Hrant Kasparyan / Demokrat Haber

Süryani, Asuri, Keldani ve Arami halkının ortak iradesini açıklayan Bethnahrin Ulusal Konseyi (MUB) Başkanlık Kurulu, 1915-1923 tarihleri arasında Süryani-Asuri halkının maruz kaldığı soykırımın Hollanda Parlamentosu tarafından resmen tanınmasını ve kabul edilmesini selamladı.

Hollanda Parlamentosu’nda 9 Nisan’da yapılan oylamayla kabul edilen tasarıyla Süryani Soykırımı’nın resmen tanınmasına ilişkin açıklamada bulunan MUB Başkanlık Kurulu, “Hollanda Parlamentosu’nun 1915’te Süryani halkının uğradığı soykırıma ilişkin aldığı kararı, tarihsel bir adım olarak görüyoruz” dedi.

Süryani, Asuri, Arami, Keldani halkının yaşadığı ve anayurtları olan coğrafyaya Aramice Bethnahrin deniliyor. Aramice, “Nehirler ülkesi” anlamına gelen Bethnahrin’in Yunancadaki karşılığı ise Mezopotamya.

Süryani halkı, 1915’te maruz kaldığı soykırımı Süryanice kılıç anlamına gelen “Seyfo” kelimesiyle de ifade ediyor.

Uluslararası Soykırım Araştırmacıları Birliği tarafından 2007, İsveç Parlamentosu tarafından 2010, Ermenistan Parlamentosu tarafından Mart 2015 tarihlerinde resmen kabul edilen 1915 Süryani Soykırımı’nın (Seyfo) son olarak Hollanda Parlamentosu’nda geçen hafta yapılan oylamayla resmen tanınmıştı.

“İNKÂRCI SİYASET BİR KEZ DAHA TEŞHİR OLDU”

Bethnahrin Ulusal Konseyi Başkanlık Kurulu, Seyfo’nun Hollanda Parlamentosu tarafından resmen tanınmasına ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Hollanda Parlamentosu’nun 1915 yılında Süryani halkının uğradığı soykırıma ilişkin, 09.04.2015 tarihinde aldığı kararı tarihsel bir adım olarak görüyoruz. Hollanda Parlamentosu tarihsel gerçekliklere ve insanlığa karşı işlenen soykırım suçuna, kendine yaraşır bir tavır ortaya koyması halkımıza umut ve moral vermiştir.

Demokratik ve çağdaş prensiplere sahip olan bir devletin, büyük suçları küçük çıkarlara kurban etmeyeceğini bütün dünyaya göstermiştir. Bilindiği gibi Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu ve işbirlikçileri tarafından 1915 yılında Süryani (Asuri-Keldani-Arami) Ermeni ve Rum Pontus halklarına karşı gerçekleştirilen soykırımı bugüne kadar inkâr etmektedir.

Mezopotamya ve Anadolu’nun kadim Hıristiyan halkları soykırıma uğradıkları için, bugün anayurtlarında yok oluşun eşiğine gelmişlerdir. Üç halktan yaklaşık iki milyon kişi katledildi, ölümden kurtulanlarında başlarına değişik felaketler geldi. Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçısı olan Türkiye Cumhuriyeti devleti tarihiyle gurur duyduğunu, insanlığa karşı işlenen bir suçlarının olmadığını söyleyerek, inkârcı ve etnik temizliğe dayalı siyasetini devam ettirmektedir. Hollanda Parlamentosu’nun aldığı Süryani Soykırımı’nı tanıma kararıyla, Türkiye’nin inkârcı siyaseti bir kez daha teşhir olmuştur.

Soykırımın 100. yıldönümünde Hollanda halkı ve parlamentosunun, Süryani halkına sunduğu en büyük armağan soykırımı tanıma kararı olmuştur. Çünkü Süryani halkı yüzyıl sonra gömüldüğü mezardan tekrar dirilmektedir. Verdiğimiz mücadelenin boşa gitmediği ve tarihsel sonuçları ortaya çıkardığı halkımız ve dünya kamuoyu tarafından görülmektedir.

Halkımız haklı sesini ve taleplerini etkinliklerle gündeme getirdikçe onun sesini duyacak, davasını kabul edecek daha birçok devlet ve parlamentolar olacaktır. Bu vesileyle Hollanda Parlamentosu’na ve 1915 Soykırımı’nın tanınması için çaba gösteren herkese teşekkür ediyoruz.”