tanıyan Ekvador'un Dışişleri BakanıRicardo Patino ise toplantıda Assange'ın sığınma talebi ile ilgili bir çözüme ulaşmak için birçok yol olduğuna işaret etti.

 

İngiltere'nin iki kadına tecavüzle suçlandığı. İsveç'e iade edilmesine karar verdiği Assange, 19 Haziran'da Ekvador'un Londra Büyükelçiliği'nden sığınma talebinde bulunmuş, Edvador Devlet Başkanı Rafael Correa da bu talebi kabul etmişti. İngiltere, Assange'in, Ekvador Büyükelçiliği'nden dışarı adım atar atmaz tutuklanacağını açıklamıştı.

 

İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, Assange'ın kaderiyle ilgili görüşmelerin devam ettiğini, ancak henüz bir ilerleme sağlanamadığını belirtmişti. İngiltere'de yaklaşık 1,5 yıl ev hapsinde tutulan Assange'ın avukatları, ülkedeki yasal süreçte müvekkillerinin İsveç'e iadesinin,"haksız ve yasa dışı" olacağını, İsveç'e iade edilirse adil yargılanamayacağını ve ABD'ye gönderilebileceğini savunuyor.